- Kategori
- Ben Bildiriyorum
İçimden geldi
Ne güzel de döğüşiyiler di mi? Yoksa sevişiyiler mi?
Yıllar yılı politika, gündem, mündem, didişme tırlaşma derken iyice tırlattım bende. Kırk yıldır izliyorum bu siyasi arenayı kimin ne zaman, ne yaptığını çözebilmiş, ne zaman ne yapacaklarını kestirebilmiş değilim hala. Dün düşman olanlar bugün bir bakıyorsun barışıyor. Dün canciğer kuzu sarması olanlar bugün bir bakıyorum didişiyor. Sarmayı kim yapıyor, dolmayı kim dolduruyor belli değil. Sarmalar yapılıyor daha sofraya gelmeden tencerede tükeniyor. Kim yediye gidiyor. Kimin yediği belli değil. Bu arada halk halk pazarlarında dört dönüyor. Neyi nereden daha ucuza bulabilirim diye. Çocuklar aç. Kimsenin aç çocukları düşünecek hali yok. Köprü altı çocuklarını, tinerci çocukları. Sosyal güvencesi, sağlık güvencesi olmayan çocukları. Onlar içindeki doymaz bilmek çocuğun sesine kanmış. Senin demokrasin benim demokrasim oyunu oynuyor. Bence eşitlik olsun. Başımızdakiler de asgari ücretle geçinsin. En azından alt sınırı üst sınırı olsun. Alt sınır asgari ücret üst sınır 1000 ytl mesela. Vekillere. İçimden geldi. Benden hediye. O zaman olur gerçek demokrasi gerçek paylaşım. O zaman anlarlar yukarıdakilerin aşağıdan nasıl göründüğünü. Gelmeyen aybaşlarını yetmeyen maaşları. Bu durumda anlamıyorlar çünkü. Doymak bilmiyorlar. Tenceredeki yetmiyor kazanla istiyorlar. Yine nereye gittiği, kim yediği belli değil. Bir taraftan Çanakkale edebiyatı yaparken, bir taraftan sürekli götürüyorlar.
Bu defa sahilleri satıyorlar, sattırıyorlar TOKİ aracılığıyla yabancılara. O Çanakkale’de canları, kanları uğruna direnen atalarımızın kanlarıyla sulanan sahilleri. Üstelik yok pahasına. Çanakkale’yi topla tüfekle geçemeyenler, birilerinin aç gözlülüğü yüzünden paraları ile geçiyor. Yine doymuyorlar. Bankaları satıyorlar. Hastaneleri satıyorlar. Telekom’u satıyorlar. Yetmiyor. Şimdi de ormanı satacaklar. Yeni yasa tasarısı hazırlanıyor. Turizm bakanlığı eliyle. . Emekliliği 9 bin güne çıkaracaklar. Ama şimdi değil üzülmeyin siz, ta 2028 de. Amerika formül bulmuş. İnsanlar 200 yaşına kadar yaşayacakmış insanlar o zaman. Ondan. Ne zaman doyarlar acaba? Bilmiyorum. Ama ben her geçen gün biraz daha tırlatıyorum. Yarın iki kişi olacağım, öbür gün üç, öbür gün beş. Ve kalmayınca hiçbir şey elde, aç kalınca iyice, bıçak kemiğe dayanınca. Saldıracağız o kazanlara. Babasının malı gibi bu ülkeyi satıp satıp sarma yapıp kendi arasında üleşenlere. Bu böyle biline. Şimdilik türkü dinleyerek atıyoruz stresimizi. Size de armağan edelim de siz de atın stresinizi. Ey bu ülkeyi sata sata, soya soya bitiremeyen bu ülkenin medar-ı iftarları.
Sekiz Öküz Bir Tarlada
Vuruşuylarmış Ha Babam De Babam
Acından Ölen Danayada
Gülüşüylermiş Ha Babam De Babam
Sekizde Yemiş Şişmiş
Kuyruğuna Kırlar Düşmüş
Herbirine Bir Köy Düşmüş
Bölüşüyler Ha Babam De Babam
Dördünü Sürdüler Adaya
Dördünü De Sürdüler Karaya
Menfaat Girdimi Araya
Ne Güzel De Barışıylar Ha Babam De Babam
Üçyüzelli Dörtyüz Tosun
Öküz Olacağı Kesin
Bunlar Neyle Doyar Düşün
Gelişiyler Ha Babam De Babam
Yerinmeden Gelin Geçin
Hangi Öküz İyidir Seçin
Kızıltuğ'a Toslamak İçin
Çabaliyler Ha Babam Babam De Babam
Ali Kızıltuğ/ Gurup çığ