Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Halkın takdiriyse, evet de...

Halkın takdiriyse, evet de...
 

Merhaba sevgili okurlar,

İnanın seçim bitti, ama, sonuçları daha çok konuşulacak gibi...

Seçimlerde bir maç gibidir. Sonucunda, tarafların galibiyeti de vardır, mağlubiyeti de ve hatta beraberlik de ihtimallerin içerisinde olan bir sonuçtur.

Ama önemli olan maçların centilmence oynanmasıdır, yani, bilerek hakem ya da oyuncu yanlışları yapılmadan yani maçın, satılmadan ya da satın alınmadan elde edilen sonuç en güzel sonuçtur.

Bunu söylüyorum, çünkü Ülkemizde, basınımızda da muhtelif tarihlerde yer aldığı üzere maçların, hakemlerin ya da karşı tarafın kritik mevkilerde oynayan futbolcularının kendilerine bir takım olanakların sunulması sonucunda maçların satıldığı, satın alındığı iddiaları zaman zaman yer almıştır.

Bu uygulamalar, maalesef ki geçmişte başka konularda da gündeme gelmiş hatta, bir iş adamımızın bir devlet bankamız olan sanırım Emlak Kredi Bankasından, kredi alması sonucunda, konunun mahkemeye yansıması aşamasında, iş adamının banka genel müdürünü rüşvet almakla itham etmesi sonucunda, ilginç bir söyleşi yapılmıştı. Yaşı müsait olanlar anımsayacaktır. İş adamı demişti ki "... rüşvetin belgesi mi olur be....?...."

O Genel Müdür, şimdi Amerika'da 2 oğluyla mesut ve mutlu bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar.

Konumuz tabii ki onlar değil. Konumuz, tabii ki seçimler ve sonucu....

Benim dikkatimi çeken, seçim sonuçlarının inanılmaz bir süratle sonuçlanarak halka duyurulabilmesiydi.

Dün saat sanırım 20.30 civarlarındaydı ve bir dostla, bir çay bahçesinde çayımızı yudumlarken, AKP'nin %51 'lik bir üstünlüğünden bahsediliyordu.

İnanılır gibi gelmedi bana. Bu ne süratti, nasıl bu kadar çabuk sonuçlar alınabilmişti? Teşbihte hata olmaz derler.Sanki hazır kıta gibi...

Hem katılımın geçen seçim dönemine göre yüksek olması, hem de seçmen sayısındaki artışa rağmen, sonuçların bu denli hızlı bir şekilde sonlandırılabilmesi beni hayrete düşürdü.

Sistem aynı sistemdi. Parmaklarımız boyanarak oyumuzu kullandık.O zaman da öyleydi, bu zaman da böyle oldu.

Ben, eğer ki hafızam beni yanıltmıyorsa, 2002 seçim sonuçlarını, bırakın 20.30 gibi alınabilmesini gece yarısını geçen saatlerde, muhtemelen de sabaha karşı, ancak alabilmiştik.

Çünkü, o dönemde sandık görevlisi olan ben, çok iyi hatırlıyorum ki, sandık sonuçlarını gece yarısına doğru teslim edebilmiştik.

Demek ki AKP, bu Ülkede gerçekten hızlı bir çalışma süreci başlatmış.

Yüksek Seçim Kurulumuzu da bu meyanda kutlamak gerek. Seçim sonuçlarının hızla alınabilmesini teminen, onlar da önemli ve hızlı bir çalışma süreci başlatmış olmalılar.

Emeklilerimiz, çiftçilerimiz, fındık üreticilerimiz, Atatürkçü olan ve laik düzene sahiplenen kesim, CHP-DSP birleşmesi, o kalabalık yürüyüşler, dev mitingler, hepsi rüyaymış, demek ki herkes hayatından son derece memnunmuş..

Tatillerini yarıda bırakıp kesenler, sanki AKP'ye destek olmak için gelmişler.

Sevgili okurlar, Allahın bildiğini kuldan niye saklıyayım ki?

İnanın aklımdan geçmiyor değil, acaba, gerek seçmen sandık listelerinde, gerekse Yüksek Seçim Kurulundaki çalışmalar esnasında, sehven yapılan maddi bir hata olabilir mi diye? Ben bu sehven kelimesini çok severim. Bürokrasi dilinde kurtarıcıdır. Eğer bir şeyler olmaması gerekirken, olmuş gibi hazırlandıysa ve bu da ortaya çıkarsa, yanıt hemen hazırdır." Sehven ".

Kimbilir?

Eğer bilinçli yapılan bir şey varsa da, yapanları önce Allaha havale, sonrasında ise yargıya teslim etmek lazım...

Sonuçların, tekrar Ulusumuza hayırlı olmasını diliyorum.

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..