- Kategori
- Gündelik Yaşam
İleri toplumların Marko Paşası, Güzin Ablası yoktur
“Derdini Marko Paşa’ya anlat” derlerdi… Ya da bir gazete köşesinde Güzin Abla milletin derdini dinlerdi… Belki şimdilerde de var. Cinsel konularda Haydar Dümen…
Bunlar elbette kendilerine aktarılan bu sorunları çözmüyorlar. Bu daha çok derdini dökme, yazan kişi aldığı cevapla rahatlıyor. Bu kimseler bu konuların ne kadar uzmanı? Hem olsa bile sorunlar böyle gazete köşelerinde çözülür mü?
Benim asıl diyeceğim şey, evet ileri toplumlarda bunlar yoktur ama daha önemlisi oralarda bu sorunlar yoktur.”Güzin ablacığım ben birini seviyorum ama o beni sevmiyor…” Yani bir İsviçre’de, Danimarka’da böyle şeylere gülerler, hastalık olarak değerlendirilir. Çünkü onlar Marry hayır derse Janet’e giderler ve bunu sorun etmezler. Bizde ise bu durum bazen ölüme bile götürür.
Güzin ablaya, Haydar Dümen’e gelen yazıları çok okumuşluğum var. Neler yazılmıyor neler… Yengeme âşık oldum diyen bile var. Bu normal, olabilecek bir durum ama bizde olamaz; bu nedenle mektuplar isimsiz rumuzla.
İnsanlarımız başlarına gelen bu olayları başkalarına anlatamadıkları (en yakınlarına bile)için Güzin Abla’ya, Haydar Dümen’e yazarlar. İleri ülkelerde bunları konuşmak sorun değildir. Herkes ileri görüşlü ve böyle şeyleri aşmıştır. Peki, yazarlar da sorunları çözülür mü? Hayır. Dedik ya içini dökme. “Yengemi seviyorum” diyen gence Güzin Abla napsın “Vazgeç bu sevdadan” der…