Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '09

 
Kategori
Haber
 

Hükümete “Sınırsız değilsiniz “ diyor, uyarıyor…

Hükümete “Sınırsız değilsiniz “ diyor, uyarıyor…
 

Oldum olası <ı>“Tarafsızım” kelimesine karşıyım…

Arkadaş, insan nasıl <ı>“Tarafsız” olabilir ki? Mutlaka bir yere <ı>“Taraf” olmak durumundasın. İnsanlar <ı>“Adil” olmakla<ı> “Taraf” olmayı birbirine karıştırıyorlar. Oysa <ı>“Taraf” olmak başka bir şey, <ı>“Adil” olmak başka bir şeydir.

Örneğin benim <ı>“Taraf” olduğum birçok şey var. Her şeyi bir tarafa bırakın ben bir Fenerbahçe taraftarıyım, iyi günde de kötü günde de. Ama takımım hakkında yorum yaparken <ı>“Adil” olmaya özen gösteririm, bu konuda her ne kadar bazen duygusallık tarafım öne çıksa da…

Ancak öyle durumlar var ki, <ı>“Duygusal” da olamazsınız, olmamalısınız, mutlaka <ı>“Adil” olmayı en önde tutmalısınız.

Anayasa Mahkemesi Başkanı <ı>Sayın Haşim KILIÇ’ı çok eleştirdik…

Bazı kararlarında hem <ı>“Taraf” hem <ı>“Duygusal” davrandığını, <ı>“Adil” olmadığını söyledik.

Doğrudur veya yanlıştır, ancak ben böyle niteledim…

Hani derler ya <ı>“Sabrın da bir sonu vardır” diye, sanırım hem <ı>“Taraf” hem <ı>“Duygusallığın” da bir sonu olsa gerek ki <ı>Sayın Haşim KILIÇ da o <ı>“Son noktaya” ulaşmış gibi.

Bakın n’olmuş?

Anayasa Mahkemesi Başkanı <ı>Haşim Kılıç, mahkemenin 47. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada Hükümete şöyle bir uyarıda bulunmayı gerekli ve galiba zorunlu görmüş…

<ı>''Demokrasilerde elbette egemenlik halka aittir, fakat siyasi çoğunluğun otoritesi de sınırsız değildir.''

<ı>

AKP iktidara geldiği günlerde, <ı>“Balayı günleri” de geçtikten sonra uygulamaya koyduğu iç ve dış siyaseti için aynı şeyi söylemedik mi?

Tamam… AKP’nin siyasi görüşünden yana <ı>“Taraf” olabilirsiniz…

AKP’ye oy verebilirsiniz…

Hatta <ı>“Duygusallığa” bile vardırabilirsiniz de… İşin sonunda <ı>“Adil” olmak zorunda kalırsanız, işte o noktada artık <ı>“Uyarının zamanının geldiğini” siz de görürsünüz.

Sayın <ı>Haşim KILIÇ görmüş…

Tespitim budur…

İktidar, gücünü ve yetkisini milletten alır. Millet, egemenliğini hükümet <ı>(İktidar) eliyle kullanır. O yetkiyi <ı>“Devleti, adalet ve tarafsızlık içinde yasalara göre yönet” diye verir. İktidar da yasalar çerçevesinde milletten aldığı yetkiyi <ı>“Tarafsızlık” ilkesi içinde devletten, milletten ve yasalardan yana <ı>“Taraf” olarak kullanır.

İktidarı şimdi Anayasa Mahkemesi Başkanı uyarıyor, biz de kendisine destek verip bu uyarıya katılıyoruz…

Atatürk’ün <ı>“Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini elbette kabul ediyoruz. Bu çerçevede bütün dünya ülkesi ile ilişkilerimizi dostça sürdürmekten yanayız, tamam…

Ama…

İç ve dış konularda ortaya koyduğumuz <ı>“Kırımızı çizgilerimizin” önce pembeleşmesine, sonra sararmasına ve ardından da tümden ortadan kalkmasına razı değiliz.

Sorunlar tümden çözülse bile, Ermenistan’ın Karabağ sorununu Azerbaycan ile çözmedikçe, sınır kapısının açılmasından yana değiliz.

Başbakan ile ana muhalefet partisi liderinin, resmi törenlerde, asık suratla yan yana durmalarına razı değiliz.

NATO Genel sekreterliğine seçilen adamın, Türk milletini aldatmasını, verdiği sözlerden (söz aldıklarını söyledikleri için) caymasını hazmedemiyoruz.

Tabi, Ergenekon davasını saymıyorum, çok inandırıcı bir dava olmaktan çıktı…

Doğrudur, iktidar sizsiniz, ama <ı>EGEMEN olan da biziz, yani miilet…

İktidar olarak <ı>“Sınırsız yetki sahibi” değilsiniz.

Umarım bunu en son hatırlatan Anayasa Mahkemesi Başkanı olur. Çünkü önümüze getirmeye çalıştığınızı bildiğimiz Anayasa değişikliği veya <ı>“Yeni anayasa” yapımında sınırlarınızı iyi bellemenizde yarar var.

<ı>24 NİSAN 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..