Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '09

 
Kategori
Eğitim
 

Hizmet İçi Eğitim Rezaleti,

Hizmet İçi Eğitim Rezaleti,
 

Öğretmenliğe başladığım 1997 yılından beri çok sayıda hizmet içi eğitim seminerine katıldım. Bunlardan gerçekten çok yararlandım dediğim bir seminer yok. Bu seminerler ya semineri verenlerin yetersizliği ve yasak savarcasına işlerini yapmaları ya da semineri veren kişilerin işlerine çok hâkim olmalarına rağmen katılan sayısının fazlalığı ve zaman olarak yetersiz olmasından hep zaman kaybı olarak geçti.

En son iki gün önce zorunlu almamız gereken Sivil Savunma Seminerine katıldım. Semineri veren kişiyi tanımıyorum, çünkü kendini tanıtmadı. Sivil Savunma deyince, bir öğretmene öğretilmesi gereken nedir? Acil durumlarda kendini, öğrencilerini, ailesini kurtarmak için ne yapması gerektiğidir diye düşünüyorum.

Seminerin içeriği çok kötüydü. Hadi onu geçtim, semineri veren kişi hepsi üniversite mezunu yetişkin insanlara seminer verdiğinin farkında değildi. Anlattığı konuları ondan daha çok bilen, bu konularda derslerde öğrencilere etkinlik yaptıran öğretmenlere bilmediğimiz bir şeyler söylemesini bekliyor insan. Ama nerde?

İlk gün deprem ve ilk yardımla ilgili iki slâyt izledik. Hepsi bildiğimiz konulardı. Bizim için değerli olan zamanı oradan buradan bir şeyler anlatarak geçirdi. Bazı arkadaşların uyukladığı, bazılarının soru kâğıdı okuduğu, bazılarının telefonlarıyla uğraştığı bir seminer. Üstelik katılımcı sayısı 30 ve herkes birbirini görecek şekilde oturuyor. Yani aktif katılımlı ve uygulamalı bir seminer yapmak için şartlar uygun.

İkinci gün ise rezalet son perdeden devam ediyor. Semineri sunan şahıs, yıllardır mail kutularını dolaşan, iç ve dış düşmanlarımızın olduğunu, yurdumuzun doğalgaz, petrol, bor, fosfat vs. zengini olduğunu anlatan, Türkleri öve öve bitiremeyen bir video izletti. Doğalgaz için yapılan 10 sondajın dokuzunda gaz bulunuyormuş vb. kaynağı belli olmayan bir sürü bilgiler. Neymiş hepimiz kardeşiz gösterisiymiş. Aslında biz Türkler mükemmel insanlarız, ülkemiz harika ama iç ve dış düşmanlarımız yüzünden sorunlar çıkıyormuş. Bunun sivil savunmayla ne alakası var diye düşünürken, bu tehditleri bilmemizin yararı üzerine kısa bir konuşma oldu. Benim homurdanmalarım sırasında bir de demez mi “bu konuda bir şeyler söylemek isteyen var mı?” diye. Kalktı öğretmenin biri demokrasinin beşiği Yunanistan’ın oradaki Türk halkına yaptığı haksızlıklardan girdi, Orta Asya’nın asıl demokrasinin beşiği olduğundan çıktı. Ayrıca ülkemizde her yerden daha çok özgürlük varmış. Bizim sivil savunma semineri siyasi görüş belirtme semineri oldu. Bu bir partinin yıllarca savunduğu fikirler ve bu fikirleri o seminere zorunlu olarak katılan herkes dinlemek zorunda kaldı.

Böyle rezalet olmaz. Seminer adı altında konuyla ilgisi olmayan fikirleri dinlemek zorunda değilim.. Benim zamanımı bu şekilde doldurmaya hiç kimsenin hakkı yok. İzlediğimiz videoyu siz mi hazırladınız diye sorduğumda valilikten geldiğini söyledi ki bu daha da kötü.

Benim "konuya dönelim" homurdanmalarımla yangın konusuna geçildi. Bir yangın söndürme tüpünü ortaya aldı. Tüp nerde durmalıymış vs. anlattı. Merak ettiğim tek konu o yerinden bile kaldıramayacağım koca tüpün nasıl çalıştığını sormak oldu. İşte iki günde bu seminerden aldığım tek bilgi bu. Bitmesini beklemeden çıktım zaten.

Milli eğitimde bu seminer işlerine kim bakar bilmiyorum. Bunların içerikleri kontrol edilir mi bilmiyorum. Bursa teftiş kuruluna bir mail atarak durumu bildirdim, ilgilenirler mi onu da bilmiyorum.

Devlet kurumlarında 12 yıldır dostlar alışverişte görsün tarzı yapılan uygulamalardan hiç hoşlanmıyorum. Benim zamanım değerli. Beni zorunlu tutup orada oturtuyorlarsa hakkını versinler.

Bu seminerde verilmesi gerekenler ana başlıklarla şunlar olmalıydı:

Afetlerden Korunma

İkaz ve Alarm İşaretleri

Yangın ve Korunma

Sığınaklar

Kurtarma Teknikleri

Halkın Alacağı Tedbirler

İlkyardım Bilgileri

Bunlar temel bilgiler ve çoğunu zaten öğretmenler biliyor. Asıl sivil savunma eğitimi, gönüllü öğretmenlere arama-kurtarma dâhil, pratik yaptırılarak verilmelidir. Bu eğitimi alan insanlar da en azından çevresindekileri ve kendini kurtaracak kadar eğitilmiş olmalıdır.

 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..