Güzele güzel olduğu için mi?

Bundan birkaç gün evvel bir blog yazmıştım. “Güzele bakmak, neresine mi?”

Ben bu bloğumu yazarken tabi ki bir erkek gözü ile yazdım. Herhalde bir bayan gözü ile yazamazdım. Çünkü ben bir erkeğim. Ve her türlü eleştiriye açık biri olarak özeliklerde bayanlardan tepki görürüm diye ürktüm diyebilirim. Ama ne yazık ki böyle bir tepki ile karşılaşmadım. Yayına alalı 6 gün olduğu halde. Üstüne de övgü ile bloğumu analiz eden bir bayan arkadaşımızın yazmış olduğu son bloğunu okudum. O kişi ben den bahsediyordu. Yazmış olduğu bloğuma istinaden konuya değişik bir boyuta getirerek düşüncelerini ifade etmiş.

Evet, bu kişi İstanbul-İzmir karayolu üzerinde bulunan ve Uludağ eteklerin de kurulu bulunan güzel mi güzel ve de Türk Sanat Müziğinin essiz sesi Zeki Müren’in yattığı topraklarda ikamet ediyor. Bursa’dan Nilgün Çakırcı Hanım efendinin yazmış olduğu blog adeta benim bloğumu tamamlıyordu sanki.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86441

Teşekkürler Nilgün Çakırcı, bu ince düşünülmüş ve yazımı tamamlayıcı olmasından dolayı.

Bloğunda öyle güzel örnekleme vermiş ki kendisine hak vermemek elde değil.

Evet, güzele bakmak sırf ona bakmakla olmuyor. Babacığım ben evlenmeden önce derdi ki. Güzellik hiçbir işe yaramayabilir. Öğle ki biblo gibi güzel olmuş hiçbir işe yaramadıktan sonra. Güzel ama karşın da taş gibi durduktan sonra ben onu ne yapayım.

Herhalde Nilgün Hanımefendi bloğunda arabadan örnek verdiğinde bunları anlatmaya çalışıyordu adeta. Yani taş olmuş güler yüz göstermeyen, eşine gerekli ilgiyi vermeyen bir bayan da bazı eksiklerin var olduğunu dile getirmeye çalışıyordu. Tıpkı son modern spor bir arabanın frenlerinin olmadığı gibi…

Halbuki ben ne yazmışsım ki. Siz olsanız bayanın neresine bakarsınız.

Ben Nilgün Hanıma söyle bir atıfta bulunayım. Ben bir evli erkek olarak güzel bir bayana bakmayayım mı? Yani. Kaldı ki bekar bile olsak ta her güzel kıza bir ömür boyu beraber olacak şekilde benimle evlenirmişsin der gibi bakılmaz herhalde.

Şimdi yeri gelmişken ben de sorayım. Acaba bayanlar yakışıklı bir erkek gördüler mi acaba erkeğin neresine bakarlar. Mesela yapılı, her an kuvvetli ve kollarında ki pazılar da yumurta gibi şişen bir erkek karşısına çıkarsa o erkeğin neresinden etkilenirler. Yoksa cüzdanın kabarık olmasına mı?

Eskiden erkekler kızların peşlerinden koşarlardı. Şimdi ise dünya sanki tersine dönmüş gibi kızlar erkeklerin peşlerinden koşuyorlar.

Ve bir hatırlatma daha yapayım. Erkeklerde kendi cinslerine de bakarlar. Kız tavlama konusunda bile olsa birbirlerine üstünlük sağlamak için dış görünüşüne güçlü ve kuvvetli olmasına ya da karşısında kinden daha zengin olmaya bakarlar.

Herhalde evli olan bir bayan yakışıklı bir erkeğe de bakamaz mı? Bakabilir de. Herhalde onunla bir ömür boyu beraberlik olacak şekilde bakmaz.

Yeri geldi mi bana da bakıyorlar.

Elbette sizin de güzelliğinizin zarafetine kapılıp bakmak isteyenler olacaktır.

Sokağa çıktığımız da elbette giyimimizle, yürüyüşümüzle herkesin gözü önünden geçerken elbette bakılıyoruz ve bakıyoruz. Bakmayacağız diye kendimizi frenleyemeyiz.

Dışarı da konuştuğumuz arkadaşımız bile güzelliğinizden etkileniyor ve size bakıyorsa eğer.

Acaba insanlar evlerinden dışarıya çıkarlarken şık ve güzel kıyafetleri ile çıkarlar? Neden ev kıyafetleri ile sabahlıkları ve de gecelikleri ile çıkmayıp süslenirler?

Kendine baktırmak için mi?

Yoksa güzelleşip topluma karşı saygıdan mı?

Saygı ve sevgilerimle efendim.

Ahmet Üstündağ 17 Ocak 2008 saat 03.00