Hümanist Bir İnsan Olarak Tanınan / Dost Yazar Mustafa Ceylan’ın Ardından

“Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız; ya okunmaya değer bir kitap yazınız ya da yazılmaya değer işler başarınız.”  Benjamin Franklin

Mustafa Ceylan kimdir?
(05.01.1952 - 05.07.2018)

Şair ve yazar. 25 Ocak 1952, Elmadağ / Ankara doğumlu. ‘Ozan Ceylan’ ve ‘Ozan Menderes’ imzalarıyla yazdı. Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (1975) mezunu… Değişik işyerlerinde mühendis ve gazeteci olarak çalıştı, yayıncılık yaptı. 1998 yılında emekli oldu. Bazı KİT kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeliklerinde bulundu.

Bir süre Ankara’da bulunduktan sonra Antalya’ya yerleşti. İLESAM üyesidir. Kemalist Atılım Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Siyasal faaliyetleri nedeniyle 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönemlerinde sıkıyönetimce tutuklandı. Bir süre cezaevinde kaldı, yargılanıp beraat etti.

Şiir ve yazıları Adalet, Tasvir, Hürriyet, Son Havadis, Hergün, Bizim Anadolu, Tercüman, Sabah, Gündem gazeteleri ile Gülpınar, Çağrı, Türkiye, Kemalist Ülkü, Yesevi, Türk Edebiyatı dergilerinde yayımlandı. Antalya Sonex FM’de “Gönül Dostları” programını hazırlayıp sundu. Bir Yanardağ Fışkırması adlı şiiri Musa Eroğlu tarafından türkü formunda bestelendi. Biyografi çalışmaları yaptı.

Eserleri:

Şiir: Kırat Geliyor (1973), Ezan Susmaz (1974), Her Yönüyle Yenimahalle (1985), Yaralı Ceylan (1986).

Araştırma-İnceleme: Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ (1989), Antoloji: Bayramlar, Haftalar, Günler (1996).

Biyografi: Ahmet Tufan Şentürk / Hayatı-Sanatı-Eserleri (1997), Destanlaşan Köylü İsa Kayacan (1999), Güzide Taranoğlu / Hayatı-Eserleri (2000), Halil Soyuer / Hayatı-Sanatı-Eserleri (2000).

Roman: Torosların Türküsü (1999).

Anı: Anılar Koridoru Sarıveliler (A. Tufan Şentürk ile 2000).

Hakkında: TBE Ansiklopedisi (2001), Hüseyin Yurdabak / Şiirle Yaşayanlar Antolojisi (2003).

Yayıma hazır olup henüz basılmayan  kimi yapıtları da var.

***

Kişiler doğar, yaşar, dünyamızdan ayrılır. Yaşam sürecinde nefes alıp verir, yer içer, gerisinde bir şey bırakmaz. Böylesi adlar belirli bir süre sonra unutulur.

Kimi kişiler, dünyaya ayak basar basmaz özellikleriyle varlıklarını belli eder. Başarılarını topluma sergiler. Kimliklerini kanıtlar. Şairlerimiz, yazarlarımız ve araştırmacılarımız bu gruba girer.

Araştırmacı şair-yazar ‘Mustafa Ceylan’ın 50. Sanat Yılı’na değgin duygu ve düşüncelerimi istedi, gönderdim. Bu amaçla kimi tümceleri kaleme aldım. Tanışmamızın üzerinden uzun süre geçti, diyebilirim.

Ne ki öncesinde de Mustafa Ceylan adını duydum.  Ankara’da sanatın zirve yaptığı dönemlerde Güzide-Bilal Taranoğlu çiftinin nezih kültür sanat ortamında ve aylık ‘Gülpınar’ dergisinde yıllarca beraber yazdık. Gönül bağımız o yıllara uzanır.

21-24 Haziran 2012 tarihlerinde ‘20. Hazar Şiir Akşamları Etkinliği’ne birlikte katıldık. 21-25 Haziran 2013 günlerinde Niksar Belediye Başkanlığının çağrılısı olarak kültür sanat etkinliklerine birlikte katıldık. Dönüşte Şemsettin Ağar ile Amasya çıkışında aldığımız erik büyüklüğündeki nadide kirazları iştahla yedik!

