Ilımlı İslam yanlış ellerde şekillenemedi; değilse dini şiddetten korumak için doğru bir yol

İslam bildiğimiz şekliyle şiddete dayalı bir din gibi görünüyor. Haram ay haram aya karşılıktır; hürmetler (de) karşılıklıdır. Öyleyse kim size saldırırsa onun saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki Allah muhakkak ki korkup-sakınanlarla beraberdir(2/194)

Savaş hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (2/216)

Andolsun eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz Allah'tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta olduklarından daha hayırlıdır. (3/157)

Öyleyse dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz. (4/74)

Allah yolunda savaşmanın sınırları müminler tarafından aşılabiliyor. Şimdi eğer bu ayetlere bakarsak El Kaide Allah yolunda savaşan bir örgüt. Yani bizim ona saygı duymamız lazım, dinin emrini yerine getiriyor.

Ancak ayetlerde de söylendiği üzere İslam’a açık bir saldırı halinde cihat gerekiyor. Şu anda dünya yüzünde dine açık saldırı var mı? Öncelikle açık saldırıdan kasıt nedir? Küfür, hakaret, ayetler, kutsal kitap, Allah ve peygamberle alay etme ve en önemlisi müminlerin ibadetini engelleme. Değilse adam Müslümanlığı seçmemiş, yani ne yapalım.

Kocaman dünya. Yedi milyar insan yaşıyor. Böyle bir âlemde senin dinine yukarıda saydığımız saldırıları yapanlar olacaktır. Bu kadar insan içinde inanmayanlar, farklı düşünenler, hâşâ saçma bulanlar da olur. Biz bunlara karşı savaşırız derseniz Usame Bin Ladin’i halife ilan etmemiz gerekirdi. Çünkü yaptığı Allah’ın emirlerini yerine getirmek. İslam böyle diyor kardeşim, napalım yani.

Ama acaba cihat işte bazılarının ferdi olarak hakaret, küfür, alay etme değil de bizzat Müslümanları yok etmek için savaşılmasında söz konusu muydu? Adam hâşâ Allah yok dedi kellesini kes. Peygamber zamanında da mutlaka böyle kişiler çıkmıştır, onların kellesi kesildi mi bilmiyorum. Yani demek istediğim cihadın emri bu şekilde uygulanırsa Müslümanlar kıyamete kadar ellerinde silah dağlarda gezerler.

Soru şu: Çağ mı dine uyacak, din mi çağa uyacak! Allah’ın ayetleri tartışılamazsa bu şiddet böyle devam edecek demektir. Aslında burada ulemaların bir yorumuna ihtiyaç var. Cihat savaşma şeklinde bir saldırı durumunda mı söz konusudur yoksa hâşâ “Allah yok diyenin kellesini mi koparacağız? İşte bu paradoksta cihat uygulansın ama daha az şiddet olsun, kellesini keseceğimize kulağını çekelim tarzında bir “ılımlı İslam” söylemi ortaya atıldı. Bayağı bayağı da taraftarı var; çünkü bir elinde Kuran diğer elinde kılıç olan Müslüman’ın arkasından kimse gitmez.

Ilımlı İslam söylemi batı kaynaklı bir Amerikan projesi. Yani İslamiyet’i kurtarmak için değil Amerikan idealleri için dizayn edildi. Fikri öldüren de bu. Değilse İslam’ı şiddetten arındıracak, Müslümanlığın terörizmle birlikte anılmasını engelleyecek bir yol aslında.

Amerika böyle bir şeyi ortaya atmasaydı bile dünya Müslümanları radikal İslam ve adına ne derseniz deyin sonuçta bir “ılımlı İslam” doğal ayrışmasına doğru gidiyor zaten.