Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '13

 
Kategori
Deneme
 

Toprak mı, Ateş mi hangisi kıymetli?

Toprak mı, Ateş mi hangisi kıymetli?
 

İlk insanlar,ilk eşler,ilk suçlular,ilk sürgüne gidenler,ilk hasret çekenler


İnsanın iç dünyasına, iradenin gücü ortaya çıksın, kötü yönler iyi yönlere çevrilsin ve birer sevap kaynağı olsun diye, Yüce Yaradan tarafından bazı olumsuz duygular yerleştirilmiştir.

Olumsuz duygular terbiye edildiği takdirde, kötü yönler iyiye çevrilir, güzel duygular gibi birer ebedi kazanç haline gelir. İnsanı, insanlığın ve kulluğun zirvesine taşır. İradenin ortaya koyduğu başarı, insanı Allah’ın dostluğuna ulaştırır. İnsanın kötü yönleri iyi yönlerin önüne geçerse, insanın iç dünyası cennetten, cehenneme çevrilir, kötü yönlerin çokluğu İnsanı hüsrana sürükler.

İç dünyalarındaki iradenin olumsuz duygulara yenik düşmesi sonucu, İlk insanlar, ilk baba, ilk anne, ilk evliler, ilk eşler, İlk âşıklar, ilk sevdalılar, ilk suçlular, ilk sürgünler, ilk hüzünlenenler, ilk  ayrılık hasreti çekenler,  ilk pişman olanlar, ilk tövbe edenler, ilk aile hayatı kuranlar Hz. Âdem ile Hz. Havva olmuşlardır.

Yüce Yaradan Hz. Âdemi, Hz. Havva’yı yaratıktan sonra, onları eş olarak cennete yerleştirdi. Cennette bulunan tüm nimetlerden doya, doya yiyin, yalnız bu ağaca yaklaşmayın, yaklaşırsanız zalimlerden olursunuz diye buyurdu.   

Ağaca yaklaşmayın emri yani ağacın meyvesinden yemeyiniz, meyvenin ne olduğu konusunda çeşitli rivayetler vardır. Elma olsun, üzüm olsun, incir olsun. Yılan'ın ve Tavus'un da yardımı ile Şeytan'ın cennete girmeyi başardığı. Hz. Havva’yı ağaca yaklaşması için zorladığı, Hz Âdem’in de Hz. Havva’nın ısrarına dayanamadığı söylenir. Sonuçta ağaca yaklaşıldı meyveden yendi. İşte olanlar o andan itibaren oldu. Yeryüzüne sürgün hadisesi başladı.

Acaba, Hz. Âdem’in ve Hz. Havva’nın tövbe etmelerine fırsat verilmedi mi, yoksa tövbe ettiler de tövbeleri kabul edilmedi? Neden acilen yeryüzüne sürgüne gönderme işlemi başladı.  

Buradan şunu anlıyoruz bilinen olaydan hemen sonra tövbe edilmedi. Belki de buna fırsat verilmedi. Yüce Yaradan’ın emri ile anında yeryüzüne  ve ayrı, ayrı diyarlara sürgüne gönderme işlemi başladı. Hz. Âdem Hindistan’a, Hz. Havva ise Cidde'ye ( Cüdde ) indirildiler. 

Şeytanın cennete girmesine yardım ve yataklık eden Yılan İsfahan'a, Tavus' Babil ülkesine, Şeytan ise Meysan adında bir yere indirildiği rivayet edilir.

Peki, bu ilk insanların, ilk hasreti yaşayanların ayrılıkları kaç yıl sürdü, kaç yıl ayrı kaldılar. Bu konuda yine kesin bir bilgi yok. Ancak onca yılın hasreti her ikisinin de yüreklerini öyle yakmıştı ki, onlar yeniden kavuştukları zaman simaları değiştiği için bir birini zorla tanıyabildiler.

Bu da gösteriyor ki ayrılık süresi tahminlerin ötesinde yıllarca ayrı kaldılar. Öyleyse en büyük ayrılığı onlar yaşadı, en acı hasreti onlar çekti.  

Hz. Âdem “iki yüz sene ağlayıp yalvardı “Allah’ım kendimize yazık ettik, Sen kusurumuzu örtüp bize merhamet etmesen, biz en büyük hüsrana uğrayanlardan oluruz” diye yalvarmasından sonra tövbe ve duaları kabul oldu ( Ta'ha 20/ 122 ) Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın bu uzun ayrılıkları, hüzünleri, hasretleri Arafat ovasında nihayet buldu ve orada buluştular.

