İmparatorluğun Emaneti; Şehr-i Bursa

‘Ben Kimim’ sualinin yanıtı, bu topraklarda gizli.

Sultan Abdulaziz’in eseri olan Tophane Saat Kulesi’ne çık ve seyret Yeşil Bursa’yı.
Bu toprakların altı da üstü de ‘Sana Kim Olduğunu’ anlatacak.

Bu kutlu şehre ayak basıp; Cennet Mekan Osman Gazi, Orhan Gazi ve Yıldırım Beyazıd türbelerini, Somuncu Baba’yı, Yeşil Türbe’yi, Emir Sultan ve Ulu Cami’yi, Cumalıkızık Köyü’nü ve hanları gezdiğiniz zaman o kutlu havayı soluyacaksınız. Şehri fotoğraflayan Tophane Surları’na çıktığınız vakit o sualin cevabını alacaksınız.

Ve bu şehir fısıldayacak kulağınıza; “Sen; eşsiz bir tarihin evladısın.”

* * *   * * *   * * *

Uludağ’ın mıdır bu ululuk yoksa eşsiz bir tarihin mi?

Uludağ gölgesiyle şehri kucaklayadursun, toprağında sonsuz uykuya dalan evliya, şehzade ve padişahlardan gelir bu şehrin ululuğu. Şehrin dört bir yanında oluk oluk akan buz gibi sular şahittir eşsiz tarihe. Osman Gazi ile başlayıp uzun yıllar süren ve nihayetinde Orhan Gazi ile başarıya ulaşan kuşatmayı anlatır o sular şırıltısında.

Söğüt’te kurulan beyliğin, Devlet’e dönüştüğü yerdir Bursa. Ve o koca dağ şahittir bu şanlı tarihe.

Kayı Boyu kokar bu şehrin ağaç ve çiçekleri. Bir imparatorluğun başkenti olsa da, o küçük Selçuklu Beyliği’nin mütevazılığıyla yoğrulmuştur insanları. Bir uç beyliği kadar cesur,  cihana hoşgörü ve medeniyet sunacak kadar merhametlidir bu topraklar.

Yazısı olmayan bir kitap gibidir Bursa. Türbeleri, hanları, camileri, köprüleri ve surları medeniyeti anlatır uzaktan izleyenlere. Asırlar öncesine götürür zihinleri. 600 yıllık çınar ağacı da şahittir o şanlı tarihe.

Bursa’ya sadece şehir demek aciz kalır heybetine. Payidar bir tarihin kutlu anısıdır Bursa. Şehirlerin sultanı, tarihin şanlı kitabıdır Bursa. 

Mehmet Bıldırcın / Şehir Edebiyatı