Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İçimden geldi

İçimden geldi
 

Ne güzel de döğüşiyiler di mi? Yoksa sevişiyiler mi?


Yıllar yılı politika, gündem, mündem, didişme tırlaşma derken iyice tırlattım bende. Kırk yıldır izliyorum bu siyasi arenayı kimin ne zaman, ne yaptığını çözebilmiş, ne zaman ne yapacaklarını kestirebilmiş değilim hala. Dün düşman olanlar bugün bir bakıyorsun barışıyor. Dün canciğer kuzu sarması olanlar bugün bir bakıyorum didişiyor. Sarmayı kim yapıyor, dolmayı kim dolduruyor belli değil. Sarmalar yapılıyor daha sofraya gelmeden tencerede tükeniyor. Kim yediye gidiyor. Kimin yediği belli değil. Bu arada halk halk pazarlarında dört dönüyor. Neyi nereden daha ucuza bulabilirim diye. Çocuklar aç. Kimsenin aç çocukları düşünecek hali yok. Köprü altı çocuklarını, tinerci çocukları. Sosyal güvencesi, sağlık güvencesi olmayan çocukları. Onlar içindeki doymaz bilmek çocuğun sesine kanmış. Senin demokrasin benim demokrasim oyunu oynuyor. Bence eşitlik olsun. Başımızdakiler de asgari ücretle geçinsin. En azından alt sınırı üst sınırı olsun. Alt sınır asgari ücret üst sınır 1000 ytl mesela. Vekillere. İçimden geldi. Benden hediye. O zaman olur gerçek demokrasi gerçek paylaşım. O zaman anlarlar yukarıdakilerin aşağıdan nasıl göründüğünü. Gelmeyen aybaşlarını yetmeyen maaşları. Bu durumda anlamıyorlar çünkü. Doymak bilmiyorlar. Tenceredeki yetmiyor kazanla istiyorlar. Yine nereye gittiği, kim yediği belli değil. Bir taraftan Çanakkale edebiyatı yaparken, bir taraftan sürekli götürüyorlar.

Bu defa sahilleri satıyorlar, sattırıyorlar TOKİ aracılığıyla yabancılara. O Çanakkale’de canları, kanları uğruna direnen atalarımızın kanlarıyla sulanan sahilleri. Üstelik yok pahasına. Çanakkale’yi topla tüfekle geçemeyenler, birilerinin aç gözlülüğü yüzünden paraları ile geçiyor. Yine doymuyorlar. Bankaları satıyorlar. Hastaneleri satıyorlar. Telekom’u satıyorlar. Yetmiyor. Şimdi de ormanı satacaklar. Yeni yasa tasarısı hazırlanıyor. Turizm bakanlığı eliyle. . Emekliliği 9 bin güne çıkaracaklar. Ama şimdi değil üzülmeyin siz, ta 2028 de. Amerika formül bulmuş. İnsanlar 200 yaşına kadar yaşayacakmış insanlar o zaman. Ondan. Ne zaman doyarlar acaba? Bilmiyorum. Ama ben her geçen gün biraz daha tırlatıyorum. Yarın iki kişi olacağım, öbür gün üç, öbür gün beş. Ve kalmayınca hiçbir şey elde, aç kalınca iyice, bıçak kemiğe dayanınca. Saldıracağız o kazanlara. Babasının malı gibi bu ülkeyi satıp satıp sarma yapıp kendi arasında üleşenlere. Bu böyle biline. Şimdilik türkü dinleyerek atıyoruz stresimizi. Size de armağan edelim de siz de atın stresinizi. Ey bu ülkeyi sata sata, soya soya bitiremeyen bu ülkenin medar-ı iftarları.

Sekiz Öküz Bir Tarlada

Vuruşuylarmış Ha Babam De Babam

Acından Ölen Danayada

Gülüşüylermiş Ha Babam De Babam

Sekizde Yemiş Şişmiş

Kuyruğuna Kırlar Düşmüş

Herbirine Bir Köy Düşmüş

Bölüşüyler Ha Babam De Babam

Dördünü Sürdüler Adaya

Dördünü De Sürdüler Karaya

Menfaat Girdimi Araya

Ne Güzel De Barışıylar Ha Babam De Babam

Üçyüzelli Dörtyüz Tosun

Öküz Olacağı Kesin

Bunlar Neyle Doyar Düşün

Gelişiyler Ha Babam De Babam

Yerinmeden Gelin Geçin

Hangi Öküz İyidir Seçin

Kızıltuğ'a Toslamak İçin

Çabaliyler Ha Babam Babam De Babam

Ali Kızıltuğ/ Gurup çığ

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..