Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '16

 
Kategori
Tarih
 

İddia gerçek olabilir mi? Osmanlı Saltanatı, Sevr’i kabul etmediği için mi kaldırıldı (1)

İddia gerçek olabilir mi? Osmanlı Saltanatı, Sevr’i kabul etmediği için mi kaldırıldı (1)
 

Bilgi sahibi için yüktür. Eğer, ondan yeni bir bilgi üretemiyorsa.


"Sevr Antlaşması" gerçeği, taslağı'dır. Bu konudaki gerçeği, belgelerle Akademisyen ve Tarihçilere açıklayacağımızı söylemiştik, Şimdi bu sözümüzü yerine getiriyoruz. Meraklıları, tamamen belgelere dayalı bu diziyi arşivlerine alabilirler.

18 Mayıs 2016 Tarihinde ön bilgisi verilen bahse konu yazı dizisi, ağırlıklı olarak üç kaynağa dayandırılarak hazırlanmıştır. (Bunların açıklaması aşağıdadır)  Dizi, bunlarla beraber çok sayıda yerli ve yabancı yayınlarla da desteklenecektir.

Diziden amaçlanan: Sevr Anlaşması (aslında tarafların meclislerinde onaylanmadığı için) Bir “Taslak” çalışma olarak kalmıştır. Bunlar çok iyi bilinmesine rağmen, kimi yayınlarda sanki, “Osmanlı Hükümeti ve Sultan bunları -Sevr Antlaşmasını- kabul etti. Ülkemiz, Milli Mücadele ile kurtuldu!” İddiası pompalanmaktadır.

Gerçeğinde durum hiçte böyle olmamıştır.

Tam aksine: Osmanlı Devleti, işgalcilerin dayattığı Sevr Antlaşmasını onaylamak istese dahi, O gün bunu kabul ederek yürürlüğe sokacak, Osmanlı Devleti'nde (İstanbu'da) bir Meclis bulunmamaktadır.

Peki, bu nasıl olmaktadır?

-Son Osmanlı Meclisi, (Meclis-i Mebusan) 12 Ocak 1920‘de İstanbul’da açılır.

-Sivas Kongresi’nde son şekli verilen“Misak-ı Milli/Milli Yemin”,  Meclisin kabulü ile, 28 Ocak 1920’de ilan edilir.

–İstanbul, 16 Mart 1920’de, İşgalci ülkelerin (İngiltere-Fransa) askerleri tarafından işgal edilir. (ülkemiz, gerçeğinde fiili olarak Kasım 1918’de işgal edilmiştir. Bu işgalin işgalidir!)

–İngiliz askerleri, 18 Mart 1920‘de Son Osmanlı Meclisi’nin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan milletvekillerinden bazılarını tutuklar ve sürükleyerek götürürler. Neticede Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı düşman süngüsü altında kapatılır.

-Yaşanan bu olaylar üzerine Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılmasına karar verilir,

– Kurucu Meclis seçimleriyle ilgili, 19 Mart 1920‘de bir bildiri yayınlanır ve Yurtta yeni seçimler yapılır. Seçimden sonra yapılan bir çağrı ile, 22 Nisan 1920’de Ankara'da bir toplantı yapılarak,  23 Nisan 1920'de, ilk kez padişah olmaksızın (saat 14’de) Yeni Millet Meclisi merasimle ve dualarla açılır.

-Yukarıda yazılanlardan anlaşılan: 18 Mart 1920 Tarihinden sonra yapılan uluslararası antlaşmaların onaylanacağı, Osmanlı Devleti’ne ait bir Meclis artık yoktur.

-Ki; Ankara’da, 23 Nisan 1920’de açılan (Yeni) Millet Meclisi sonrasında, işgalci İtalya, Fransa, hatta Ruslarla anlaşma yapılmıştır. Burada, İşgalci ve diğer devletlerin muhatabı, Osmanlı Saltanatının (görünürde) hüküm sürdüğü İstanbul değil, Ankara ve Ankara Hükümeti’dir.

...

Şimdi, Kaynaklarımızı tanıtalım.

1)”PARİS – SAN REMO – SEVR’de  TÜRKİYEYİ YOK ETME PLANLARI” HARRY N. HOWARD

“Harry N. Howard 1931 yılında (The Partition of Turkey 1913-1923) adı ile bir doktora tezi hazırlamıştır. 1931 yılında bu tez (Univ. Of Oklahoma Press) tarafından yayımlanmıştır. Bu tezin VII. Bölümü açıklanan konularla ilgilidir…”

2) ”SEVR ENTRİKALARI Büyük Güçlerin Hedefleri ve Tutumları”,  Paul C. Helmreich (ABD)

“..1918/19 kışında Amerikan kamuoyunun Türkiye’ye yönelik tavrı, ağırlıklı olarak dinsel ve insani nedenlerden kaynaklanan yoğun bir husumetti. Bu kindar tavır, Amerikan barış delegasyonunun tutumunda görüldüğü gibi, en belirgin ifadesini Birleşik Devletlerin eski Türkiye Elçisi Henry Morgenthau’nun sözlerinde bulmuştu:

