Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayat ve insan

Hayat ve insan
 

Günlük yaşantımızda bizlere kolaylık sağlayan o kadar çok yenilik ve düzenleme var ki, ama bir de bunları uygulayabilsek çok güzel olacak.
Teknolojinin girmediği alan kalmadı. Bu yenilikler hep insanların daha iyi hizmet alması, iş görmesi için değil mi?

En azından öyle olmalı... Ama öyle değil.
Örneğin; günümüzde halı yıkama makinaları var, halı yıkama firmaları var.Ama insanlarımız halen apartmanların çatılarında halı yıkayacak, sonra onları yukardan aşağıya sarkıtacak, aşağıdakiler rahatsız olur mu, olmaz mı düşünmeyecek. Halının suları aşağıya aksın dursun.

Başka bir örnek;özellikle bankalarda ve fatura ödemeleri yapılan kurumlarda sıra kargaşası ve kavgalarına önlem olarak uygulanan otomatik sıra numarası alma işlemi. Ne güzel. Al numaranı, bekle sıranı.. Ama yok, olmaz. Bizim insanımız illa ki bankonun önünde dikilecek. Sanki öyle yaparsa sıra daha çabuk gelecek.
Trafik konusu ise, başlı başına bir konu. Konulan kurallar ve çiğnenen kurallar.
Hatalı sollama, alkollü araç kullanma, hız merakı gibi bir çok yanlış gündelik hayatımızın bir parçası.

Alt ve üst geçitler bizlere birer külfet aracı olarak yapılmış gibi. Kestirmeden dünya değiştirmek için uzun bir yol. Bunun için , bizlerin tercihi değil.
En çok yaşanan yanlışlardan biri, herhalde durakta yolcu indirmeme, bindirmeme konusudur. Duraklar ne için vardır, ne işe yarar bilen söylesin. Yolcuların en sık kullandığı ve şöförlerin uyduğu söz; "müsait bir yerde inelim, ya da sağda inecek var."sözleridir. Bu konuyu anlatan traji komik bir olay:"Aşırı yağmurlu bir gece. Dolmuştaki iki yolcu şöföre seslenerek; sağda inecek var !"derler. Şöför hemen yanaşır ve iki yolcu kapıyı açarak aşağıya inerler.

Araç yoluna devam eder. Ertasi gün gazetelerde bir haber; "Gece yağışlı havada, şöförün farketmediği su birikintisinin yanında duran dolmuştan inen iki kişi, derin su birikintisi içinde boğuldu."Acı ama gerçek ve bu ülkemizde ya
şanan bir olay.

Ne yazık ki; küçük ayrıntılarda önemli farklar yattığını unutuyoruz.
Unutmayalım; "Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir komutan, bir komutan bir savaş kazandırır."

Hayatı daha fazla önemsemek gerektiği halde, önemsemiyoruz.
Çöpleri balkonlardan yola atıyoruz, bir kez piknik yaptığımız yere bir daha gidemiyoruz. Çünkü orayı daha önce kirletmiştik. Her türlü atıklar derelere gidiyor. Fabrikaların evlerin, iş yerlerinin... Sadece konuşuyoruz.
Ayakkabı alırken bile altını, üstünü inceliyoruz. Yıllardır, ev alırken depreme dayanıklı mı, standartlara uygun mu incelemedik. Sadece üç+1bir, kombi ve manzarası almak için yeterli oldu.

Dünyanın parasını verip aldığımız arabaları, üç kuruş verip oto park ya da garajlara koymuyoruz. Sonra "çizildi, çarpıldı, çalındı "diye bağırıyoruz.
Kısacası; hayatı biz kendi kendimize zorlaştırıyoruz. Standartları ve gelişmeleri yakalayamıyoruz. Ama en önemlisi zamanı yakalayamıyoruz.

 
Toplam blog
: 94
: 840
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

1962 İnegöl/Bursa doğumlu ve İşletme Fak. mezunuyum. Özel bir kursta kurum müdürü olarak görev yapma..