Hoşgeldin Bebek...

Hoş geldin “CAN” bebek ne mutlu sana seni çok seven bir ailen var. Hele hele dünyaya gelmene çok çok sevinen , sevincini dünyaya nasıl duyuracağını, duygularını nasıl ifade edeceğini şaşıran, nasıl paylaşacağını bilemeyen, duygularını anlayan, anlayabilen kişilere haykıran bir deden var. Allah sana da büyük babana da uzun uzun ömürler versin, birbirinizi doya doya sevme fırsatı bulun. 

Yukarıdaki satırları okuyunca “Bu da nereden çıktı? Bu bir doğum ilanı varsa başka yolları var. İlan verilir, başka türlü paylaşılır” diyebilirsiniz. Evet bu bir doğum ilanından ilham alınan bir yazı 

Bugünlerde nereye baksanız bir sıkıntı, nereye baksanız bir üzüntü. Gazeteler siyah, televizyon kanalları simsiyah. 25 Haziran 2011 Cumartesi günkü Cumhuriyet gazetesinde bir doğum ilanı (bazen ölüm ve doğum ilanlarına bakarım bunu adet haline getirdim). Aynen alıyorum. 

Hoş geldin CAN bebek,  

Kızım (Gelinim) Müge Taşkıran ile oğlum Uygar Taşkıran’ın oğulları,  

Torunum CAN TAŞKIRAN’ın 

Doğumunu tüm akraba, yakınlarım ve bu ülkenin aydınlık insanlarına müjdelerim 

22.06.2011 

ATİLLA TAŞKIRAN 

Birden bire yüzüme bir gülümseme yayıldı, içim çoştu. Ben de tanırmışım, bilirmişim gibi sevindim. Aramıza hoş geldin bebek dedim. Çok yaşa, güzel yaşa bahtında, tahtında güzel olsun. Sevilmeye layık ol. Ailenin dışında seni sevecek, senin kıymetini bilecek sana değer verecek, senin önünü açacak , iyi işler, iyi şeyler yapmana fırsat verecek insanlarla karşılaş. 

Can bebek; senin doğumundan dört gün sonra yine bir gazetede (26 Haziran 2011 Pazar Sözcü) 20 günlük bebeğin acı kaderi başlığı ile daha ismi bile konulamamış bir bebek bavul içersinde bir arabanın tekerlekleri altına konuldu. Bundan habersiz olan sürücü bebeği ezerek öldürdü. Bulunan not : İŞİM YOK, BEBEĞİME BAKAMIYORUM… 

Not: Yüreği dünyadaki tüm insanları, çocukları sevecek kadar büyük olan Atilla Taşkıran, CAN’ın dedesi bu haberi okuduysa ne kadar üzülmüştür? diye düşünüyorum.