Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Futbol
 

Guti, geldi ve geçti

Guti, geldi ve geçti
 

Beşiktaş  geçtiğimiz sezon büyük umutlarla transfer ettiği Guti Hernandez ile yollarını resmen ayırdı. Uzun zamandır kadroya girmeyen daha doğrusu Carvalhal tarafından kadroya alınmayan Guti için Beşiktaş macerasının ya da İstanbul gece hayatının sonu gelmiş oldu.

Uzun yıllar Real Madrid forması giydikten sonra kariyerinin son döneminde Real Madrid'in teknik direktörü Mourinho tarafından kadroda düşünülmemesi üzerine Real Madrid efsanesi Raul ile birlikte yurtdışına açılmıştı Guti.

Raul Schalke'nin yolunu tutarken Guti, Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören'in yoğun uğraşları ile Beşiktaş'a transfer oldu.Hani ne yalan söyleyeyim, yıllarca Real Madrid'de beğeniyle izlediğim bir oyuncunun Beşiktaş'a transfer olmasına sevinmiştim. Müthiş oyun zekası, inanılmaz pasları ve harkulade futbol bilgisi ile beklentilerim çok fazlaydı. Lakin evdeki hesap çarşıya uymadı.

Yanlış neredeydi ?

Beşiktaş'taki kariyerine dönmeden önce son dönem Real Madrid performasını ufak bir özet geçeyim. Özellikle Real Madrid'deki son iki sezonunda Guti oyuna kurtarıcı olarak giriyordu. Son 30 dakika ya da 25 dakika Guti oyuna girip Real Madrid'in baskılı oyun düzeninde öldürücü paslar ve driplingler yapıyordu. Hasılı vesselam 90 dakikalık oyuncu olmaktan çıkmıştı. Yine de son 30 dakika da olsa gayet iyi randıman veriyordu.

Tabii Real Madrid'de onun yerine oynayacak daha genç isimler olduğu için bazı maçlar oyuna girmesine de gerek kalmıyordu. Mourinho gelince haliyle Guti'ye de yol göründü.

İşin Beşiktaş tarafına gelince durumlar karıştı. Real'de bir çok alternatifi olmasına rağmen Beşiktaş'ta o alternatifler yoktu. Onun yedeği olabilecek Delgado ve Tabata gönderilince Guti kendi bölgesinde tek kaldı. Zaten son iki sezondur 30 dakika en fazla 60 dakika oynayan bir oyuncu için alternatifsiz kalmak büyük bir handikap oldu. Bu sebepten de bir iki maç sonra sakatlıkları başladı.

Schuster'in İspanyol tarzı hucum futbolunda Guti pek de fena oynamadı aslında. Beşiktaş futbolu ön tarafta oynadıkca o da kendine özgü pasları ile bir çok golün oluşumuna hazırlık yaptı. Ama Schuster hucum futbolunu abartıp elindeki futbolcu kadrosunu Real Madrid'le karıştırınca Beşiktaş önce tökezledi sonra da tepe taklak gitti. Doğal olarak Schuster'de tazminat zengini olarak ülkesine döndü.

Akabinin de gelen Tayfur Havutçu dönemi Guti'ye hiç yaramadı. Tayfur hoca gerçekci düşünerek Beşiktaş'ı daha defansif bir takım yapınca Guti'nin meziyetlerini kullanacağı ortam ortadan kalkmış oldu. Fizik olarak zaten düşük olan temposuyla ileride çoğalamayan Beşiktaş'ta pas atacak adam da bulamayınca tüm topları ezmeye ve kaybetmeye başladı. Bu da Guti'yi önce takımdan sonra da futboldan soğuttu.

Carvalhal döneminde ise idmanlarda hocasının gözüne ya giremedi ya da açıklanmayan vukuatlarından dolayı kadro dışı kaldı. Üfürükten yapılan sakat açıklamaları ile uzun süre forma bulamadı. Carvalhal'da ona son darbeyi Kayseri gibi koşan bir takıma karşı ilk 11 başlatarak vurdu. Zaten hazır olmayan Guti maçta tel tel dökülünce taraftarında gözünden düştü. Bu da Beşiktaşlıların Guti'yi siyah beyazlı forma ile son görüşleri oldu.  

Medya çok üstüne gitti

Bir diğer hususta Guti'nin gece hayatıydı. Bizim medyamız ve toplulumuz futbolcuları genelde gece evine gidip sütünü içen insanlar olarak düşündüklerinden dolayı Guti sürekli medyanın takibi altında kaldı. Zaten İspanya'nın en gözde futbolcularından olduğu için İstanbul'da da kendine hemen bir çevre edinmiş olmasına rağmen İspanya'daki rahatlığı İstanbul'da hiç bulamadı. Sürekli medyayı eleştiren demeçleri vardı. Medya ve taraftar performans düşüklüğünü bu gece hayatına bağlamış olsa da şahsi fikrim Guti'yi Beşiktaş'tan koparan iki sebep vardı. İlki yukarda dediğim gibi Beşiktaş'ın oyun sisteminin ona hiç uymaması, ikinci olarak da Schuster'in takımdan erken ayrılması. Bu iki sebep bana göre Guti gibi bir oyuncunun bugün Beşiktaş'tan ayrılmasına neden başlıca nedenlerdir.

Son söz :

Guti Real Madrid'de hiç bir zaman lider oyuncu olmadığı gibi bu sorumluluğu hiç almaması nedeniyle alışkın olmadığı şekilde Beşiktaş'ta kurtarıcı olarak görülünce beklentiler hayal kırıklığına dönüştü. Halbuki o işleyen bir makinanın harika bir parçası olabilirdi. Aynı durum bugün Quaresma için de geçerli. Quaresma için yazdığım yazıda aynen bu cümleyi kullanmıştım. "O hiç bir zaman kurtarıcı ya da lider bir oyuncu olmadı. Yetenekli bir kanat oyuncusu olarak bilindi. Defansif özelliklerini hiç geliştirmediği için ve hep bildiğini oynadığı için bugün Beşiktaş'ta." Quaresma ve Guti gibi yetenekli oyuncuları oynatabilmeniz için kadronuzun da kaliteli olması gerekiyor. Beşiktaş'ın bu orta sahası ve oyuncu profili yetenekli oyuncuların mezarı olur. Buna ayrıca oyun sisteminden kaynaklanan hucumda çoğalamama problemi de eklenince zamanla kurtarıcı olarak adledilen diğer oyuncularda hedef tahtası olacaklardır.

 
Toplam blog
: 106
: 1591
Kayıt tarihi
: 11.07.11
 
 

Metin ve haber yazarı ..