Cebrail ( a s ) Hz. Âdem’e şöyle bilgi verdi.Tövbenin kabul  olması için diyeceksin ki, " Yüce Allah’ım bizi sevdiğin, Hz. Muhammed’in yüzü, gözü hürmetine bağışla” Hz. Âdem ve Hz. Havva bu şekilde niyazda bulundular ve tövbeleri kabul edildi.

Bir birinden bu kadar uzak mesafelere gönderilmelerinin nedeni ağaca yaklaşmaları ve meyveden yemeleri mi? Yoksa hasret çekmek suretiyle, vuslat’ın kıymetini daha iyi anlamaları için mi?

İlahi hikmet bu geçici ayrılıkla onlar arasında karşılıklı bir şevk ve bir arzu uyandırmış,onlara ve onların nesline, aile yuvasının sürekli bir yuva olmasının gereğine işaret edilmiştir.

Bu ayrılık insanlık ailesi için, ölümle meydana gelen ayrılıktan sonra, hakiki vuslatın ancak cennette olacağını, bunun gerçekleşmesi ise, günahlarından tövbe etmeye bağlı olduğunu hatırlatan bir tablonun zihinlere, kazınması bakımından da önemlidir.

Çünkü asıl ayrılık esas ( öteki ) dünyada meydana gelen ayrılık olduğu gibi, gerçek vuslat da ebedi hayatta gerçekleşen mutlu tablodur.

Bu gün milyonlarca insanın her yıl Arafat’ta bir araya gelmesi ahretteki Arasat meydanını hatırlatmaktadır. Bu hadise bize gösteriyor ki,  İnsanın iç dünyasına İlahi güç tarafından yerleştirilen olumsuz duyguların terbiye edilmesi gerekir. Allah’a karşı isyan etmek maddi-manevi ayrılıklarla doludur.

Tövbe ile yaptıklarından pişman olmak,  yeniden Yüce Yaradan’ın kapısına dönüp yalvarmak, vuslatın kavuşmanın tek yoludur.

O halde sevenler-sevilenler olarak hep birlikte, Allah’ın sevgisinde birleşmeli. Bu yolla, yokluk ve ayrılık diyarı olan cehennemden uzaklaşmalı, varlık ve vuslatın ebedi yurdu olan cennete ehil  olmak için çaba harcanmalı. 

Hz.Âdem Cuma günü ikindi vakti yaratıldı ve Cuma günü vefat ettiği rivayet edilir.

Hz. Âdem'in boyu yeryüzüne indirilmeden önce kırk metre olduğu, Yeryüzüne indirildikten sonra yeryüzü şartlarına uygun duruma getirildiği rivayet edilir.

Hz. Âdem'in kaç yıl yaşadığı kesin olmamakla birlikte, dokuz yüz yıl dan daha fazla yaşadığı kuvvetle muhtemeldir. İki yüz yıl af edilmesi için Yüce Allah'a yalvarıp, yakardığına göre dokuz yüz yıldan daha fazla olduğu hususu ağırlık kazanmaktadır. Yine bazı rivayetlere göre Hz. Âdem kendi isteği üzerine ömründen 60 yılını Hz. Davud'a vermiştir.

Hz. Âdem'in gökyüzünde Semanın birinci katında olduğu, Miraç gecesinde Yüce Peygamberimizi bu katta karşıladığı rivayet edilir.

Hind diyarındaki toprak en güzel kokan topraktır. Nedeni Hz. Âdem'in oraya cennetin kokusunu getirmesi. Cidde Müslümanlar için en kutsal sayılan yerdir. Onun nedeni de Hz. Havva'nın oraya cennet kokusunu getirmesidir. Nihayetinde oraya kâbeyi inşa edildi.

Cennet bahçesindeki yasaklı ağacın meyveleri İblis'in zararlı meyveleriydi.  

Yüce Allah’ın emrine muhalefet etmişti, beni ateşten yarattın, Hz. Âdemi topraktan yarattın ben ondan daha üstünüm ona secde etmem diye. Cennetini cehenneme çevirmişti. Makamdan kovulunca cenneti istememiş dünyayı istemişti ki kıyamete kadar tüm insanları yoldan çıkaracağını ve onlara rahat vermeyeceğini ilan etmişti.

Görülüyor ki bu dünyada insanoğlunun çektiği  tüm acıların, hüzünlerin, hataların, günahların nihayetinde her olumsuz konuda İblis'in ( Şeytan'ın ) parmağı vardır.

Yaşamın tüm zorlukları, ateşin değerli, toprağın değersiz görüşünü savunan, Hz. Âdem ile Hz. Havva'yı yasaklı ağaca yaklaştıran asi İblis yüzünden meydana geldi. Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın, suçları, ayrılıkları, hüzün ve Hasretleri evlatlarına miras kaldı.

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

                                                                                      

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..