Herkes Atatürk'çü oldu..

Milyonlarca yurttaşın Cumhuriyete sahip çıkması, Türkiye'de taşları yerinden oynattı. İlk kez Tandoğan'da yapılan mitingi görmezden gelen bazı gazete ve televizyonlar, Çağlayan ile birlikte tamamen bir değişim gösterdiler.

İzmir mitingi ile zirve yapan Cumhuriyet Mitingleri kanımca seçimler bitene kadar devam etmeli. Nedenine gelince; bu coşku dolu ülkeye sahip çıkma eyleminin arkasında bir şeyler arayanlar bile değişmeye başladılar.

Medyada anlı sanlı kalemler bile önceleri kuşku ile bakarken şimdi "Ya arkasında darbeciler varsa" mazeretine sığınıyorlar ki yön değiştirmelerine çok az kalmış görünüyor.

Diyelim ki öyle. Darbeciler demokrasi istiyor diye yurttaş olarak biz demokrasi istemeyecekmiyiz.

Cumhuriyete ve ilkelerine sahip çıkmak ne zamandan beri bir şeylerin arkasına sığınmayı gerektiriyor. Liberal düşünceyi her türlü değere saldırmak, aşındırmak olarak algılayan yarım aydınlar ne hikmetse şimdilerde hepten Atatürkçü kesilecekler.

AB fonlarından, soros fonlarından beslenerek her türlü özelleştirmeye serbest pazar ekonomisinin gereği olarak bakanlar nedense ülkenin sıcak para cenneti olmasına pek de ses çıkarmadılar bu güne kadar. Devlet erkini kullanılarak, eş dost ve yandaş zengin etmeyi bir nevi susarak desteklediler. Her türlü yolsuzluğu örtbas etmeyi marifet sayarak iktidara yaranmak ve istikbal temin etmek için sıra beklediler.

Ülke seçim zeminine odaklanmışken bir sürü gazeteci geçinen zevat, artık vekil olmak için kuyruğa girmeye başladılar.

Gazeteciliği bireysel hırs ve isteklerine araç yapmakta bir mahsur görmeyen zihniyet her halde Türk halkı 21 günde olayları unutur söylemine güvendiler.

Meydanlarda milyonlarca yurttaş bir araya geldiklerine göre yanıldılar.

Yaptıkları yanlışlar, Ülkenin sağda ve solda ayrı düşen siyasi partilerini bir araya getirdi. Yeterli mi? Elbette değil. Keşke küçük partileride aralarına alarak yola çıkabilselerdi.

Yarın Samsun Mitingi'ne sayın Baykal ve sayın Sezer birlikte katılacaklar.

Bu güne kadar kıyasıya eleştirdiğimiz sayın Baykal tarihi bir sorumluluğu yerine getirdi. Seçim işbirliğine gitmek zorunluluğunu iyi okudu. Sayın Sezer ise ayrıca alkışlanmayı hak eden bir yüreklilik gösterdi.

Artık çevremizdeki insanların umut dolu olduğunu görerek geleceğe daha bir güven ile bakıyoruz.

Önümüzdeki süreç ekonomik ve siyasi alanda yapılacaklarını kamuoyu ile paylaşmaya gelmiştir. Projelerin ön plana çıkarılması ve bir taraftanda Cumhuriyet Mitinglerinin devam etmesi doğru olur.

Atatürk ve kurduğu Cumhuriyetin değerlerini aşındıran zihniyet bile bu gün söylemlerini değiştirmişlerdir.

Değişen, sadece besleme yazarlar değil, aynı zamanda siyasilerdir.

14 Nisan ve devamında gelişen eylemlilikler Türkiyede taşları yerinden oynatmıştır. Yurttaş ülkenin kaderine, olumsuz gidişine taraf olmuştur. Sorunlarına ve kaygılarına çözüm üretmek siyasetçilerin birincil görevidir.




* Fotoğraf Milliyet