Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İçimizdeki şeytan; öfke

Dünyanın en sistemci düşünürlerinden biri olan Alman filozofu Leibniz (1646-1716) in; "Bir şey ne ise odur, vardan yok, yoktan var edilemez, geçmişin sonucu geleceğin belirleyicisidir" sözünü, içimize sorduğumuzda, dehşetle bir şeyin farkına varırız:

Bir kabalığa karşı, bir haksızlığa karşı 'ÖFKE' belirtisi mi gösteriyoruz, o halde o 'öfke' zaten içimizde vardı. Çünkü, olmasaydı, düğmemize basıldığında `var olup`ortaya da çıkamazdı. Dolayısıyla yokluktan bir şey yaratamayız. İçimizden-yüreğimizden çıkan her şey (sevgi, öfke, kırgınlık, kızgınlık vb.) içimizde var olandır. Düğmelerimize basarak bizde `öfke`uyandırılmış olunması, daha önce içimizde "öfke" olduğunu gösterir. Demek ki, "öfke" olan bir yanımız var ki, oraya basıldığında öfkemiz tetikleniyor. Herhalde, LİMONU SIKTIĞIMIZDA DOMATES SUYU ÇIKARTACAK HALİMİZ DE YOKTUR.

Eğer bu gerçeğe, yine kendimiz sahip çıkamazsak, o (öfkemiz) bize sahip çıkar. Ona sahip çıkmak demek, `o(öfke) durumumuzun farkına varıp, sorumluluğu üstlenmemiz` demektir. Bu farkındalığa sahip olduğumuzda, karşımızdakine öfkeyle cevap vermez, onu suçlamak yerine, -belki de bizdeki bu uyanışı sağladığı için- bunu bir armağan olarak görmeliyiz.

Yaşamak, yavaş yavaş doğmak demektir. Farkında olmak, içimizdeki büyümeyi ve gelişmeyi sağlar.Başkalarında görüp de sinirlendiğimiz her şey bizi, kendimizi daha iyi anlamaya götürür. Hayat nehri, ıstırap ve zevk kıyıları arasında akar. Eğer zihnimiz, hayatla birlikte akmayı reddederse, kıyılara tutunup kalmaya devam ederse, ıstıraptan kurtulamaz; anılarla-hayallerle (öfke ve sinir biriktirme halimiz) yaşamaya başlar, kendini yenileyemez, yenilikleri doğru algılayamaz, gittikçe kabuk bağlar; İç güzelliği, içindeki sevgi tozunu dışarıya yayamaz, mutsuz bir yaşam sürer. Oysa hepimizin amaç edinmesi gereken hedef, katıksız içimizdeki sevgiden başka bir sey olmamak, değil midir? Çünkü, sevginin bedenlenmiş halinden başka biri olmayan bir insan, baskasına baktığında ancak katıksız, karşılıksız sevgiyi görür. Dolayısıyla da böyle bir insan, kimseye zarar veremez.

Öfkeden ve korkularımızdan uzaklaşmak ancak içsel çalışmalarımızla mümkündür. Zayıf noktalarımızı bulmak, onları iyileştirmek, sonunda da en iyi benliklerimize ulaşmak... Amacımız, kalıcı huzur ve özgürlükse, seçebileceğimiz tek yol budur. Başka da bir yolu yoktur.

ÖFKE`YE DAİR:

"Öfke, bir iç boşalmadır ve bu boşalmanın mantıkta yeri yoktur."

"Öfke, kör bir bilinçlenmedir. Bu bilincin altında daima `kendini gösterme` vardır."

"Öfke ve kin insanın hayvansal yönünü güçlendirir."

"Öfke ve kin, sadece o insanın gölgesinde bulunur. O gölgeden de hiçbir zaman çıkamaz"

"Öfke, hiçbir zaman olumlu bir amaç gütmez, etkisi daima olumsuzdur."

"Öfke boşalımlarının bomboş zevkini tadalım derken çoğu kez insanca özelliklerimizi yitiririz."

"Öfke ve kızgınlık duvarını aşan insan, kötülük duvarını da aşmıştır."

Alaettin Morgül /  06.01.2012 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..