- Kategori
- Gündelik Yaşam
Günden kalanlar: Yarım koçan mısır ve boş çay bardakları
Yarım koçan mısır... Üzerinde diş izleri... Akşam vakti gün batımı yakılan bir mangalda nefis kokular yayarak güle oynaya pişirilen bir koçanın yarısı...
Hep toplanılır... Bir sözleşme olmadan... Kendiliğinden toplaşıverilir... Anneanne ve torunlar... Anneanne ve çocukları...Üç kuşak bir arada...Güle oynaya, bazen belli belirsiz bir kederle... Ama yan yana olmaktan içten içe memnun... Hep toplanılır...
Biri bir demlik çayla çıkagelir... Çayın kokusuna çiçeklerin kokusu karışır... Başının üzerinden kararmaya yüz tutmuş üzüm salkımları... Birinin dikkatini çeker "ne zaman olacak bu üzümler yahu"... Anneanne cevap verir usulca başını sallayarak: "Yakında...Yakında..."
Çaylar dolar... Kaşıklar dönmeye başlar bardakların içinde... Biri usuldan bir türkü söyler... Kendi kendine gibi... Öylece... Herkes dinliyordur ama kimse dinlemiyor gibidir... O ses kulaklardadır... Öylesine bildik, öylesine bizim olan...usul usul devam eder "Cahildim dünyanın seyrine kandım, hayale aldandım boş yere yandım..." Türkü işler yüreğine... Gülümseyişler hüzünlü... İçten içe de coşkulu... Gözlerini silmeye çalışanların karşılaşır bakışları.. duygulanmaktan utanan... Sıkılgan gülümser birbirine...
Gece çöker, uykuyu beraberinde taşır... Usuldan gitmeler başlar...
Geriye kalan boş çay bardakları ve yarım mısır koçanı...
Yüreğinde ise seni uykunda bile sarıp sarmalayan türkü: "Cahildim dünyanın seyrine kandım, hayale aldandım boş yere yandım"