Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Güllerin dikenimi vardır, yoksa dikenli dalların mı gülleri mi?

Güllerin dikenimi vardır, yoksa dikenli dalların mı gülleri mi?
 

Aslında yaşamımızdaki en vazgeçilmez mutluluk kaynağımız sağlıklı ve sevdiklerimizle birlikte olmak. Ama yaşadığımız sosyal ortamda çevresel etkilerden etkilenip zorlandığımız zamanlar olabiliyor. Böyle zamanlarda bu olaylara karşı bakış açışımıza göre, etkilenme düzeyimiz değişebiliyor.

Dünya çapında ünlü bir düşünür olan Stephen Covey bunu çok güzel vurgulamış "Başımıza gelen her şeyle, onlara verdiğimiz tepki arasında geniş bir özgürlük alanımız vardır. Binlercesi arasından kendi özgür irademizle seçtiğimiz davranış biçimleri ise bizim mutluluğumuzu ve başarımızı belirler." Demiş. Bunu bilmek güzel de, başarabilmek de gerekiyor. Yoğun ve stresli çalışma ortamımda bunu ben hala tam başaramadım, sanırım beynimiz ve kalbimiz böyle anlarda koordineli çalışmakta zorlanıyor.

Allen Klein’de bakış açımızın nasıl değişebileceğini ve mutluluğumuz üzerine etkisine dair üç farklı bakış açısı sunmuş bize, okuyunca bir düşünün siz de… Bu gün hava bulutlu mu? Yoksa biraz güneşli mi? Güllerin dikenimi vardır, yoksa dikenli dalların mı gülleri mi? Bardağın yarısı boş mudur, Yoksa bardak dolması gerekenin iki katı büyüklükte mi? Seçim size ait…

Bize mutluluk yolunu açabilecek bakış açıları ve davranış şekilleri seçebilmek dileğiyle, sevgilerimle

Hayata Fener Tutuyor musunuz?

Fransa’da ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir.

Görevli, ilk işçiye yaklaşır ve sorar:

‘Ne yapıyorsun?’’ ‘Nesin sen, kör mü?’ diye öfkeyle bağırır işçi. ‘ Bu parçalanması imkânsız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş, ölümden beter.’’

Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye yaklaşır. Aynı soruyu sorar: ‘Ne yapıyorsun?’’ ‘Kayaları mimari plana uygun şekilde yerleştirebilmeleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli. Sonuçta bir işim var, daha da kötü olabilirdi.

Biraz cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler.‘Ya sen ne yapıyorsun?‘Görmüyor musun ?’ der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak. ‘Bir Katedral yapıyorum’’

Bu hikayenin enteresan tarafı her üç işçinin de aynı işi yapıyor olmaları, görmeyi seçtiğiniz yol sizin tutumunuza bağlıdır. Bu gün hava bulutlu mu? Yoksa biraz güneşli mi? Güllerin dikenimi vardır, yoksa dikenli dalların mı gülleri mi? Bardağın yarısı boş mudur, Yoksa bardak dolması gerekenin iki katı büyüklükte mi? Seçim size ait…

Kaynaklar

http://www.milliyet.com.tr/1998/06/06/yazar/tamer.html

http://www.pozitifdegisim.com/yasama_nasil_bakiyorsunuz.htm

http://img89.imageshack.us/img89/699/feelingthesamewayas8.jpg

 
Toplam blog
: 196
: 6404
Kayıt tarihi
: 30.03.07
 
 

Uzman doktorum, kendimi bildim bileli çalışıyorum. Kendi adıma  yaşamdan beklentim, huzurlu ve ko..