Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '13

 
Kategori
Blog
 

Hadi gelin, birbirimize "Seni seviyorum" diyelim

Hadi gelin, birbirimize "Seni seviyorum" diyelim
 

İstediğin kadar takip et, araştır, taraştır… Gazeteleri aksatma, televizyonun başından ayrılama… Değil mi ki yurt dışında yaşıyorsun, çok şeyleri kaçırırsın. Ülkenin topraklarında bir şeyler ekilip biçilmiştir sen yokken! Uzun bir aradan sonra… 6 haftalık iznini alıp ver elini İstanbul demişsindir… Bar, restoran, çay bahçesi, otel lobisi… Her ne halt ise işte… Kulağına gelir yan masa konuşmaları…

“Seni seviyorum Hasan!”

“Ben de seni seviyorum İsmail!”

Benim güzel ülkemde “doksanlı” yıllar böyleydi işte! Hatırladınız değil mi?  Kim icat etmişti bu “sevgi müptezelliğini” bilmiyordum tabii. Masadan kalkan “Hadi bana eyvallah” diyeceğine “Sizleri seviyorum arkadaşlar, bana müsaade” diye vedalaşıyordu! Bu diyaloglar benim kulağımı fena halde tırmalıyordu!

O gidince de… Arkasından…

Sizin anlayacağınız herkes, herkesi bir güzel seviyordu!

Yüz yüzeyken:

“Hasan senin kaşın dötün çok oynuyor, i...nin önde gidenisin” diyen yoktu! Allah için!

İsmail de hatırı sayılır ölçüde i..e olduğundan Hasan’a “sevgiyle” yaklaşıyordu.

“Seni seviyorum Hasan!”

“Ben de seni seviyorum İsmail!”

“Seni sevmeyen ölsün!” şarkısı pek modaydı o sıralar!

Böyleydi işte o güzelim doksanlı yıllar!

Benim aptal (sarışın)yârim sorardı merakla: “Ne dedi İsmail Hasan’a?” (İşin yoksa tercüme et elin Alamanına!)

-İsmail Hasan’a "ich liebe dich" dedi be kızım!

-Hasan ne dedi peki?

-Ne diyecek? Hasan da İsmail’e “ich liebe dich auch” dedi işte!

-Hasan şey mi?

-Yok be kızım yaaa!

* * *

Şimdi gıcık ve yazıyla alakasız bir soru: Editör seçkilerinde yer alan yazılara neden YORUM yazılmaz? Yok valla, yanıt falan beklemiyorum bu soruya! Düşünün yeter! Antreman babında yani.

* * *

Sitemizden hırgür eksik olmuyor şu sıralar! “Paylaşım” söylemi oldukça revaçta ama “paylaşılmayan” bir şeyler olduğu da gözler önünde yani. “Allah’tan ben varım” diyeceğim ama benim çabalarım da yetersiz kalıyor sonuçta. Dile kolay; üç bin kilometre uzaktayım ama istiyorum ki bu güzel sitemizde barış rüzgârları essin! (Bkz. Lütfen yazılarıma.)

Herkes birbirini sevsin!

Ben kıymetini bilememiştim ama…

O doksanlı yıllar tekrar geri gelsin!

Mesela ben bayram değil, seyran değilken “Seni seviyorum Ahmet Balcı!” diyebileyim!

O da bana “Ne ayak?” diye sorunca…

“İçimden geldi Balcı” diyeyim!

Söyleyin Allah aşkına, bu durumda Ahmet Balcı’nın gözleri yaşarmaz mı?

Oturup bana “Ne söylersen bir fazlası” diye yorum yazmaz mı?

E peki, siz niye denemiyorsunuz?

Hem sonra Başak Hanıma da yazık! Her gün  Vır vır da vır vır! Her gün kavga! Ne bu yahu! Bırakalım azıcık kafasını dinlesin!

İşte size fırsat!

“Seni seviyorum” demek pek de zor değil aslında…

“Paylaşıyorum, paylaştıkça çoğalıyorum” diyen ,“Seni seviyorum” da der!

Bakmayın Culduz’un hırçınlığına, o sevilsin istiyor.

Siz onu sevin ki…

O da sizi sevsin!

Güzel pazarlar efendim.

Not: Yazı ortasında sorduğum soruyu da kulak arkası etmeyin haaa! Gelecek yazılıda tekrar soracağım, hazırlıklı olun yani!

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..