Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hedefe doğru koşarken gözüme takılan gençler

Geçtiğimiz günlerde vapurla Karşıyaka'dan Alsancaga geçerken yaşadığım bir olay bana bir kez daha ne kadar baskıcı bir toplumda yaşadığımızı hatırlattı.

Gerçekten o kadar çok şey var ki bizleri bastıran. Bunu görümüş oldum bir kez daha. Paylaşmak istedim.

Vapur önce Pasaport İskelesi'ne uğradı. İnsanları izlemeye başladım. Koşuşturan, vapura yetişmeye çalışan insanları izledim. Ve o sırada gözüme bir grup genç takıldı. Gerçekten de daha hayatın çok başında pırıl pırıl gençler. En fazla 16 yaşında olabilirler. 8 kişilik bir grup. Bu gruptan 4 kişi vapura binebildi. Diğerleri iskelede kaldı. Vapurda kalanlar bakıp kaldı arkadaşlarına, ne yapacaklarını bilemediler. Diğer iskelede kalanlara baktım. Bir an durdular, vapura baktılar ve vapurun gitmekte olduğu Alsancak İskelesi'ne baktılar. Sonra aralarından biri koşmaya başladı. Üzerinde yeşil bir thsirt vardı. Sonra da peşinden diğerleri. Ben dedim ki sanırım taxi ye binip bizi alsancak iskelesinde yakalayacaklar. İzlemeye devam ettim. Baktım ki taxi falan değil koşturdukları. İskeleye doğru koşturuyorlar. Biz denizden ilerliyoruz onlar da karadan koşturuyorlar. 2 erkek 2 bayandı gruptakiler. Bayanlar çok geride kaldılar. Fakat diğer 2 erkek bütün güçleriyle koşturmaya devam. Ben de heycanla onları izliyorum. Onlarla beraber ben de heycanlanıyorum. Vay be diyorum gençlerdeki enerjiye bak. Sonra içeriye diğer grup giriyor. Ve sahilde koşturan arkadaşlarını görüyorlar. Ve çok doğal olarak bir heyecan yaşıyorlar. Ama o kadar tatlı ve zararsızlar ki. Sadece biraz yüksek sesle gülüyorlar, heycanlarını içlerinde tutamıyorlar. Ben de onları izlerken gülümsüyorum. Tam o sırada vapurdaki görevlilerden biri "Bayanlar lütfen biraz sessiz. Burada sadece siz yoksunuz" diyor. Çocuklar o an susuyorlar. Heycanları içlerinde kalıyor. Pısıp kalıyorlar. İşte o an anlıyorum bir kez daha. Sürekli bastırılıyoruz. Körelip, tükenene, tüm yaratıcılığımızı kaybedene kadar. Oysa yaptıkları kötü hiçbirşey yoktu gerçekten. Sadece biraz fazla heycanlandılar. İçleri kıpır kıpır. Kötü kelimeler sarfetmediler. İnsanları rahatsız edici bir tavırları da yoktu. Ama sadece biraz yüksek sesle güldükleri için yadırgandılar. Görevliye o kadar sinirlendim ki anlatamam.

Sonra sahil tarafına dönüp gözlerimle bizim maratona çıkan gençleri aradı gözlerim :) ve buldu. Zaten fosforlu yeşil thsirtlü olan ufaklığı görmemek mümkün değildi. Diğer arkadaşı da tam arkasındaydı. Fakat kızlar yoktu ortalıkta. Belli ki enerjileri yetmemiş. Sonra vapur iskeleye yanaştı. Ben de dışarı çıktım. Ufaklıklar kendi aralarında konuşuyorlardı "kaptanı bulalım bir 2 dk beklesin". Vapurdan inmeye başladı insanlar. Ben biinçli olarak ağır hareket ediyordum. Görmek istiyordum bizim ufaklıklar hedeflerine ulaşabilecekler mi. Ben iskeleden çıkarken önce yeşil thsirtli genç vardı iskeleye. O geçti kentkartını okutup. Sonra diğer arkadaşı ulaştı. Yeşil thsirtli onun adına kartını okuttup geçmesine yardım etti. Ve birbirlerine baktılar gülümsediler ve vapura bindiler. Ben de gülümsedim. Ve Alsancağa doğru yürümeye devam ettim. Ve inanın vapura yetiştikleri için onlar kadar ben de mutlu oldum.

Sevgilerimle...

 
Toplam blog
: 2
: 541
Kayıt tarihi
: 09.05.08
 
 

31 yaşındayım. İzmir'de yaşıyorum. İktisat mezunuyun. İnsan Kaynakları Uzmanıyım. Bir Lojistik Firma..