Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Huzurunu bozmayın Nazım'ın

Huzurunu bozmayın Nazım'ın
 

Biz hala; vatandaşlık verelim mi, mezarını Türkiye'ye getirelim mi, diye tartışırken, Ruslar 45 sene önce öldüğünde kendisine, devlet başkanlarına layık çok güzel bir mezar yapmışlar, bu şekilde saygılarını göstermişler.

Nazım Hikmet'in mezarı, Moskova'daki Novodeviçye Manastırı'nın mezarlığında, tören alanının hemen köşesinde çok saygın bir yerdedir. Hemen yanında 2007 yılında vefat eden Rusya Federasyonunun ilk devlet başkanı Boris Yeltsin'in mezarı vardır. Arka tarafında SSCB'nin son Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov'un eşi Raisa Gorbaçov'un anıt-mezarı vardır. Nazım Hikmet'in mezarınının içinde aynı zamanda eşi Vera Tulyakova-Hikmet'in mezarı ve üzerinde "ANADOLU ÇINARLARINDAN" yazan bir pirinç saksı vardır.

Kimin ve neden yaptığının hiçbir önemi yok. Adına ne denirse densin, ister seçim yatırımı, ister birilerine şirin gözükmek. Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığının iade edilmesi önemlidir. Yapılan iade-i itibardır. Çok bile geç kalmıştır. Benim asıl şaşırdığım; AKP dışında hiçbir partini bu konuda iki kelime söylemeye cesaret edememesidir.

Novodeviçye Manastırı mezarlığı adeta bir müze gibidir. Ürkütücü havası yoktur, her zaman çok temiz ve bakımlıdır. Mezarlığa giriş ücretlidir. Her zaman huzurlu bir şekilde ziyaret edilebilir. Rusya devlet başkanları, dünyaca ünlü yazarlar, halk sanatçıları, üst düzey askeri yöneticiler, savaş kahramanları vb. birçok ünlü kişinin anıt-mezarları buradadır. Buraya bir Türk Vatandaşının mezarının kabul edilmesi bizim için bir onur sayılmalıdır. Novodeviçye Manastırı, Türkiye Büyükelçiliğinden sadece 2 km uzaktadır.

Kendisi, Türkiye'den kaçış sebebini şu şekilde anlatmıştır:
Bütün Türkiye'deki okuyucularıma ve beni sevenlere, yurttaşlarıma, gerçek Türk yurtseverlerine bir hakikati açıklamak istiyorum: Ben eğer Türkiyamdan çıkmasaydım, öldürülmüş olacaktım, gayet basit. Biliyorsunuz, biri biri ardınca 13 sene hapiste yattım. Bu 13 senelik hapis, doğrudan doğruya işlediğim bir suçun karşılığı değildi, uydurulmuş bir suçun omzuma, yüklenen bir suçun cezasıydı. Bu yetmiyormuş gibi, hapisten çıktıktan sonra 50'li yaşıma batmama ancak bir yıl varken ve yüreğim dehşetle hastayken beni askere almak istediler. Yani, 49 yaşında ve 13 yıl hapiste yatmış bir insanı askere almak istediler. Ben askerden kaçan adam değildim. Ama o yüreğimle askere gitmek, talim meydanına çıkmak, basit bir nefer olarak talim meydanına çıkmak, elbette ki basit bir neferliğin büyük şerefi var fakat bu şerefi hayatımla ödemem demekti. Sonra gene haber aldığıma göre beni sadece askere alacak değillerdi, askere almak bahanesiyle harcıyacaklardı. Sonra "Nazım Hikmet askerden kaçtı, kaçarken öldürdük", diyeceklerdi...

Nazım Hikmet terörist değildir, devletine karşı silah çekmemiştir. Rusya'ya kaçmak zorunda kalmasından sonra bile vatanı aleyhine bir tek kötü söz söylememiştir. Memleketini ve insanını ne kadar sevdiği, onların çektikleri acıları nasıl yüreğinde hissettiği yazmış olduğu şiirlerinden de anlaşılabilir. Alparslan Türkeş MHP'nin 1994 ekim kurultayında Nâzım Hikmet'in Kurtuluş Savaşı Destanı'ndan dizeler okumuş, şairi övmüştür. Komünist düşünceye sahip olması onu vatan haini yapmaz. O, komünizmi çok sevdiği halkının refahı bu şekilde elde edilebileceğini düşündüğü için benimsemiştir.

Türk vatandaşlığının iade edilmesi çok olumlu bir adımdır. Fakat mezarının taşınması için öncelikle bütün Türk vatandaşlarının hemfikir olması gerekir. Aksi halde iki farklı görüşteki insanlar arasında gereksiz tartışmalara, kavgalara yol açar ki bunu o da istemezdi sanırım. 45 senedir mezarını kimse rahatsız etmedi, huzur içinde yatıyor. Yaşarken rahat vermedik, bırakalım mezarında huzur içinde yatsın bari.

 
Toplam blog
: 70
: 2722
Kayıt tarihi
: 28.12.08
 
 

1992 yılından beri yurtdışında yaşıyorum. Moskova Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü mezunuyum. Mosk..