- Kategori
- Felsefe
Güzel çirkin
Hayatı, dünyayı, duyguları, olayları velhasıl hakında lakırtı yapılabilen her şeyi, daha ziyade olumsuz bir perspektiften okumak; biz divane zavallı insan için daha kolay olmalı.
Üç kelimemizden ikisi birşeylerin yolunda gitmediğini anlatmıyor mu? Doğrudan bir çıkar beklemediğimiz durumlarda; muhatabımızı, övmekten ziyade yermiyor muyuz? Neden bu kadar çok küfrediyoruz? Niçin hep çirkini, olumsuzu, hoş olmayanı görüyoruz?
Acaba ‘güzeli görmek’ çok mu zor? Yoksa biz işin kolayına mı kaçıyoruz?
Görünen o ki, ‘çirkini görmek’, ‘çirkinden konuşmak’ bize daha kolay geliyor.
Biz garip insanoğlunun içinde olduğu çelişkilerden birisi de işte bu perspektif. Sorulunca; güzeli, iyiyi, hoş olanı isteyen ve dileyen insan, arzu ve temenninin dışına çıkar çıkmaz; neden o güzel isteklerine ihanet ediyor?
Ya o, ne dediğini ne istediğini bilmiyor ya da samimi değil.
Güzeli arzulayan, neden güzeli değil de çirkini görüyor?
Sorular, sorular... Soru içinde sorular... Soru içinde cevaplar...
Belki de ‘her şey zıddı ile kaim’ ya; insanı güzeli istiyor, isteğine vasıl olabilmek için, ilke gereği, güzelin zıddını dile getiriyor; çirkinden bahsediyor, çirkinin hoşnutsuzluğunda güzeli görüyor. Veya hiç birinin farkında değil, öylesine çoğunluğa uyup takılıp gidiyor.
Süleyman Dönmez