Güzel Bir Heyecan Daha

Tüm öğrenciler gibi benim de sömestr tatilim bitti ve kursa tekrar geri döndüm. Bu yarı yıl daha yorucu, bir o kadar da keyifli geçecek herhalde. Açılışı da herkesin bireysel hazırlayacağı oyun sunumları ile yaptık Pazar günü. Yaklaşık 1,5 ay öncesinden verilmiş bir ödevdi bu. Herkes bir oyun ve oyunda bir karakter seçecek, oyunu inceleyecek, karakteri inceleyecek ve sonunda da seçtiği karakterin bir tiradını sınıfta canlandıracaktı. Makyaj ve kostüm de bize yardımcı aksesuarlar olacaktı.

Dün sınıf tam anlamıyla karnaval alanı gibiydi. Leydi Machbet, Juliet, Antigone, Andromakhe, Cyrano De Bergerac, Don Kişot gibi tarihi karakterler başarı ile uygulanmıştı. Ben bu karnavalın içinde biraz daha yalın kalsam da canlandırmaya çalıştığım Belkıs, Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşayan yeniliğe açık bir Cumhuriyet Kadını. Okuduğum dönemdeki halkı birbirine düşüren gündem ve tartışmalar Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sağanak’ını seçmemde ciddi rol oynadı. Oyun 1930’lu yıllarda yazılmış, aradan geçmiş yaklaşık 80 yıl. Bugün geldiğimiz noktada yine birbirine düşmüyor mu baba – oğul, kardeş – ağabey, komşu – komşu. O zaman indirip tozlu raflardan bu eserleri tekrar canlandırmalı… Ya da bizi uyandıracak yeni eserler yazılmalı.

Hazırlanan tirad 2-3 dakikalık olmasına rağmen harcanan emek, yaşanan stres bu işin ne denli zor ve emek yoğun olduğunu bir kez daha anlattı bana.