Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Maradona Marmaris' de...

Maradona Marmaris' de...
 

Ünlü futbolcu "Maradona" ile, Marmaris’te karşılaştım. Midesine taktırdığı "Kelepçe" yi de çıkarmışa benziyordu. Sepete düşmüş "Yayın Balığı" gibi sere serpe oturuyordu barda. Banana’nın sahibi ile çene çalıyorlardı. Herkes kendi dilinde konuşup şakalaşıyor, kadehler ortak "Utku" için, bir kalkıp, bir iniyordu.... . Banana’nın sahibi ile çene çalıyorlardı. Herkes kendi dilinde konuşup şakalaşıyor, kadehler ortak "Utku" için "Şerefe" kalkıyordu. Ardından gelsin balık buğulamaları… Gelsin kalamar salatası. "Törkiş Raki" ve de Marmaris’in meşhur sarmaşık turşusu..

Makinemi hazırladım. Yavaşca yanlarına sokuldum. Bir anda Maradona gök gibi gürleyiverdi: "Ne bu la?" Ardından da ''Oh be, dünya varmış ‘’ deyiverdi. Edindiği Türk arkadaşı Necati’ye doğru kadehi kaldırdı ve : "Şerefe" diyerek Türkçe kadehini parlattı. Çaresiz, gruba dahil olduk. Hoş beş iyi gitti. Rakılar da... Maradona bir aralık:"Var Törkiş raki, çok güzel... Nasıl diyorlar var bunda bir sakatlık. İçiyorsun, içiyorsun. Sonra da çarpılıyorsun. Kamyondan düşmek var öyle… Nasıl denir, işte öyle bir şey !.. " Onlar tekila’ya alışkınlar tabi. Rakıdan yakınmaları da normal. Bayağı rakı muhabbeti oldu ve koltuklarımı kabarttı. İçkili hallerde bayrak, millet, Sakarya halleri anlayacağınız.. "Şu rakı şişelerinin üstüne niye bayrak resmi koymazlar ki.!.''. Ne güzel olurdu. Aşka gelince, bayrak niyetine şişeyi sallardık. Bu arada da kafalar gözler yarılırdı muhakkak... Aman aman, demedim öyle bir şey, sözümü geri aldım.

Maradona epey kilolu. Sormak istiyorum mideye takılan kelepçe nasıl bir şey. Nasıl takıyorlar kelepçeyi. Arabanın jantını değiştirir gibi mi? Yahut nasıl sökülüp çıkarıyorlar yerinden. Bu kelepçe dedikleri şey, karakolda takılan kelepçelere benziyor mu?... Gazetecilik yapacağız ya! Ani vak’alar karşımıza çıkınca, soru yok, hazırlık yok. Aklımıza geleni soracağız. Hiç merak etmesek de, sizler için meraklanıp soracağız bir şeyler. Örtüleri aralıyacağız... Bilinmeyenleri ortaya çıkaracağız... "Ört ki, ölem!"

Biz böyle böyle Maradona’dan gözümüzü ayırmadan düşüncelere dalmışken, kendisi cevapladı bir anda içimizden geçenleri: "Kelepçeli hayat, mapusaneden farksız!..." diyor ve ekliyor: "Eski yeşil sahalara döneceğim antrenör olarak." Marmarisi methetmişler. Suyu, havası güzel diye... O da kalkmış gelmiş.Midesi kelepçe ile daracık bir odaya dönüşmüş ya! Zormuş yemek içmek.Taksit taksit yiyeceksin.Suyu da idareli kullanıp, birden yüklenmeyeceksin. Ki, içeride arapsaçına dönüşmesin gıdalar. Kısacası kaideler, kaideler... Nota ile otur.Nota ile kalk..Güdümlü mermi gibi..Gideceğin yeri sen değil, dıştan alınan gıdaların seyir defteri kararı vermekte..Hep azar azar. Her şeyin azı..Özü..Kredi kartı geçmiyor velhasıl.

588 maçta 311 gol atmış. Baktım, hiç böbürlenmeden konuşuyor. Milli takımda 91 maçta da 34 golü var. Kral kupalarının Fifa’ların, Dünya şampiyonalarının şampiyon futbolcusu... Sen kelepçeyi çaktırmadan çıkart, gel Marmarislere.... "Yandım Çavuş ayranına karıştırdığın rakıları paşpeşe devir.Ne de çabuk çavuşun ayranı ile tanışıverdin ayağının tozu ile, o da ayrı bir mesele ya.. Yeşil saha hayalleri ile kalamarları çipuraları buğulama yap, kalamarları da salata yap... Oh be! Hala daha "Arnavut tüfeği gibi" dimdik ortalarda ben "Maradona’ yım" diye dolaş... Pes valla! "Banana Apart’ta" yan gel yat… Oh keyfim oh… Yan cebime koy..

Baktım, ağzı kalabalık.. Etrafı da fazla kalabalık olmadan tekrar lafa girdim ve Maradona’ya: "Eee, anlat bakalım, dedim ve o günlerden bu yana ne haltlar yedin bakalım?!" diye sual eyledim…

"O günler" dediğim, Marmaristeki muhabirliğim zamanında, kendisini Güneş Gazetesine yollamıştım. Coşkun Özarı ve Turgay Şeren karşılamışlar kendisini. Bir güzel allamışlar, pullamışlar...Makyaj odasına sokup bir güzel boyamışlar... Üst baş alıp forma giydirmişler. Top alıp, eline vermişler ve de Diego Maradona ile özel röportajlar yapmışlar... Çarşaf çarşaf resimleri çıkmıştı Güneş’te... "Bu da yerli Maradona" diye.. İşte… Yerlisi, deminden beri lafı allayıp, pullayıp ettiğimiz kelamların sahibi karşımızdaki Maradona yani Marmarisli dublörü olan Nurol Karataş...

Anlattı. İstanbul'dd, Güneş Gazetesinden sonra (O Güneş şimdi ki değil.Kapanmış olanı) o hızla Avrupaya çıkmış. Tam on bir ülke gezmiş eşiyle... Gittiği yerlerin spor klupleri aynı manşetleri çekmişler: ‘’Türkiyeli Maradona’’ diye. Misafir edilmişler.Tam 7 milyar para harcamışlar.O gün bu gün Marmariste masörlük yapıyor.’’Maradona’’ denince tanınıyor. İsmini bilen yok.57 yaşında. Maradona’dan on yaş küçük...

Yıl 1933.. GS - Sevilla maçı var İstanbul Mithatpaşa’da. Stad çıkışında Maradona ile karşılaşıyor bizim Maradona... Hayretler içinde kalıyor... Şaşırıyor… Boynuna sarılıp dostluk gösteriyor Maradona ve kendisini Arjantine davet ediyor... Tabi, para suyunu çektiği için de gidemiyorlar. Ama, ’’Maradona sevgisini’’ içlerinde yaşatıyor bizim yerli Maradona..

Gelmiş, geçmiş ve gelecek bütün futbolcuların en büyüğü Maradona’nın Marmaris versiyonu ile ikinci karşılaşmamız böyle oldu.
..........................

Resimlerde Maradona yukarıda ''Top başı '' yapmış.Altta ise Hakiki ve yerli Maradno'lar bir arada ve Maradona'dan futbul figürleri ve incelikleri konusunda bir ufak uygulama

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..