Her mevsim Karadeniz

İkimizin yolculuğunun zamanı geldi. İlmek ilmek yol alacağımız gidişimizin başlangıç noktasındayız. Yolculuğa dair detayları çok düşünmedik. Zaten bu bize ait bir yol alış. İstedik ki, her şey zamanı gelince önümüze gelsin.

Hepden tedbirsiz değiliz. Biz mavi gökyüzü altında, lacivet denizin yanında sağımızda yeşil dağlarla yol alıyoruz. Gücümüz kendi doğasından. Şimdilik bu bir deneyim, zamanla keşif yolculuğuna dönecek.

Ellerimizde medeniyetin kalemleri, gözlerimiz insanlığa armağan doğa ve bilgimiz sevgiden yoğrulmuş emekle yolculuğa çıkıyoruz. Bazen kendimiz bazen ikimiz bazen siz olacaksınız.

Amacımız gördüklerimizi, hissettiklerimizi, bazen olmasını istediklerimizi sizlere sunmak. Belki sizlere de başlangıç yaptıracak heyecanlar vereceğiz.

Ben bile hayalin kendisi değilken, onun içinde olmaya gönüllü olduğuma göre sizde bir parça kendinizi bulacaksınız.

Yolculuğumuzun ilk durağı Asya ile Avrupa’nın ayrıldığı Karadeniz karası ile başlayacak. Ondan sonra renkleri, gizli, açık cennetleri ile dolu tüm Karadeniz içinde olacak. Bazen hüzünler elimize denk gelecek, bazen komediyi aratmayacak zeka küpü insanım, bazen bilge arifler, bazen kendi kalabilmiş insanlıklar. Olduğu gibi, gördüğümüz gibi anlatmaya niyetliyiz.

Biz anayolda beraber yürüyoruz. Dilimiz bize neler söyletecekse onları söylemeye yürüyoruz.

Bu bir yaşam yolculuğu; içinde güneş de var, kar da, sıcakta soğukta doğanın tüm halleri.

Varolan mevsim ister yaz ister kış, ister ilkbahar ister sonbahar olsun yaşanan olması ve yaşanabilmesi bizim için önemli. Her mevsimde yol almak niyetimiz.

Hayat tek kişilik bir yolculuk olsa da yaşam iki kişilik yolculuklara alışkındır. Bendeki O’nu ve ondaki beni buluşturan bir yolculuk.

Yol arkadaşlığı, yolculuğun ilk durağı…