-“Cinayet, Kuran tarafından Muhammed dininin bir parçası olarak kabul edildiği sürece, Müslümanların Hıristiyanları ya da Yahudileri idare etmesine izin verilmemelidir.” (Bahsekonu kitaptan)

3) “BELGELERLE TÜRK TARİHİ DERGİSİ DÜN BUGÜN YARIN” AĞUSTOS 1970 SAYI: 35-36

Bahse konu derginin, 1970 Tarihli, 35. Sayısından:

“..Yakın tarihimizin bilinmeyen gerçeklerinden biri de SEVR’dir. Gerçekte bu durum, - Devrim tarihi derslerinde Mondros Mütarekesile birlikte okutulan ve kısa bilgilerle yetinilerek verilen TÜRKİYENİN YOK EDİLMESİNİ, PARÇALANMASINI öngördüğü sonucundan başka hiçbir fikir açıklamayan bir eğitimin sonucudur. Araştırmacı ve Yayın organlarımızda konu ile ilgilenmemişlerdir. Birkaç makale ve o günün gazeteleri dışında bibliyografyamızda konuya ilişkin yayınlara rastlamak mümkün olmamaktadır. Sevr olarak bilinen ve Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı Hükümetinin düşman kuvvetlerle imzaladığı, fakat ne Mebusan Meclisi ve ne de diğer Milli bir kuruluş tarafından kabul ve tasdik edilmemiş olan bu anlaşma Paris – San Remo Konferans ve görüşmelerinin sonunda tesbit edilen şartların ifadelendirilmesinden ibarettir. Çok geniş bir zaman aralığı içinde çeşitli görüşlerin Türkiye ve Türk Milleti hakkında yok etme planlarının isteklerinin, ortaya çıkardığı tartışmaların geçtiği Paris – San Remo ise bizlerin yabancı olduğumuz konulardır.”

İfade edileni tekrar edersek:

-Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı Hükümetinin düşman kuvvetlerle imzaladığı, fakat ne Mebusan Meclisi ve ne de diğer Milli bir kuruluş tarafından kabul ve tasdik edilmemiş olan bu anlaşma Paris – San Remo Konferans ve görüşmelerinin sonunda tesbit edilen şartların ifadelendirilmesinden ibarettir.

 

Peki, Osmanlı Hükümeti, (Taslağı) neden ve hangi şartlarda  imzaladı?

Bu sorunun cevabını iki ayrı kaynaktan aktaracağız.

-Birincisi: Mustafa Kemal Paşa ile 1922 Aralık ayında Ankara’da görüşen, İngiliz gazeteci Marry Ellison. Bakınız! İngiliz gazeteci'nin de kafasına takılan bu soru nasıl bir cevap bulmuştur.

-“..Türkiye, yenilmiş, ezilmiş ve Sevres’de bütün gururu kırılmıştı. Bu kadar haksız şartlarla biz onların başına felâket getirmedik mi?

-“Anlayamıyorum” dedim Türk delegelerinden birine “Bir Türk böyle bir antlaşmaya nasıl imza koyar?” Çünkü bütün hatalarına rağmen ben onları çok gururlu bilirdim.

-“Eğer imzalamasaydık” diye karşılık verdi: ‘”Yunanlılar İstanbul’a gireceklerdi ve biz onları ne zaman dışarı atardık, Allah bilir. Önemli olan şey, antlaşmanın meclisçe onaylanmayacağıdır.

Yunanlıları uzakta tutmak, “kan dökümünü önlemek” Belki de haklıydı. (“Kuvay-ı Milliye Ankarası” Marry Ellison, Sahife:18)

Şimdi de, Sevr konusundaki iddiaların cevabını, tüm açıklığı ve çıplaklığı ile önümüze seren ikinci cevap:

 

Devam edecek…

-İngilizler imza için Osmanlıları ne ile tehdit ettiler, Osmanlılar, taslağı imzalayarak (onaylanmayacağı bildikleri için) işgalcileri oyaladılar mı, Sevr taslağı gerçekte İşgalci devletlerin “Yunan İşgali”, Anadolu’da bir hükümet kurulması, Osmanlı satanatı’nın ortadan kaldırma için bir kurgu mudur? Son Osmanlı Meclisinin kapatılması gibi…

-Damat Ferit, bir “Hain” değil de bir kahraman mıdır? Osmanlı, sonunu hazırlayan Sevr’e neden karşı çıkmıştır?

-Osmanlı istese de Sevr taslağını kabul edemez, onu geçerli, “Bir Antlaşma” haline getiremezdi.

www.canmehmet.com

 

Resim: web ortamından alınmıştır.

Kaynaklar;

1)”PARİS – SAN REMO – SEVR’de  TÜRKİYEYİ YOK ETME PLANLARI” HARRY N. HOWARD

2) ”SEVR ENTRİKALARI Büyük Güçlerin Hedefleri ve Tutumları”,  Paul C. Helmreich (ABD)

3) “BELGELERLE TÜRK TARİHİ DERGİSİ DÜN BUGÜN YARIN” AĞUSTOS 1970 SAYI: 35-36

4)“Kuvay-ı Milliye Ankarası” Marry Ellison, Sahife:18

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..