Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Halıcı Ahmet

Halıcı Ahmet
 

Büyük adı: Ahmet. Uğraşısı: Halıcılık..Küçük adı: O da halıcı..''Halıcı Ahmet'' diye anılır.Yoksa bilinmez. Ege'nin her yerinde yaşar. ''Daldan eğme değil, ' 'Kökten sürme'' turizmcidir. Kaideleri kendisi ortaya kor.Herkesin istisnasız uymasını ister..Eline, ayağına hiç üşenmez.İlk zamanlardı halıcılığı. Şimdi turizmcilik yapar...Dil bilmez.Yol bilmez..Avrupayı arşınlar. Otellerine gelen müşterilerin adres defterini tutar. Alır o defteri, kışın o müşterileri tek tek bulur memleketlerinde.''hediye'' olarak da '' Sandalye minderi '' verir..''Gene buyur gel bu yıl da'' diye sıkı sıkı tembih eder.Türkiyede bu şekilde bir pazarlamacılığı hiç kimse yapamaz.Halıcı Ahmet Yapar.

Oturmuş röportaj yapıyoruz Halıcı Ahmetle. Daha doğrusu Ahmet Urkay'la...Gülümsemesi bile turistik..Marmariste işe, '' Taban halısı'' satışı ile başlamış..''Sekiz taban halısı ile otel kurdu'' diyenler var. Biz, söylenenlerin yalancısıyız. Sorduk kendisine'' Çekemeyenler var'' dedi...

Güneyde tatil köyleri var Halıcı Ahmet'in. Üç dört yıldızlı otelleri de var. Denizli'li kendisi. Geç kızar. Sabır taşı patlar, o patlamaz!. Patlayınca da yanında durulmaz. Kin de tutmaz..''Güliverir gari'' sonunda..Ve ''Olcek o gadan gali'' deyiverir , bu sefer de karşısındakini güldürür. Bu, hırsının geçtiğine alamettir.

Sık sık personel değiştirir. Yıllanmış olanları da çoğunluktadır. Hep memleketlilerine iş verir..Reklamını kendisi yapar. ''Seneye yine buyrun gelin'' derken, hediyesini de verir. '''Eee, dedik, Ahmet Urkaya'a, dil bilmezsin, yol bilmezsin, yollarda kaybolmadan nasıl geri gelirsin'' dedik..Bu sefer adamakallı kızdı.''Ben Denizlili'yim'' dedi.Ve ekledi:'' Erken yanan ocak, küllü olur derler, sen bunu hiç duymadın mı?Onun için, işimi bilirim ben.. Hiç benim kartvizitim oldu mu? Olmadı..Kendi reklamımı, kendim yaparım. Ayağıma üşenmem. Destsiyi kendim yaparım, kulpunu da kendim takarım'' dedi.Sonra durdu bir aralık Halıcı Ahmet. Elinin şaplağını bir vurdu sırtıma, ''İşte böyle akideş'' dedi. Yani ''Arkadaş'' demeğe getirdi.Ve ossaat barışıverdik...Gülüverdi bir . Ben de onun diliyle ''Gonuşuverdim'' ''Huna bak cavır, güler gali'' dedim.Barıştık..

Esas mesleği halı dokumacılığı.1966 dan beri yörede turizmcilik yapıyor.Okullar açtı adına. Ne olduysa 1955 yılında ''Kolleksiyoner'' belgesi aldı. Ve ondan sonra tatil köyleri yaparken kazılarda bulduklarını bir müzede topladı. Geçtiğimiz Yıl Evren Paşa Halıcı Ahmet'in müzesini, görkemli bir törenle açtı. Marmarise yakın yol üzerindeki müzede, MÖ.3 binden itibaren Helenistik, Roma, Bizans devirlerine ait taşlar, pişmiş topraklar ve camlar müzeye getirildi.Halen de sergielenmekte...Turistlere de büyük bir bilgi kaynağı olyor. Ahmet Urgay bu konuda, şunları söylüyor.. ''Memleketimiz güzel amma, güneşin, de denizin de izi silindiğinde, akıllarında medeniyetimizin eserleri kalırsa, daha olumlu bir turistik hizmet yaparız'' dedi.Ve ekledi: ''Bizim kim olduğumuz da önemli'' dedi.

Bir araziye serpili müze konaklarında el yazması kuranlar, halı ve kilim kolleksiynları, Osmanlı harp araç ve gereçleri son zamanlarda müzeye eklenen eserler olmakta. ''Amacım, diyor Halıcı Ahmet, bu değerler paylaşılsın. Gelecek kuşaklara aktarılsın..turistler değerimizi anlasın, seceremiz iyi bellensin'' diyor.

Bakanlığın izni ile açılan müzeyi gezen bir İngiliz turist: '' Güneş ve denizle tanışmadan evvel, Türkiyenin değerleri ve kültürüyle tanışıyorsunuz.Bu çok önemli.Hem de çok uzaklara gitmeden, derli toplu halde birden bire bu kültüre ulaşmanız bu müze ile mümkün oluyor'' diyor.

Ve Halıcı Ahmetten vecize gibi bir söz: ''Bir çalgının telleri sürekli gerilirse, akordu bozulur'' diyor ve ekliyor:''Ruh sağlığı bakımından turizmden başka yerlere de yöneleceksin ki, ufkun açılacak, kendini zinde hissedeceksin, strestlerden de kurtulmuş olacaksın diyor. (Resimde, üstte, Ahmet Urkay, son defa verilen bir ödül merasiminde görülüyor.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..