Her şey sende biter aslında

Problemi, baskıya ve haksızlığa çıkarıyorsan yanındayım. Dışımızdaki şartlar bazen derinden etkiler bizi ve bizi biz yapan tüm varlığımızı ama her vara yoğa problemmiş gibi bakmak kişiliğinin özelliğiyse orada dur lütfen.

Hemen hemen herkes farklı bakıyor hayata çocukluğunda ve gençliğinde. Tek başına düşünürken dünyayı değiştirebileceğine inanıyorsun da….. Dünyayla yüzyüze gelince hiç bir fark olmuyor Don Kişot’la aranda. Dünyayı kendine uydurmak mı? Ne mutlu ki uydurmaya kalkanlara hiç yüz vermiyor dünya. Yoksa şu anda uzayda avare dolaşan noktacıklardık.

Delilik ve akıllılıksa yaşadığın yere ve kişilere göre değişkendir her zaman.

Ne karış koyun sürüsünün içine ne de pusu kur sisli sinsiliklerde. Herkese ve herşeye rağmen çok güzel bir dünya kurabilirsin kendine. SAKIN VAZGEÇME.

Zaman, ne görünür ne de elle tutulur ama vardır öyle bir hissettirir ki kendini sabrı bile öğretir zamanı geldiğinde. Zamana hor davranmadığında o da sana iyi davranır inan bana. Bazen varlığımızdan bile endişe duyuyorum bu görünmezlik içinde kaybolduğumda. Dizlerimde yaralarım, ayaklarımda kurumuş kanlar varken bile yürümek iyi geliyor insana.

Her şart ve koşulda çabalamak zorundasın. Kimse için değil kendin için. İnsanlar yalnız doğar yalnız ölürler ve her hissin sana hissettirdiklerini bile yalnız yaşarsın, dile dökebiliyorsan bile anlamaz kimse senin kadar. Çaban da senin emeğin de, ne kimseye paye verirsin ne de sen payelenirsin. Hayat, tüm çetrefilliği içinde düz ve kısadır biliyor musun? O kadar yaşanmışlıklar yıllar sürse de gözünü kapattığında tüm yaşananlar bir göz açıp kapama süresi kadar kısa geçer gibi gelir insana.

Çaban karşılığında ellerine bak. Göreceksin neler var neler yok. O bile görme derecene göre... Nasıl anlatılır bilmeyene hayatı tarif etmek? Oğreneceksin, öğretecek sana da tüm incinmişlikleri yaşatarak. Benim derdim en az acıyla nasıl büyüyebilirsin onu göstermek sana. Sakın nankörlük sokma yaşadıklarına. Nankörlük her şeyden daha fazla intikamcıdır, hiç acımaz ne yaşına ne de yaşadıklarına.

“Kimse sormuyor ne yiyorum ne içiyorum” demeden önce otur da bir düşün sen hiç sordun mu kimseye “Nasılsın” diye. Kuru laflar, kuru şikayetler, kuru “Ben yaptım ama o yapmadı” mahalle lafları, kurudan becerikli havaları... İnan kimse inanmıyor. Sen göstermesen de yapılan, yapılmış gibi göstersen de yapılmayan görünüyor herkesler tarafından. Onun için biraz dingin ve sabırlı ol.

Büyüyeceksin, büyütecek hayat seni de sen istemesen de... Bırak kalabalıkla büyü, yanında insanların olsun hatta dostların, kalabalık olmak her zaman iyi gelir insana her şart ve koşulda. Yapayalnız olduğunu düşünüyorsan şapkanı bir koy önüne bakalım neler söyleyecek sana. İyi dinle olur mu şapkalar hiç yalan sokmazlar hayata. Bir de aynaya bak, hem kendi tarafından hem de aynanın içinden nasıl göründüğüne. Hep pişmanlıklar içinde kalakalıyorsan bunda da payın ne acaba? Durmadan deneme, yanılma yollarında oyalanma dön geriye gidemiyorsan öteye. Sen senden ne öte geçebilirsin ne de beriye. Başımıza gelenlere engel olamayabiliriz zaman zaman ama çoğunluk, ne olursa olsun her şey sende biter aslında.