Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '13

 
Kategori
Güncel
 

İmralı Süreci ayrılıkçıların bir oyunu olmasın?

İmralı Süreci ayrılıkçıların bir oyunu olmasın?
 

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN (Alıntıdır)


Erdoğan, ‘Kürtçülüğü reddediyorum’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın on gün kadar önce Gaziantep'teki konuşmasında, 'Kürt kardeşimi seviyorum ama Kürtçülüğü reddediyorum. Biz ret politikalarına ‘hayır’ dedik, inkâr politikalarına ‘hayır’ dedik, asimilasyona ‘hayır’ dedik; tüm yaradılanları yaradandan ötürü sevdik. Kürt kardeşime de Türk kardeşime de Arap kardeşime de eşit mesafedeyim. Hepsinin güvencesi biziz. Çünkü biz sizi Allah için seviyoruz. Olay bu. Ve tek devlet. Etnik milliyetçiliğe hayır, bölgesel milliyetçiliğe hayır, dinsel milliyetçiliğe hayır' açıklaması da kimilerince dillendirilmeye çalışılan bazı tasarılar karşısında nasıl bir tavır takınılmakta olduğunu da duyurmuş bulunuyor.

İmralı Süreci mi Silahlı Terör Örgütü'nün ‘AKP İktidarından bazı haklar kopartma süreci’ mi benim aklım almadı gitti, desem yeridir. Gerçekte Türk, Kürt, Laz, Boşnak, Zaza, Kırmanç, Lori, Arap, Gorani ayrımı yapmadan tek tek ya da toplu olarak binlerce kıyım yapmış olan vur kaç yönteni uygulayan Terör Saldırıları nasıl oluyor da 'savaş' olarak adlandırılıyor, bunu da anlamak zor.

Kürt kökenli yurttaşlarımızın temsilcisi olarak hiç kimsenin görünmediği ortamda ona sahip çıkan bir Silahlı Kesim varmış.

Onların tek amaçları da bir bütün olarak Türk toplumunu kendi içinde sinsice vurarak Kürtçülük için toprak kazanmaktır.

Bu uğurda dökülen kanların tek amacı da orta çıkacak kan davası üzerinden ‘bağımsız bir Kürdistan kurmak’ değil midir?

Umulur ki çok g e ç de olsa Başbakan Erdoğan’nın belirlediği ilkeler doğrultusunda maddi ve manevi çalışmalar yapılabilir.

Ankara-İmralı-Oslo üçgeni yetmedi Ankara-Zübeyr Aydar-Kandil üçgeni istemez misiniz?

1990’larda olduğu gibi bugün de ‘akan kardeş kanının durdurulması’ ve ‘anaların ağlamaması’ için o kesimler ile görüşülüyormuş.

Bu da İspanya ile İran’ın içlerindeki terör saldırılarının durdurulmasını önlemek için giriştikleri türden bir yolmuş!

AK P İktidarlarının bütün iyi niyet gösterilerine, Pişmanlık Yasasının kapsamının genişletilmesine rağmen terör durmadı.

Bu süreçte ne TRT Şeş (altı) ne Kürtçe seçmeli ders ne Kürt müteahitlerinin ne de Kürt siyasetçilerinin önünün açılması pek fayda vermedi.

Geçtiğimiz yıllarda özellikle AK Parti içerisinde kim bilir ne tür kıpırdanmalar ve tartışmalar yaşanmıştır bilemiyoruz.

Gizli Ankara-İmralı-Oslo görüşmeleri derken şimdi bir de Ankara-Kandil görüşmeleri gerektiği gibi bir durum çıkmış ortaya.

Eski avukat, eski milletvekili ve geçen yıllarda Kırmızı Bültenle arandığını okuduğum Zübeyr Aydar da bu konuda konuşmaya başlamış.

