Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '09

 
Kategori
Deneme
 

Herkes kendisine bir parça yalan söyler, yüzleşmek istemediği konularda

Herkes kendisine bir parça yalan söyler, yüzleşmek istemediği konularda
 

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”

“Yalan söyleme, burnun uzar” deriz.

Oysa yalan söylemeden yapamayız.

Evdeki çocuk yemek yemiyorsa, “öcüler gelecek, ya da falan filan gelecek seni götürecek.” Deriz ona yalan söyleriz.

Her gün karşılaştığımız birine “bugün çok güzelsin.” “Saçların iyi olmuş.” “-Gittikçe gençleşiyorsun.” Gibi yalanlar söylemez miyiz?

Bunu söylediğimiz kişi, bu sözlerin yalan olduğunu bilmez mi?

Bilir tabi ki.

Ama yine de sesini çıkarmaz.

“-Teveccühünüz ”der geçer gider.

Şu anda en meşhur lan.

“-Alo, ne haber lan.

“-İyiyim, sen nasılsın?”

“-Tanımadın değil mi, ulan sildin numaramı telefonu.”

“-Yok silmedim, ben telefonu yeni aldım, senin numara öbür telefonun hafızasında kaldı, o nedenle kayıtlı görünmüyorsun bana.

“Diyorsun, bende yedim, hadi bakalım.“

Doktor hastaya bakınca “kötü” olduğunu anlar, ama yine de iyisiniz. “Uzun ömür yaşayacaksınız” der. Ama hasta hisseder hastalığının kötü olduğunu.

Yalan söylemek milletlere göre de değişiyor. Kuzeyliler İngilizler, Almanlar daha az yalan söylüyorlarmış. Bizim gibi, Yunanlılar, İtalyanlar, İspanyolları sormayın. Akdenize inince biraz kanı da ısınıyor galiba ki, çok yalan söylüyorlarmış.

Kadın-erkek ilişkilerinde de yalan hep vardır. İlk başlarda kadın kocası olacak adama “Kravatın iğrenç” demez. Adam da kadına “Cadıya benziyorsun”' demez. Sen dünyanın en iyisi kadınısın.” der. Bu ilk başlardaki hallerdir. Daha sonra karşındakini ucubeye benzetir. Adam bayana “yüzünde tüyler var.”der. Bayan adama “çok kötü ter kokuyorsun.” Der. Der de der yani.

Çernobil'den sonra Türkiye’de “çaylar radyasyonlu” dediler. Çaydan sorumlu sanayi bakanı tuttu televizyonlara baka baka çay içti. Sonra da ne yapsaydım gibi laflar etti. O çayı içerken vatandaş inandı mı acaba, onun yalan söylemediğine? Ama daha sonra Doğu Karadeniz’de kanser vakaları arttı. Eğer gerçek söylenseydi, belki insanlar bir şekilde korunacaklardı.

2001 deki krizden önce ekonomistler 10 yıl sonrasını görüyoruz dediler, ay sonunu göremedikleri daha sonra anlaşıldı. Kriz geldi. Yer yerinden oynadı.Yalanı yakalamak konusunda kadınlar erkeklere göre daha beceriklidirler. Kadınlar doğuştan dahahassas ve duyarlı ve şüpheci oldukları için, onlara yakalanmamak bir erkek için zordur. Karısını aldatan, ama ondan vazgeçmesi, onu terk etmesi söz konusu dahi olmayan böyle bir ihtimal belirdiğinde dahi tercihini karısından yana koyan bir sürü erkek vardır. Bunları herkes bilir. Adam gerçekten karısını çok seviyordur, ama başka yerlerde başka birileriyle de bir takım maceralar yaşıyordur. Yapmadan duramaz. Çünkü erkeklerin huyları öyledir.

Aslında herkes kendisine bir parça yalan söyler, yüzleşmek istemediği konularda.


 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..