Ceylan, sanat ve edebiyat alanındaki gelişmeleri yakından izleyerek başarılı değerlendirmeleriyle öne çıktı. Çok sayıda dergi ve gazete yazıları yanı sıra şiirleriyle Türk Edebiyatı içinde yer alan ve kalıcılığı tartışılmayan adlardan birisi oldu.

Bilindiği gibi, kimi edebiyat akımları var: İdealizm, Kişiselcilik, Egzistansiyalizm, (Varoluşçuluk), Sürrealizm, Dadaizm, Fütürizm, Kübizm, Ekspresyonizm, Sembolizm, Parnasizm, Naturalizm, Realizm, Romantizm, Klasisizm, Hümanizm… Bunların temsilcileri de var.

Mustafa Ceylan, ‘Gülce’ akımının temsilciliğini sürdürdü. Her tür tekniğe hâkimdi. Adını arama motoruna yazınca; hem müzik dinlenir hem de engin bilgiye ve yazın ürünlerine ulaşılır.

Yazılarını okurum. Edebiyatın her dalında ürünleri var. Bu aziz dostumun ses getiren kimi özelliklerini biliyorum. Dostunu arayıp soran, özverili bir yapıda iyi bir yol arkadaşı, İçanadolu bölgesi insanı, araştırmacı yazar, şiir yazan, şiir okuyan, şiir dokuyan bir ekip insanı olarak tanıyorum.

Mütevazı kişiliği, kıskanç olmayan yapısı, paylaşımcı ve özverili yaklaşımı, özgeciliği, arkadaşlarına ve dostlarına karşı sürekli bir şeyler verebilme isteği ve çabası içinde bulunması, onu her zaman gündemde tuttu.

Ceylan’ı Hz. Ali’nin özdeyişiyle taçlandırmak uygun olur, kanısındayım: “Öldükten sonra yaşamak isterseniz, ölmez bir eser bırakınız.”

Sanat ve edebiyatta 50 yıldan fazla, hem de hakkını vererek yaşanan yıllar, herkesin ulaşabileceği mutluluk zirvesi değildir. Bu noktaya ulaşan Ceylan, günümüzde usta kalemlerin başında geldi!

Başarılı kalem ve sanatçı, ‘Gülce’ akımının yaratıcılarından, benim de katkım olan ‘Vatandaş Osman’la anılan aydın insan, Antalya’da Ceylan’ın en yakın arkadaşı olan, sevgi ve saygı gören, “Sevgi doğurdu, umut yaşattı, zulüm öldürdü beni…” Diyen sanatçı Harun Yiğit’i de bu sırada anmadan geçemedim!

Yaşam çizgimi şu sözcüklerde özetliyorum: “ Dün de bugün de hiçbir şey yolunda gitmedi / Ama hiçbir şey beni yolumdan etmedi.”

***

                          Beni en çok yazarların, şairlerin ve sanatçıların gidişleri yaralar!

Evet, acı mı acı! Araştırmacı yazar, şair Mustafa Ceylan, 05.07.2018 günü aramızdan ayrıldı! Antalya sıcağında ölmek zor!  Üstelik bir yazınerinin sevenlerini üzüntüye bırakarak...                                                    

İnternet ortamında Mustafa Ceylan ile ilgili acı haberi paylaşan kimi yazıların altına düştüğüm not şöyle: Üzüldüm! Yıllara dayalı dostluğumuz vardı. Allah rahmet eylesin. Yeri aydınlık olsun. Yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.

Sen Kendine Yenildin 
   Mustafa Ceylan

Artık yağmurlar yağmayacak 
Esmeyecek rüzgâr
Üşümeyecek saçsız başın
Güzelce uyumana bak 
Güzel insan 
Koca adam Mustafa Ceylan.

Boynu bükük kaldı mısraların
Ölümüne yaşadın bu dünyada 
Sen miydin öldürülen 102'nci şair? 
Kendi kaderini yazan 
Ölüme meydan okuyan 
Koca adam Mustafa Ceylan.

Yalnız bırakmadı seni dostların 
Acıyı da alıp gittin Elmadağı'na 
Ağıt yakışmıyor sana
Altmış altı oynadın 66 yaşında 
Sen kendine yenildin 
Koca adam Mustafa Ceylan.     

Naim Tuncalı

http://www.gulceedebiyat.net/forum-muhsin-durucan-1676