Avrupa'daki PKK sorumlularından biri olduğu yazılan Zübeyr Aydar dün AKP ile BDP’nin bel bağladığı İmralı Süreci'ni değerlendirmiş. Buna göre, ‘Abdullah Öcalan bizimle görüşmeden bir şey yapmaz. İmralı'da diyalog ve görüşmelerin yapılması bizim talebimizdi. Türkiye medyasında PKK'nın içerisinde farklı kanatlar olduğu söyleniyor. Bu doğru değil. PKK'da ayrı ayrı gruplar yoktur. Biz İmralı'da yürütülen görüşmelerin devam etmesinden yanayız. Öcalan cezaevinde olmasına rağmen siyasi konularda herşeye hakimdir. Bu konuda müzakere yapabilir, bunu yürütebilir’ açıklaması bugün sanal ortamdaki yerini aldı.

Zübeyr Aydar, ‘BDP bazı şeyler yapabilir ama bazı şeyler yapamaz’

DHA'dan Ferit Aslan'ın geçtiği habere göre, Zübeyr Aydar’a göre müzakereler, ‘... sadece yazılı ve mektuplarla olmaz. BDP heyetinin gidip gelmesiyle de olmaz. Öcalan'n PKK liderleri ile konuşması lazımdır. Ahmet Türk Öcalan'ı ziyaret etti. Öcalan'ın sorduğu her soruya Ahmet Türk cevap veremez. PKK liderleri ne diyor, ne düşünüyor. Sayın Türk bunları bilmez. O Ankara'da siyaset yapıyor. BDP bazı şeyler yapabilir ama bazı şeyler yapamaz’mış!

Terör Örgütü ile siyasi uzantılarının önce Türkiye Cumhuriyeti ya da AK Parti İktidarı marifeti ile Kürtçe'ye dayalı temel eğitim, peşinden geniş çaplı Özerklik sonra da Bağımsız Kürdistan kurulmasına doğru yelken açmaya başladığı da kamuoyunda konuşulmaya başlandı. Apo’nun ömür boyu hapis kararı açıklamasının peşinden kamuoyunda, ‘Çok geçmeden onu birileri Meclis’e bile getirip oturtur. İçimizde hain mi yok’ diye değerlendirmeler de yapılmaya başlanmıştı.

Ayrıca adına Terörle Mücadele denilen terör saldırılarına karşı savunma eylemleri yanında bazı terör odaklarının da dağıtılmasını içeren resmi işler sürecinde 'kim yendi kim yenildi' bunu anlamak da çok zor. Kaldı ki 'dökülen kanlardan dolayı' Batılılarca yapılan baskılar ile terör örgütünün siyasi uzantılarının güçlü propagandaları yüzünden Kürt kökenli yurttaşlarımızın PKK, KCK ile BDP çizgisinde söylemler geliştirdiği ve özellikle BDP'nin oy oranını %10'a doğru yükseltmekte olduğu da gözlerden kaçmamalıdır. AB dayatması Yeni Yerel Yönetimler Yasası gereğince PKK/KCK birlikteliğinin olası bazı Sivil İtaatsizlik uygulamaları ile yaklaşan seçimler yüzünden sanırım İktidar yeni çözüm yolları aramak için İmralı Süreci adını verdiği gizli görüşmelere çok önem vermektedir.

Son gelişmelere göre ne Kürt Sorunu ne de onun uzantısı olarak dayatılan Terör Sorunu Ankara-İmralı görüşmeleri ile öyle üç beş ayda çözülecek gibi gelmiyor bana. Çok başlı bir yapıda olduğu sanılan PKK ile KCK’nın siyasi alanda muhatapları ile sözlü, sille tokatlı ve suçlayıcı içerikli çarpışmalardan çekinmeyen temsilcisi BDP’nin bile olası bir ‘silahların gömülmesi’ ya da ‘barış’ için pek yeterli görülmüyor. Yavuz Aydar’ın açıklamaları da bunu doğruluyor.

