Haluk Kırcı Sistemin Yarattığı Katillerden Birisi

Rakel Dink, eşi Hrant Dink’in cenaze töreninde yapmış olduğu konuşmada, sisteme yönelik bir eleştiride bulunmuş ve sistemin katil yetiştirdiğini ileri sürmüştü. Gerçekten Rakel Dink’in bu söylemi dikkatle mercek altına alınması gereken bir husustur. Henüz daha 17 yaşında olan bir çocuğun, doğru düzgün düşünceleri hakkında fikir sahibi dahi olmadığı bir insanı öldürmesini ancak Rakel Dink’in sisteme yönelik yapmış olduğu eleştiride anlayabiliriz. Bu sistem öyle bir sistemki, nasıl oluyorsa, bir şekilde insanların zihnine, kin, nefret ve düşmanlık tohumları ekiyor, ardı sıra o tohumlanan birey, en küçük bir sakınca duymadan, hedefe koyduğu kişiye silah çekmekte beis görmüyor. Ve katil oluyor. Sistem göz göre göre katil üretiyor.

İşte bu katillerden biriside yine sistemin katil üretim merkezlerinden geçerek, henüz daha yirmili yaşlarında, bütün bir ülkeyi kana bulayacak eylemlere tutuşmuştu. Gözünü kırpmadan, salt Türkiye İşçi Partili oldukları için yedi öğrenciyi kaldıkları evlerinde korkunç bir şekilde öldürmüş ve her ne hikmetse, bu eyleminden dolayı yıllar sonra yakalanmış, türlü dalaverelerle ve güya yanlışlıklarla serbest kalmış, devlet adına yurtdışında bir dizi eyleme katılmış ve yine her ne hikmetse, yapılan yanlışlığın farkına varılarak yeniden demir parmaklıkların ardına konmuş.

İşte bu katil, daha birkaç gün önce özgürlüğüne kavuştu. Sahi, bu katil işlemiş olduğu korkunç cinayetler sonrasında yakalanıp içeri atılmasından dolayı kaç yıl yatmıştı?

Ve şimdi özgürlüğüne kavuşmuş olan bu katil ki altını tekrar çizmekte fayda görüyorum, bu ülkenin katil üretim tesislerinde yetişmiş, sistemin ta kendisi olan bir kimsedir, kendisinin laflarına şu sıralar fazlası ile rağbet edilmektedir.

Ve o katil, yani Haluk Kırcı denen şahsiyet;

Cinayetlerini itiraf etmiştir ve bu günkü aklı olsaymış, aynı şeyleri yapmasının söz konusu olmayacağından demler vurmuş. Öbür tarafta hesap vereceği günü bekliyormuş?

Haluk Kırcı sistemin üretmiş olduğu katillerden birisiydi.

Sistem Haluk Kırcı ve türevlerini birer komünist düşmanı olarak yetiştirdi ve bu kimseler tüm zihinsel gıdasını komünistlerin nasıl ortadan kaldırılması gerektiği yönünde aldı. Sistemin ta kendisi bu gıdayı verdi ve yine sistemin ta kendisi olan birilerini, kendisini temsil etmesi için sokaklara saldı. Devleti koruyordu bu yetiştirilmiş katiller. Devlet bu katillerin tapındıkları yegâne güç kaynağıydı. Her şey devlet içindi bu insanların nazarında, ve istisnasız bir şekilde, devletin koymuş olduğu nizama uymayanlar yok edilmeliydi bu kimselerin zihnindeki dünyada.

Katil yetiştiren bu muazzam düzenimiz, yetiştirdiği katillerinin eline pek tabiki katil olabilmeleri için bol miktarda mühimmatta verdi. Komando kampları kurup, katillik eğitimine tabii tuttu. Ve sistemin bizatihi teşvik ettiği ve eğittiği bu katiller, sokaklarda önüne gelene kurşun sıktı, makineli tüfeklerle kahvehaneleri taradı, birçok kenti türlü provakasyon eylemleri ile kana buladı ve en nihayetinde memleketin yetişmiş ne kadar beyin insanı varsa bu kişilerin silahlarından çıkan kurşunlarla suikastlere kurban gittiler.

İşte bu sistemin yegâne katillerinden birisiydi Haluk Kırcı.

Bahçelievler’de yaşanan vahşete ilişkin birçok kitap okudum. Olayın birebir anlatıldığı o kadar çok kitaplar yazıldıki yedi TİP üyesi öğrencinin öldürülmesi üzerine. Bu kitapların her bir satırı insanım diyen her bireyin tüylerinin diklenmesine neden olacak cinstendi.

Öğrencilerin eterle bayıltılması ve sonrasında çelik tel ile boğarak öldürmeye çalışmaları, yüzlerine yastık bastırarak öldürme girişimlerini sürdürmeleri ve en nihayetinde Eskişehir Karayolu’nun kenarında iki öğrencinin kafasına kurşun sıkılarak öldürülmesi başlı başına bir dramdır. Bir tarafta öldürülen gençler ve sistemin, bu gençlerin düşüncelerine yönelik düşmanlık tohumları ektiği gençler.

En nihayetinde Haluk Kırcı bir katil.

Sistemin üretmekte en küçük bir rahatsızlık duymadığı bir katil.

Haluk Kırcı ne kadar katilse, onu katilleştiren bu sistemi sorgulamadan geçmek mümkün değil. Sistem kendi üretmiş olduğu katil gençler tarafından varlığını güvence altına alıyor. Zira toplumunu her dem mutsuzluğa itmiş olan bu sistemin, kendisini koruyabileceği en vahşi yöntemlerden birisidir gençlerinden katiller ordusu yaratmak.

Kurulu düzen için en korkunç şey, halkın ayağa kalkması ve sistemi sorgulama sürecine girmesidir. Sistem sorgulanmaya başladığı andan itibaren o toplumda olumlu yönde bir gelişme başlar ama bu olumlu gelişme süreci birilerinin iktidarına son vermeye doğru gidecektir. İşte o iktidarını kaybetme endişesi taşıyan muktedirler için, topluma korku salmak yegâne bir eylem biçimine ve propaganda yöntemine dönüşüyor.

Sistemin muktedirleri iktidarlarını korumak adına gençlerinden katiller yaratıyor ve o katiller sayesinde sistem varlığını, sistemin muktedirleri iktidarlarını sürdürüyorlar. Olan ise katillere ve o katillerin kurşununa hedef olanlara oluyor.