Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Hesapta olmayan gelişmeler

Hesapta olmayan gelişmeler
 

Geçmiş Olsun, Gizem Kardeş.


Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş iki bisikletçi. Gizem ve Bryan.
Türkiye’nin en büyük çevre kuruluşu TEMA, turlarına inanıp sahip çıkınca, BisikleTEMA doğdu. Doğanın korunmasına, bisikletin yaygınlaşmasına TEMA’nın küresel ısınmayla mücadele çalışmalarına katkıda bulunmak umuduyla, İstanbul’dan yola çıkıp Avustralya’nın Sidney şehrine kadar, 15 ülkeyi kapsayan 25.000 kilometrelik turda pedal çevireceklerdi.
Olmadı.
Alma Ata 'da (Kazakistan) Gizem kaza geçirdi. Aşağıda 8 Temmuz 2008 tarihli Gizem'in günlüğünü okuyacaksınız.
Özbek-Kazak sınırını geçmeden bir gece önce çadırın içinde, kafa lambamın ışığında rehber kitabımdan Kazak kelimesinin öztürkçede atlı, kanun dışı, maceracı anlamlarına geldiğini okuyorum. Ertesi gün sınırı geçtiğimizde biz bisiklete binerken bozkırlarda tozu dumana katarak koşan at sürüleri bize eşlik ediyor. Gururla, başları ve kuyrukları dimdik... Tepelerden hızla, yuvarlanarak ve futursuzca iniyorlar, tıpkı hayatımızdan geçen günler gibi. Manzara o kadar güzel ki bisikleti yolun kenarına çekip ağlıyorum.

İlk gecemizde bozkırın amansız rüzgarından korunmak için ufak bir tepenin ardına kamp kuruyoruz. Bir at sürüsü, atlı çobanıyla birlikte bize doğru ilerliyor. Gün batımında bu mucizevi görüntüyü seyrediyorum, bir yandan akşam yemeğimiz olan patlıcan soslu makarnayı pişirirken. Atlı Kazak çoban yanımıza geliyor, ben Türkçe o Kazakça çat pat konuşuyoruz. 'Atın ne yahşi' diyorum. 'Senin bineğin de öyle' diyor kırmızı bisikletimi işaret ederek. Bir Kazak bozkırında bineklerini seven, onların dilinden anlayan, fosil yakmadan bir yerden bir yere giden üç insanız. Bu büyülü ana kendimi kaptırınca kamp ocağındaki patlıcanlar kömür oluyor. Varsın olsun, hayatta kaç defa bir büyünün içine girme fırsatımız olacak?

Taraz şehrindeki Ramstor (Migros)un merdivenlerinde oturmuş alışveriş listemizi yaparken yanımızda çıtı pıtı bir kadın beliriyor. 'Bisikletliler siz misiniz?' Evet deyince hiç tereddütsüz bizi Aksu-Jabagly Doğal Koruma alanındaki evinin bahçesinde kamp yapmaya davet ediyor, 'istediğiniz kadar kalabilirsiniz' diyerek. Rotayı biraz değiştirip iki gün sonra Svetlana'nın evine varıyoruz. Bahçedeki ceviz ağacının gölgsine çadırımızı kurup Tien Şan dağlarının eteklerindeki parkı keşfe başlıyoruz.

Aksu Milli Parkı bir rüya gibi ama Alma Ata bizi bekliyor. Görüştüğümüz Kazak STK'lar Alma Ata'da BisikleTEMA sempozyum ve basın konferansı ayarlıyorlar. Bisikleti anlatmak için çıkan her fırsat bizi inanılmaz heyecanlandırıyor, hevesle Alma Ata'ya pedallıyoruz.

Burada film kopuyor işte. Bryan'ın anlattığı kadarıyla arkamızdan gelen düğün konvoyunun ilk arabası bana çarpmış. 12 gün hastanede yattıktan sonra durumum Kazakistan'da tedavi edilemeyecek kadar ağır olduğundan uçakla doktor refakatinde İstanbul'a getiriliyorum. Hayal ettiğimden çok farklı bir dönüş bu. Kalbim ağır. Yine de kalıcı bir hasar olmadığı için şükrediyorum.

Daha uzun yazacağım. Şimdilik çok çabuk yoruluyorum.

Son söz: Sonuna kadar bisiklet!

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..