Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '12

 
Kategori
Hukuk
 

Hak ve alacaklarımızın teminatı senet Türkiye’de hiçbir hükmü olmayan kâğıt parçasıdır

Hak ve alacaklarımızın teminatı senet Türkiye’de hiçbir hükmü olmayan kâğıt parçasıdır
 

Devlet her türlü alışverişi resmi belge (senet) düzenleme tasarrufuyla güvence altına almıştır. Bunun anlamı şudur: Ticari işlerinde haklarını güvence altına alabilmek için devletin resmi belge düzeni içinde hareket etmen lazım. Böyle yaparsan kanunların koruyuculuğundan yararlanırsın; hakların zayi olmaz. Değilse karışmam.

Güzel… Zaten böyle olması gerekir; bizleri Yılanoğlu koruyacak değil ya. Geçiyoruz Noter efendinin karşısına. İmza, mühür, aldın mı aldım, sattın mı sattım; bir güzel sağlama bağlıyoruz alışverişimizi. Elimizde kapı gibi senet gönül rahatlığı içinde evimize gidiyoruz.

Senet devletin verdiği sözdür. “Benim mührümle onay altına alınan hususlar yerine getirilmezse gereğini yaparım.” Vatandaş elbette bu söze güvenecektir. Elinde devletin imzalı mühürlü senedi var iken misalen borç verdiği parayı alamayacağını düşünebilir mi?

Ama alamıyor işte… Ev alıyorsunuz; bankadan kredi kullanıyorsunuz. Banka imzaladığınız sözleşmeyi yeterli görmüyor, ayrıca evin üzerine ipotek koyuyor. Sözleşmeyi noter huzurunda yapsanız da durum aynı. Yani devletin resmi sözleşmesinin güvence anlamında hiçbir hükmü yok. Çünkü bununla paranızı alamıyorsunuz. Bu aynı zamanda kanunların etkisiz, devletin ise yetersiz olduğunu gösteriyor.

Düzenin uşakları(menfaatleri gereği yanlış da olsa düzeni savunanlar) bir kısım senetlerin vadesinde ödendiğini söyleyerek aklı sıra bizi haksız çıkaracaklar. Siz kimle dans ediyorsunuz; senedinizi vadesinde ödeyenler zaten senet yapmak bile gerekmeyen bazı dürüst insanlardır.

Türkiye’de ödenmeyen senetlerin tek tahsil yolu icra iken ancak senetlerin üçte biri icraya verilmekte kalanı ise kırk harami yöntemiyle tahsil edilmektedir. Devletin tahsilini sağlayamadığı senet için kişilerin silaha sarıldığı, cinayet işlediği bilinen bir gerçektir. Bunu yapamayanlar çaresiz çek-senet mafyasına gidiyor ya da faiz ödeyerek bankaya kırdırıyor. Alacaklılar mafyaya gidiyor da devletin icra dairesine gitmek istemiyor. Türkiye’de icra yoluyla alacakların tahsili trajikomik bir süreç. Allah aşkına aldığı borcu ödemeyen ve insanların hakkını vermeyenlerin hakkı mı olur? Yok mağdurmuş, ticari itibarı sarsılacakmış, açmış, parası yokmuş, devlet onu takip altında tutacakmış… İcraya versen nolur. Adam diyor ki param yok canımı mı alacaksın. Bana ne bütün bunlardan! Benim hak ve alacağım ne olacak? Üç kuruş için yıllarca git gel mahkemelerde sürün. Alsan bile paran pula döner.

Senede güvenerek kimseye beş kuruş vermem; çünkü alamam. Senet geçersizdir, bedelini asla tahsil edemezsiniz. Üzerindeki TC mührü, devleti temsil eden noter falan hepsi hikâye. Senetle paranızı alamazsınız! Türkiye’de herkesi kandırırsınız ama Kerim Korkut’u kandıramazsınız; ümüğünüzü sıkacağım sizin!

Senet teminatsa, garantiyse, güvenceyse devletin bu resmi belgesine güvenerek malımızı paramızı alacak, hakkımızı kaybetmeyeceksek çek senet mafyası noluyor? Bir sürü faiz vererek niye ben senedimi bankaya kırdırayım? Vadesinde ödeneceğinden emin değilim ki. Yarı parasını vererek niye mafyaya tahsil ettireyim? Napayım, senin aracılığınla alamıyorum. Onaylamışsın, mühürlemişsin elime vermiş başının çaresine bak diyorsun. Ben başımın çaresine bakacaksam sana ne gerek var?

Üstelik harç alıyorsun; iki satır vekâlet 75 lira. Resmen resmi soygun. Memur iki dakikada yazıyor, noter efendi mührü basıyor, ver 75 lira. Bir kâğıttan 75 lira ya. Bari işe yarasa. Senedi geçersiz, vekâleti kim tanır. Bunları yazacağız sayın bay kravatlı! Kerim Korkut geldi, Çankaya saltanatları bitti artık!

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..