Hakemler nereye koşuyor?

Son yıllarda, futboldan çok hakemlerimizi konuşur olduk. Dünyadaki başka Hiçbir ülkede böyle tartışmalar yoktur. Hakem hatalarından kimin canı yanıyorsa, alıyor sazı eline, diğerleri sessiz.

Hatta hafiften mutlu. Şu takım-bu takım küçük takım-büyük takımdan çok, futbol zevkine sıkılan limon bizleri rahatsız ediyor. Bütçesinden önemli bir miktar ayırarak, zevkli bir futbol maçı izlemeye giden seyirciler, sahada kuralların adilce uygulanmadığını hissettiği anda çileden çıkıyor ve film orada kopuyor. Bırakın zevki, neredeyse sinir krizi geçirecek noktalara geliyor.

Hakemlerin yapmış olduğu hatalar, çelişkili kararlar, kararsız davranışlar, ev sahibi takımın seyircisi nin etkisinde kalmalar, eyyamcı davranışlar, en büyük zararı Türk Futboluna veriyor. Halkın büyük çoğunluğu tarafından çok sevilen, takip edilen, bu güzel oyun, centilmenlikten uzaklaşarak, adeta çirkin bir savaşa dönüşüyor.

Her hatadan sonra, canı yanan feryat edip, M.H.K.'ya ve Federasyon'a yükleniyor, Federasyon'da savunmaya ve hatta karşı saldırıya geçiyor. Bu kısır döngü sürüp gidiyor. Bu arada olan milyonlarca lira harcayarak, takım kuran, kulüplere ve emeğiyle ekmeğini kazanan futbolculara oluyor.

Federasyon cephesinde, her zaman benim hakemlerin iyidir, benim hakemlerim mükemmeldir savunması yapılıyor. Ancak neden bizim hakemlerimiz, Uluslar arası maçlarda görev alamıyor, neden dünya kupası maçları yönetemiyor, neden dünya çapında bir hakemimiz, hatta hakemlerimiz yok sorusuna cevap veremiyor. Bu gidişat bizi dahada karamsarlığa sürüklüyor. M.H.K. Konuyu acilen ele alıp, gerekirse çok kapsamlı bir eğitim atağına geçmeli. Ayrıca hakemlere psikolojik destek verecek ve maçlara hazırlayacak mentörler görevlendirilmeli. Aksi halde durum daha vahime gideceği gibi, Uluslar arası platformda gerileyeceğimiz aşikardır.

Bu işin, tarafı, rengi, kenti yok, büyüğü küçüğü yok, adalet ve temiz yönetim herkese lazım.