Hayaller ve gerçekler

Hayal kurmak insanoğlunu farklı kılan özelliklerden biridir. Hepimiz kısa ve uzun vadeli yapacaklarımızla ilgili hayal kurarız. Çünkü hayal kurmak, yapmak istediklerimizi veya arzu ettiklerimizi zihnimizde canlandırarak adeta prova etmektir. Hayal kurmak hayatı projelendirmenin bir parçasıdır.

Kurulan hayaller bireylerin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik yapıya göre değişir. Kimine göre mümkün olan kimisine göre zor ve imkânsızdır. Bu nedenle hayallerinizi açıkladığınızda görüşlerimiz bazıları için inandırıcı gelirken, bazıları içinde gerçekçi bulunmaz. Tabii bu görüşler her bireyin kişisel bakış açısıdır.

Hayalin gerçeğe uygunluğu kuran kişinin ekonomik ve sosyal konumu, toplumsal statüsü, eğitim altyapısına bağlıdır. Ama bazen imkânsızın da hayali kurulur. Gerçekleşmeyeceğini bile bile hayal edilir.

Yaratıcı insanların hayal gücü yüksektir. Onlar her şeye bir hayal ile başlar. Bir yazarı, ressamı, mimarı, heykeltıraşı ve daha nice meslek grubunu bir düşünün. İşte hepsi gücünü sahip oldukları hayal dünyasından alır ve mesleki bilgiler ile bu gücü şekillendirirler. Yaratıcı insanlar için hayal kurmak karanlıkta ışığı görmek gibidir.

Hayal gücünün insanın mesleki ve sanatsal ihtiyaçları yanında günlük yaşantıdan kaynaklanan boyutu da vardır. Hayaller bir ölçüde de insanın ihtiyaçlarını karşılama duygusundan ortaya çıkar. Bazı anlar yaşamı kolaylaştırmanın hayali kurulur.

Bazen ise sevdiğimiz ile birlikte olmanın, daha rahat bir yaşamın hayalini kurarız. Bulunduğumuz sosyal ve ekonomik seviyeye göre hayallere dalarız. İşte bu nedenle, köydekilerin, şehrin kenarlarında yaşayanların ve şehrin en lüks yerlerinde yaşayanların hayalleri birbirinden farklıdır.

Öğrencilerin, işçilerin, memurların, esnafın, tüccarın, sanayicinin, yöneticilerin ve de siyasetçilerin hayalleri bulundukları konum nedeniyle çok farklılıklar taşır.

Yaşamımız boyunca çeşitli hayaller kurmuşuzdur. Çocukluğunda astronot olup uzayda gezmeyi, süpermen gibi uçmayı, sevdiğimiz bir oyuncağa sahip olmayı ya da sihirli bir güç ile istediklerimizi yapmayı hayal ederken, her geçen yıldan sonra yıllar içinde hayallerimiz de değişmiştir. Zamanla okulu bitirmeyi, iyi bir iş ve eş bulmayı, sevdiği ile evlenmeyi, güzel çocuklarımızın olmasını, evimizin geçimini sağlamayı, biraz paramızı olursa kiradan kurtulmayı, bir arabamızın olmasını, emekli olup sevdiğimiz bir yere gidip iyi bir hayat sürmeyi hayal ederiz.

Sanatçılar ve yazarlar farklı bir resim, heykel ya da yazılı görsel eser üretmeyi, toplumda tanınmış olmayı ve karşılığını toplumdan almayı hayal ederler.

Tabii bazıları da, daha fazla kazanç sağlamayı, daha lüx hayat sürmeyi, hayal eder. Kimileri de daha yüksek bir mevkiye yükselmeyi, seçimlerde kazanmayı, koltuğunu korumayı hayal eder.

Hepimizin hayal kurmaya ihtiyacı vardır. Hayal en kolay ve hızlı proje yapma yöntemidir. Aslında yaşama bir hayal için başlarız. Hayallerimiz kendimiz içindir. Hayatın ilerlediği yıllarda üstlendiğimiz sorumluluklar çerçevesinde hayalleri başkaları için kurmaya başlarız. Hayallerden yola çıkarak yapacağımız bir işte hayalin gerçekliğini tartmamız ve değerlendirmemiz gereklidir. Aksi halde gerçeğe uymayan boş hayaller bize ve çevremize zarar verir. Eğer topluma yön veren lider bir kişi iseniz durum daha da ciddiyet kazanır. Risk daha da artar.

Her ne olursa olsun hayaller insanın hayatta mutlu olmak üzere geleceğe yönelik bir projesidir. Bizler kendimiz ve ülkemiz için kurduğumuz hayallerin birer birer gerçekleşmesini isteriz. Hele birde bazı hayallerimiz gerçekleşirse o zaman dünyanın en mutlu insanı biz oluruz.

Eğer aksi olursa kişilik yapımıza göre yaşadığımız hayal kırıklığını kimimiz şarkılarda ve kadehler arar. Kimimiz şiirlere ve mısralara döker. Kimimiz yazdığı satırlarda duygularını yansıtır. Kimimiz köşesine çekilir gözyaşlarını içine akıtır, manevi dünyada dualarda arar çareyi. Kimisi bedeli ne olursa olsun kendisi veya ülkesi için mücadeleye devam eder.

Hayal gerçeğin aslında ta kendisidir. Hayal kurmak gerçekleştirmek istediğimiz dünyanın giriş kapısıdır. Bu kapıdan gerçeklere adım atarken tüm insanlar için dileğimiz adımlarını iyi atmaları ve şanslarının bol olmasıdır. Kendileri ve çevreleri için hayat denen bu uzun metrajlı filmin senaryosunu yazarken acı ve gözyaşı dolu günleri de dikkate almalarıdır.

Özetle hayal olmasın hayattan beklentileriniz. Aydınlık güzel günlere ulaşsın hayalleriniz. Hayal kırıklarınız ümitsizliğiniz olmasın. Bir an karanlıklar içine düşse de beklentileriniz. Bilin ki her doğan güneşte yeniden canlanacak hayattan istekleriniz.