Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hamiline açık mektup: Mutlu musun, gece rahat uyuyabiliyor musun?

Hamiline açık mektup: Mutlu musun, gece rahat uyuyabiliyor musun?
 

Bu defa siz diye hitap etmeyeceğim. Çünkü siz dediğimiz kişiler genelde saygı duyduğumuz kişilerdir.

Sen, ağır küfür ve hakaretler etmeyi, emrinde çalışanları hayvan gibi azarlamayı büyüklük olarak gören ve yöneticiliğin şânından sanan,

Sen, doğru mu, yanlış mı diye hiç düşünmeden, araştırmadan sırf dedikodu taşıyan, sana yalakalık yaptığını bile bile karşındaki kişinin sözlerine inanıp gözünü kırpmadan o kişinin sözleriyle başkasını kapının önüne koyan,

Sen, makamından olmamak için her türlü kahpeliği, arkadan vurmayı kendine görev edinen,

Sen, alın terinle, emeğinle, bilginle değil sadece başkaları hakkında yalan yanlış bilgiler vererek onların kapı önüne konulmasına neden olan ve bu sayede beli sıfatlara erişebilen,

Sen, yöneticiliğin “Y” harfinden anlamamana rağmen ukalalık taslamayı kendine görev edinen,

Sen, eş dost tanıdık ile hak etmediğin mevkilere gelen ve isminin önüne bazı sıfatlar konulmasını gerçekten hak ettiğin için yapıldığına inanan,

Sen, bir başkası hakkında yüreğin sızlamadan imza atan,

Sen, hasta kişiyi raporlu olmasına rağmen tehditlerle evinden çağırıp hakkın olmadığı halde iş akdini fesheden ve bunu da yasalara göre yaptığını söyleyen,

Sen, günlerini başkalarının dedikodularını yapmakla ya da aşk maceralarını anlatmakla geçiren,

Sen, çalışacağın yerde mesai saatlerinde kahve içip fal bakmayı görev sayan ve bunu gerçek göreviyle karıştıran,

Sen, tüm işinin ehl-i kişileri “gözünün üstünde kaş var” gibi (sana yalaklaık yapmadılarsa) saçma sapan bahanelerle kapının önüne koymaktan mutluluk duyan,

Sen diye hitap ettiğim, insanların haklarını çiğneyen, sırf kendileriyle aynı fikirde olmadıkları için karşısındakini dinlemeyen, dediğim dedik çaldığım düdük diyenler.

Bugüne kadar sizin yaptığınız haksızlıklara ses çıkartılmatıldı. Ama şu anda sizlerinde sesinizi duymuyorlar değil mi. İstediğiniz kadar “ben işimi bilirim” deyin.

İşte senin ortaya çıkardığın tablo…. O tablonun ne tip yalan dolan ve haksızlıklara inşa edildiğini sen benden çok daha iyi bilmektesin.

Sen de vicdan olduğuna inanmamama rağmen şu soruyu soruyorum;

Tüm yaptıklarından dolayı ya da geçmişte yaptıklarından dolayı şimdi mutlu musun? Bir de aklıma gelmişken; gece huzur içinde uyuyabiliyor rmusun?

Boşuna söylememişler “Gün gelir, devran döner” sözünü.

Yarasıı olan gocunur, Arif olan anlar.

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..