İmralı sürecinde terör de onun diğer uzantıları da birlikte bastıracaktır

Oysa AK Parti yetkililerine göre İmralı Süreci ile özellikle terör bitecek tek dil tek bayrak tek vatan bütünlüğü korunacaktır. İlgili habere göre BDP heyetinin, Türk aydınlarının ve gazetecilerin adaya gidip gelmelerini ve Öcalan ile görüşmelerini istediklerini öne süren Aydar, ‘Bunun için devletten yol açmasını istiyoruz. Şimdi silahlı güçlerin Türkiye sınırlarının dışına çıkılması konuşuluyor. Öcalan söylemeden ve kendisi istemeden biz silahlı güçleri sınır dışına çıkaramayız’ açıklamasının değerlendirilmesi ise başlı başına bir sorun değil midir? Anlaşılan o ki çok ince hesaplar ile yürütülen bir sürece girilmiş durumda.

Bu süreçte kimileri bütün ayrıntıları ile ‘hak kopartma savaşı’ verirken kimileri de muhatapların çoğaltılması yanında sürekli bir ‘umut ışığı’ vurgusunda bulunacak. PKK/KCK ile BDP dayatmalarına göre kendisine çok güvenilen İmralı Süreci boyunca pek çok ‘siyasi ve silahlı manevra’ yapılması gibi bir durum da var işin içinde. Çünkü silahlı dayatmaların gölgesindeki sivil siyaset ne yazık ki son yıllardaki karşı propagandanın noksanları yüzünden yeniden ‘yek vücut’ olmuş durumdadır. Umulur ki bu birliktelik yeni yeni oyunlar için yeni bir basamak olmayacak ve 'akan kan' üzerinden silah tehditli siyaset üretmeyi bırakacaklardır.

Yalçın Akdoğan, ‘Devlet için amaç, silahların bırakılmasını sağlamaktır’

Bugüne kadar terör odaklarınca dayatılan nice isteklere Başbakan Erdoğan’ın hiç bir pazarlığa yanaşmadığı gibi bir düşüncem var. Çünkü Erdoğan her şeye rağmen Türkiye’yi getirmiş olduğu bu ekonomik gücü bakımından ne parçalanma ne yasalar karşısında eşitlik dışında bir uygulamaya gidebilecek bir kişiliktedir. Bu sürecin en az altı yedi yılı alabileceği yine nice sinsi vur kaçlı terör saldırıları yaşanabileceği de unutulmamalı. Aralık ayı souna doğru Milliyet’in Ankara Büro Şefi Serpil Çevikcan, Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’la yaptığı görüşmede, 'Devlet için amaç, silahların bırakılmasını sağlamaktır. Teorik olarak silah bırakmadan önceki ilk adım sınır dışına çekilme aşamasıdır... Devlet, ihtiyaç hissettiği her enstrümanı kullanarak kendi yol haritasını uygular' açıklamaları da AK Partinin işi çok sıkı tuttuğunun bir kanıtı değil midir?

İktidarın can simiti Yeni Anayasa’nın bazı maddeleri olmasın?

Sonuç olarak kamuoyunun günün birinde ‘v e r kurtul’ demek zorunda olduğu gibi bir ‘kamuoyu desteği’ doğrultusunda bazı çözümlere gidilebileceği beklenebilir. ABD’nin çok ince hesaplar ile gerçekleştirdiği Irak’ın İşgali ile birlikte uygulamaya başladığı ‘Ulus İnşası’ sürecinde 2005’te Bağdat’taki Iraklı yetkililere dayattığı Yeni Irak Cumhuriyeti Anayasası ile ABD’li askerlerin çekip gitmesine rağmen Irak’ta suların durulmasını pek sağlayabilmiş değildir. Başbakan Nuri El Malikiile Sünni liderler ve Batı’nın gözdesi Başkan Barzaniarasındaki gerginlikler yanında özellikle Kerkük’te Türkmen kardeşlerimize karşı yıllardan beri süregelen sinsi terör saldırıları bunun en belirgin kanıtları değil midir?

TBMM’de yazılmakta olan Yeni Anayasa’ya göre Irak’ın 2005 Anayasasında yer aldığı gibi çok ayrıcaklı olarak kurulmuş olan K. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi benzeri bir yapılanmaya doğru yol alınacağı gibi bir sürece girildiği söylenebilir. Sorunun bu biçimi bile Başbakan Erdoğan bakımında kabul edilmesi zor bir durum olsa gerekir. Çünkü bu kez de bugüne kadar ortaya çıkartılamamış olan Yeni Anayasa bakımından da pek çok sorun var.

