Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '13

 
Kategori
Deneme
 

İkrar ve inkâr

İkrar ve inkâr
 

İkrarım, ikrardır inkâr edemem,Yalana,hileye,eğriye doğru diyemem


Saklamadan, doğruca, açıkça söyleme, benimseme, onama, kabul tasdik ve doğrulama anlamını taşır buna ikrar diyoruz.

Bir şeyin varlığını kabul etmeme, yok sayma, yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, anlamını taşır ki buna da inkâr diyoruz.

İkrar,

Kişinin kendinde bulduğu güven, yüreklilik, gözü peklik, çekinmezlik, atılganlık, korkusuzluk, cesurluk, vicdan  varlığı ve cesaretten meydana gelir. 

İnkâr,

Kişinin kendinde bulamadığı güvensizlikten, yüreksizlikten, çekingenlikten, korkudan, vicdan yokluğu ve cesaretsizlikten meydana gelir. 

İkrar ile inkârın çeşitli nedenleri var,

Hakkı, İnancı, yaradılışı, varlığı, yokluğu, ahreti, cennet ve cehennemi inkâr etme gibi konulardan ziyade, bu yazımızda toplumun hak ve hukuku, insan ilişkileri ile ilgili inkârdan söz ediyoruz. 

Doğruları, gerçekleri, hakikati inkâr edenler dünyayı güneş görmeyen, pencereden seyrederler Hakikati, gerçekleri ve doğruları ikrar edenler ise penceresiz mekandan hem dünyayı görürler, hem de Güneşin doğuşunu seyreder.  

Görev icabı inkâra bizzat tanık olmuş biri olarak, meydana gelen olaylar karşısında yüreğimiz hep hüzünlenmiş, vicdan hep sızlamıştır. Bildiğini, duyduğunu, gördüğünü, suçu işlediğini gayrı resmiyet dışında çok iyi bildiğimiz, sanığın / tanığın, davalının / davacının bilmiyorum, duymadım, görmedim, yapmadım diye inkâra yönelik ifadelerinin resmi kayıtlara ( zapta ) geçtikten sonra bir çok konuda haksızlığa ve adaletin yanlış tecelli etmesine neden olduğu görülmüştür. 

Bildiği halde bilmiyorum, gördüğü halde görmedim, duyduğu halde, duymadım diye inkârı şiar etmek yaşamı zorlaştırır. Bildiğini, gördüğünü, düşündüğünü, duyduğunu ikrar etmek, ( itiraf ) yaşamı kolaylaştırır. 

İkrar kişinin samimi itirafı sonucu ya da güven ve itimada şayan aracı delaletiyle de yapılır. Bazen dolaylı yoldan da ikrar yapılır. İkrar Can’a, mala insan haklarına kazanım katar. İkrar  bir hakkın belirlenmesinde,  bir hakkın yerine gelmesi bakımında çok önemlidir. İman ve inanç sahibi insan ikrar ile yola çıkmalıdır. 

İkrar insana manevi yönden huzur verir. Vicdan azabını giderir. Güven ve itimadı muhkemleştirir. sevgi ve saygıyı güçlü kılar. Sükut hiç bir zaman ikrar sayılmaz, kişilerin iç dünyası kapalı ve gizli. O anda ne düşündükleri tespit edilemez.  

İnkâr sosyal hayatta, toplumsal olaylarda, insan ilişkilerinde bir çok konularda zarar ve ziyana neden olur, bir çok ocakları söndürür, hürriyetlerin kısıtlanmasına sebebiyet verir. Haklıyı haksız, haksızı haklı yapar.

İnkâr felakete yolculuk yapmaktır, inkârın hesabı esas yüce divanda sorulacak en zor  sorular arasında yer alacaktır. Her türlü zarar, ziyan, çirkin, haksız ve kötü davranışlarda hakkı inkâr etmek hayatı anlamsız kılmak demektir, dünyaya gelişin ve yaşamın gayesini bilmemektir.

İnkâr yolunu seçenlerin ne gelecekten, bir beklentileri olur, nede hayattan bir tat alırlar. İnkar insanı mutsuz eder, Sağlığı etkiler, güven ve itimadı sarsar, insanı umutsuz eder. Toplum içinde yalnızlığa iter. Kin ve nefrete neden olur.

Zaman, zaman bazı yazılarımızda arsız, ayarsız ve arızalı sözlerden bahsederiz. İnkârcıyı, arsıza, ayarsıza ve arızalıya benzetirim. Bu benim şahsi görüşüm. Ancak, içinde bulunduğumuz  zamanda ikrar yolu kapalı tutulmuş. İnkâr yol engelsiz, açık bırakılmış.

İnkâr’ın insan yaşamına verdiği zararların telafisi imkânsız hale gelmiştir. İnkâr sosyal hayatta, insan ilişkilerindeki olumlu yönlerin kopmasına neden olmuştur.

İkrarım ikrardır, inkâr edemem,

İnkârın, peşine takılıp gidemem,

Yüce divanda hesap veremem,

Yalana, hileye, eğriye doğru diyemem....

*****

İkrar, benim yaşam kuralım, vazgeçmem, 

Hatır için, gönül için doğruyu gizlemem,

İnkâr yolcuları ile aynı yolda yürümem,

Yalana, hileye, eğriye doğru diyemem....

 *****

İnkarcıları gördüm, gülüyorlardı,

Yalancıları gördüm, utanmıyorlardı,

İki yüzlüleri gördüm, sıkılmıyorlardı,

Yalana, hileye, eğriye, doğru diyemem....

*****

Elbette her kes vicdan, din, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Hiç kimsenin işlediği suçtan, hatadan, haksızlıktan ve çirkinlikten dolayı baskı sonucu ikrara zorlanması tasvip edilmez, edilmemeli.

Ne yazık ki, toplum olarak bildiğimiz halde, gördüğümüz halde, duyduğumuz halde, bilmiyorum görmedim, duymadım alışkanlığına düçar olmuş, ikrar ile henüz tanışmamış, inkâr ile ayrılmaz dost olmuşuz.   

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN 

  

 

                                 

 

 

                                                                      

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..