Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '10

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Hayvancılık da elden gidiyor

Hayvancılık da elden gidiyor
 

“Dünyanın en pahalı etini yiyoruz.” diye fısıldadı birileri. Başbakan et fiyatlarını kontrole çıktı. Pahalı buldu. Durumun farkında olmayan halkımız yakınmaya başladı. “Dünyanın en pahalı etini yiyormuşuz” diye. Yatıyoruz, kalkıyor eti tartışıyoruz. Türkiye’nin son otuz yılındaki gelişmelere bakmadan hayvancılıkta bugün yaşananları anlamak zordur. Sürece bir göz atalım; 1980 darbesi, siyasi partilerin kapatılması, akıl almaz işkenceler, PKK’nın doğuda örgütlenmesi ve güçlenmesi. Terör eylemlerinin artması, yaylalarda çatışmalar ve yayla yasağının başlaması. Köylerin yaşanılır olmaktan çıkması ve zorunlu göç olayları. Süt Endüstrisi Kurumu, Et ve Balık kurumunun özelleştirilmesi ve işlevsiz hale getirilmesi, devlete ait yem fabrikalarının devreden çıkarılması. Et ithalatına izin verilmesi ve deli dana paniği nedeniyle pek çok besicinin batması (1995-96’lı yıllar).

Bir de yakın tarihe bakalım. Yıl 2006-2007. Süt 30 kuruşa alınıyor üreticiden. Bir kilo süt bir kilo yem etmiyor. İnek değil yavrusunu, kendini besleyemez hale gelmiş. Sırtına yük olan ineği ne yapsın üretici? Götürüyor kasaba. Küçük işletmelerin çoğu batıyor sessiz sedasız. Birileri bağırıyor “keçi ormanların düşmanıdır” diye. Herkes keçilere düşman oluyor. Para kazanamayan köylü koyununu, keçisini telef ediyor. Ve büyükbaşa talep artıyor. Olmayan ineğin danası olmaz tabi. Et fiyatları kıpırdıyor. Ne hikmetse kesim yapmayan Et Balık Kurumu neredeyse köy köy kesecek hayvan aramaya çıkıyor. Özel kesimhanelerden daha fazla fiyat veriyor ve ödemeyi peşin yapıyor. Tarım Bakanlığı ayakta. Bakan hayvanları saydırıyor. “Yeterince hayvanımız var” diyor. Yükseliş devam ediyor. Arkasından azıcık canlı besi ithalat kararı. Sonra katlamalı canlı besi ithalat kararı. Sonra test edilmiş karkas et ithalat kararı. Sonra bütün testlerden vazgeçilmiş karkas et ithalat kararı. Sıfır faizli hayvancılık kredisi kararı. Peşinden azıcık süt tozu ve tereyağı ithalat kararı.

Kahin değilim ama size önümüzdeki süreçte olacakları söyleyeyim. Hükümet mazot, gübre, tohum, ilaç gibi girdileri düşürmeyi ağzına alıyor mu? HAYIR Süt fiyatlarını para kazanılır seviyede tutmaya ilişkin bir politikası var mı? HAYIR Et Balık Kurumu üreticiyi mağdur etmenin aracı haline getirilmiş mi? EVET İşi hayvancık olan ve atıl kapasite ile çalışmakta olan küçük ve orta boy işletmelere destek projesi ortaya konuluyor mu? HAYIR Ziraat Bankası hayvancılık kredisi için apartman dairesi ve arsa ipoteği istiyor ve bunu da ancak sıfır faiz cazibesine kapılan sektör dışı kişiler verebiliyor mu? EVET Memleketi kasıp kavuran şap hastalığı yetkililerin umurunda mı? HAYIR O HALDE UNUTUN SİZ UCUZ ET YEMEYİ.

Zaten durumu Tarım Bakanı Eker itiraf etti. “Et üretimi arttı ama talep de arttı. Refah ve gelir seviyesinin yükselmesi, krizin de sona ermesiyle birlikte insanların et tüketimi arttı. Fiyatlar o yüzden yükseldi” dedi ve “2009 yılından itibaren kriz aşıldı. Vatandaşların refah seviyesinin artmasıyla et ve süt tüketimi arttı. Niye bunları kimse görmüyor? Vatandaş geçmiş yıllara göre daha çok et tüketmeye başladı. 2-3 sene öncesine göre Türkiye’de giderek artan bir tüketim var”diye ekledi. Ama nüfusun arttığını, hayvan varlığının azaldığını söylemedi. Böyle giderse; Ülkede yine deli dana hastalığı olayları konuşulmaya başlanacak. Sıfır faiz cazibesine kapılıp hayvancılığa yatarım yapanların çoğunun ağzı yanacak. Süt para etmeyince inekler yine kesime gidecek. Yine et krizi doğacak. Büyük hayvancılık işletmeleri kendilerine Çokuluslu ortaklar bulacaklar. Kazananlar kazanacak, olan yine halkımıza olacak.
 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..