Çok tartışmalı Yeni Anayasa ile ortaya çıkacak olan ‘nereye çeksen gidebilecek’ bazı ‘muallak’ maddeleri sanırım Erdoğan için de birer kurtarıcı can simiti olacaktır. Herşeye rağmen iktidar, haklı çıkabilmek için, olası bir durumda karşı tavır alabilecek bir biçimde bir de bu yolu deneyelim yaklaşımı ile İmralı Süreci için bastıracak gibi görülüyor. Ne ki Osmanlı'nın çöküş sürecinde özellikle 1878 Berlin Anlaşması ile Batılılarda dayatılan 'ıslahatlar' sürecinde yine Batılılarca geliştirilen Kürt Hareketi'nin bugün ulaşmış olduğu etkinlikler çerçevesinde gelecekteki Bağımsız Kürdistan emeli için bastıracak olan terör ağırlıklı siyaset ile başta Fransa olmak üzere ABD ve AB’nin de bu sürece müdahil olabileceğini de akıldan çıkartmamak gerekiyor.

Kürt Hareketinin emellerini nasıl bir gelecek bekliyor?

Kaldı ki içerisinde tarihi geçmişten etimolojik sorunlar taşıyan Kürtçe lehçelere, çeşitli desiseler ile Osmanlı Devletimizi de batıran Batı’nın Ortadoğu petrollerinden İsrail'in güvenliğine, K.Irak Bölgesel Yönetiminin yalnızlıktan kurtarılmasından Ermenistan yanında olası yeni bir Suriye için yakın bir dayanak oluşturması içerikli pek çok açmazlar da barındıran yüz yıllık Kürt hareketi kimilerinin umduğu gibi beklenilen karşılıkları veremeyecek bir 'cesamet' arz etmektedir.

Çağdaş hukukun verdiği pek çok yeni açılım yolu ile ilk olarak AKP iktidarının uygulamaya çalıştığı bazı açılımlar da sanırım artık az çok okumak ve anlamak yetisine sahip Kürt kökenli yurttaşlarımızın da gözünü açacağından onların eskiden olduğu gibi ne terör örgütünce kandırılabilmeleri ne de silahların gölgesinde siyaset yaparak kendilerine ikbal hazırlamak isteyen bazı toprak ağaları ile onların etkisindeki bazı siyaset düşkünleri umdukları emellerine ulaşamayacaklardır. 

 Uygarca yaşayabilmek için Batı pazarlarından alınan silahları gömmek gerekir

Umarım bu süreçten Osmanlı Devletinin Batı’nın oyunları karşısında hayata geçiremediği ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün başlatmış olduğu çağdaşlaşma yolundaki bütün kazanımlarımızda olduğu gibi öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Kürt kardeşlerimiz ile kökleri derinlerde olan diğer etnik topluluklardaki kardeşlerimiz de kazançlı çıkacaktır. Yörede yaklaşık dokuz yıl belgeselci bir toplum bilimci olarak bulunduğum için, bu bağlamda yöredeki çarpık toplumsal, kültürel, hukuki, siyasi ve mülkiyet ilişkilerin düzeltilmesi  bakımından yöredeki herkes kazançlı çıkacaklardır, diye umuyorum.

Yine bu süreçte her türlü ihtimali göz önünde bulunduran iktidarın sanırım bazı yedek seçenekleri de vardır. Başbakan Erdoğan’ın açıklamaya çalıştığı bazı yatırımlara ek olarak uygulanması gereken başka bir dizi uygulama alanı vardır ki bu konuların hayata geçirilebilmesi için evvel emirde (tez elden) Terör Örgütü’nün Batı pazarlarından nice kanlar pahasına satın aldığı silahları toprağa gömmesini beklemek gerekmektedir. Başbakan Erdoğan'da bu tür konularda belirmeye başlayan kararlılık için yenice bir umuda kapılmış olduğumu da belirtmeliyim.

 

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..