İktidar değişikliği

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her şey alabildiğine hızlı bir şekilde değişiyor. Bu öyle bir değişim ki, bir gün sonrası bir gün öncesinden daha hızlı. Bu değişim geçmişe özlem şeklinde geriye dönük bir değişim değil, yepyeni ufuklara yeni kapılar açma şeklinde bir değişim olduğu gözlemlenmektedir.

Bu pencereden baktığımız zamandan Türk siyaseti de bundan bağımsız değildir. Ak Parti hükümeti altı yıldan beri sürekli aynı yerde durması Türk seçmeni tarafından kabul ediliyor değildir. Bu nedenle bu hükümetin yeni açılımlarla halkın karşısına çıkması gereklidir. Aksi halde bugün çok ortada görünmese de yarın bu yerinde sayanları gelip geçen bir siyasi ekip doğacaktır.

Güzel bir söz vardır, "Mahkeme kadıya mülk değildir" herkes attığı adımı birçok kez gözden geçirmelidir. Zamanı çok iyi kullanmalıdır. Ülkede yaşayan vatandaşların refah ve mutluluğuna hiçbir katkısı olmayan kısır çekişmelerle günü akşam etmek bunu yapanlara, yapmaları gereken bir iş gibi gelmemelidir.

Bugün ülkemizde en temel sorun, gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Bu sorun aşılmadan ne anarşı aşılabilir, ne terör aşılabilir, ne üretim sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilir, sonuç olarak ne üreten ve ne de tüketenin halinden memnun geleceğinden emin bir toplum olması sağlanabilir.

Gelilr dağılımının adaletli bir yapıya oturtulması neden sağlanamıyor? Bunun en büyük ve yegane nedeni, geliri dağıtanların gelirin adaletli bir şekilde dağıtılmasından da sorumlu olmalarıdır. Gelirin adaletli dağıtılması ile ilgi gücü ve yetkiyi kendi elinde bulunduranın öncelikle yaptığı iş, aslan payını kendi alması olmaktadır.

Ne yazık ki, bu çarpık mekanizmayı tersine döndürmek bugüne kadar mümkün olamamıştır. Siyasi iktidarları değiştirmek de bir yarar sağlamıyor artık. Zira, her gelen yeni siyasi iktidar elinde bulundurduğu bu nimeti tepe tepe kullanmaktadır. İster kabul edin ister kabul etmeyin ülkemizdeki manzara bundan ibarettir.

Kim nasıl buna karşı çıkacaktır ve tersini söyleyebilecektir? Manzara ortada, bu ülkede bugün itibariyle aylık geliri 30 Milyar olan var mı var. Hatta spor kulübu yönetenler 250-450 bin dolarlar civarında aylık gelir elde ettikleri bir gerçek mi evet. Bunun yanında çöplerden ekmek toplayarak yaşamını sürdürmeye çalışanlar var mı var.

Hiç bir kuruş geliri olmayan ile ayda 450 bin dolarlar civarında gelir elde edenlerin yaşadığı bir ülkede gelir dağılımı adaletinden bahsedebilmenin imkanı var mıdır? Kimimiz akşama ne yiyeceğiz diye düşüneceğiz kimimiz de akşama nerede hangi kulüpte kimlerle nasıl eğleneceğiz diye düşüneceğiz.

Milli gelirden bu yüksek payları alanlar, bulunmaz hint kumaşı mıdırlar.? Bunların yaptıklarını kimsecikler yapamaz mı? Hayır yok öyle bir şey. Bütün mesele al gülüm ver gülüm.

Halk bütün bu olanları farkına vardıkça ve bunun sonucunda da olup biten bu adaletsizliklere karşı örgütlendikçe etkisi azalmaya mahküm olacak olan bu gayri adil sistem gerileyecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Buradan tekrar başa dönersek, bugünkü Ak Parti hükümetinin el değiştirmesi için yeni ve halka güven verecek bir siyasi kadronun halkın önüne çıkması gerekir. Bu gün ortada mevcut muhalefet partilerinin hiçbiri ne yazık ki bu bahsettiğim performansı gösterebilmiş değildir.

Mevcut muhalefet partilerimizin yeni açılımlar ortaya koyması gerekir. Siyasi iktidarın yaptıklarına yalnış demek yetmez. Yapılan yanlışların nasıl doğru istikamete dönüştürüleceğini de ortaya koymaları gerekir. Üzülerek ifade etmeliyim ki böyle bir gelişme henüz mevcut değildir.