Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '10

 
Kategori
Öykü
 

Ihlamur Yaprağı (15)

Ihlamur Yaprağı (15)
 

Neşe'nin babası Hasan Bey hafif kilolu, ne uzun ne kısa boyda, yüzüne sert bir ifade veren kalın ve gür kaşlarıyla yakın gözlüklerini takmış, günlük gazetesinin ekonomi sayfasını dikkatle okuyor, hafta sonu evde olmanın keyfini sürüyordu. Bir yandan kahvesini yudumlarken diğer taraftan eşi Sinem hanıma sesliyordu;

- Kim bu Neşe'nin arkadaşı. Sinem hanım ıslak olan ellerini bir havlu yardımyla kurular vaziyette içeri girdi ve;

- Dershaneden arkadaşıymış, üç gündür okula gidememişte, Neşe'den ders notlarnı almaya gelmiş. cevabını duyunca, Hasan Bey sinirli bir şekilde gözlüklerini eliyle burnuna doğru indirerek;

- Başka adam mı kalmamış koca sınıfta de bizim kızı bulmuş. sözünün ardından Sinem hanım bu konuşmanın uzayacağını tahmin ederek karşısındaki koltuğa oturmuş ve hararetle konuşmaya başlamışlardı.

- Bak bey, garibin hiç kimsesi yokmuş, yapayalnızmış, bir annesi varmış onun da psikolojisi bozukmuş atmış balkondan kendini ve ölmüş, dolayısıyla devamsızlık yapmış çocuk..

- Garipse garip, yalnızsa yalnız ben Başıboş Köpekleri Koruma Derneği başkanımıyım da acıyacağım. Bak hala sokaklarda sahipsiz köpekler var onları bile doğru dürüst koruyan yok.. Size mi kaldı elin oğlunu korumak.. deyince Sinem Hanımın esmer teni kızarmaya başlamış ve simsiyah gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Hafif sesini yükselterek:

- Bak günaha giriyorsun Allahın aşkına yapma böyle... Ne hayvan ne de insan sevgisi kaldı sende.. Gittikçe değişiyorsun, tanımakta güçlük çekiyorum artık... der demez, Hasan Bey koltuktan ayağa fırladıve ellerini yukarı doğru açarak;

- Ey Allahım ben ne günah işledim de karşıma bunları çıkardın..

Sinem Hanım: - Biraz sakinleş lütfen... Çocuk geldi ve gitti şimdi Neşe de içeri girer. Olayları gelir gider tablosuna dönüştürüyorsun hemen muhasebe yapıyorsun.

- Ben muhasebe yapmam ben yöneticiyim koskoca bankanın müdürlüğünü yapıyorum. Ayrıca ince ayrıntılara girmem önüme belgeleri koyarlar ben de imzamı atarım.

kısa bir sessizliğin ardından Sinem Hanım;

- Yeter ama.. Burası işyerin değil, kızın ve ben de elemanların değiliz. Sana sadece insanca durumun izahını yapıyorum. Beni üzüyorsun.. Hasan Bey iyice kabalaşmaya başlamış ve tepeden bir bakışla; -

Ama kızının dershane parası yatırılınca, efendime söyleyeyim eve öte beri almaya gelince işler değişiyor o zaman patron olarak görüyorsunuz. Yalan de hadi... Bak susuyorsun çünkü haksızsın. Hem senin dilin bu aralar çok uzadı. Biraz kapat çeneni.. Son sözümü söylüyorum bu kız üniversite sınavına girecek, böyle bunalımlı ananın depresyona girmiş çocuğuyla arkadaşlığını ilerletir de kazanamazsa ben burnunuzdan fitil fitil getiririm.

Sinem hanım kendini sıkmış sıkmış ama artık dayanamış hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Tam o esnada kapı sesi duyuldu. Neşe içeri girince şaşkın bir halde;

- Ne oldu burada böyle? Niçin kavga ediyorsunuz diye sordu.

DEVAM EDECEK

Aysel AKSÜMER

30.05.2010

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..