Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '11

 
Kategori
Sosyoloji
 

İnsanlığın kendi kendini hapsetmesi kendi seçimidir..

İnsanlığın kendi kendini hapsetmesi  kendi seçimidir..
 

Hepimiz farklı renkler ve ışıltılarla engin bir ahenk oluşturabiliriz..


İnsanlığın aramızdaki bencilliğin yok edilmeden sürmesi pek mümkün değil.. Dünyamızı ancak bu şekilde ortak evimizmiş gibi ayakta tutabiliriz.

Bizler aslında ''ekonomi ve finansman'' adı verilen karşılıklı bencillik içerisinde yürütülen bir yoğunluk oluşturmuşuz. Gayet kusursuz, yaraşır bir düzen : sen benim için, ben senin için.. Herkes ne ekerse onu biçer : ben senden daha güçlü ve akıllıysam daha fazla kazanırım, böylece daha fazlasını hak ederim ; sen daha güçsüz ve daha az akıllıysan, daha azını hak edersin.. Herkes yapabileceği kadarına ve çalıştığı kadarına sahip olur. İşte bu kadar !

Neden insanların ihtiyaçlarına göre hareket edilmelidir ki ? Herkes çalıştığı kadarına, yatırım yaptığı kadarına sahip olmalıdır. Herşey harika o zaman..

Aslında bunun yeterli olmadığını keşfediyoruz. Derinden bu duruma baktığımızda görebildiğimiz şey aramızdaki dengenin bozulduğudur. Yeni bir bağlantının aramızda belirginleştiğidir. Bu durum tüm ekonomik hesaplamaları ve finansal ağları bozuyor. Sonunda ise biz bu konuda ne yapmamız gerektiğini bilemiyoruz.

Evrimin tuhaf, yeni bir şekilde geliştiğini görüyoruz. Nasıl bir yöne doğru ? Herkesin herkesi etkilediği bağımlı bir yöne doğru..

Herkesin herkese bağlı olduğu bir dünyada nasıl ayakta kalabileceğiz ? Makinalı tüfeğini al, kulenin tepesine çık ve geri kalan yaşamını gözlerini hiç kapatmadan dikkatle izlemeye bırak..umutla orada vurulmadan yaşamını sürdürmeye çalışmak mı ? Bu pek mümkün değil ki.. Nitekim bizler aramızda yeni ve daha farklı bağlar oluşturmayı sağlayabilmeliyiz.

Öyle bir yöne doğru gidiyoruz ki, bencilliğimiz sadece çevremizi mahvetmiyor, aynı zamanda da tüketiyor..aile birimimizi, barışı ve tüm kendi yaşamımızı da..

İnsan aslında bencil tutumları ile kendisi için bir hapis hayatı oluşturuyor. İş-ev, ev-iş..işte bu kadar ! Başka bir yerde yokuz. Bu ek olarak televizyon karşısındaki hayatım benim tüm varlığımı oluşturur. İşten sonra evde televizyon ekranı önünde otururum, işte ise bilgisayar ekranı karşısında otururum. Önümde iki ekrandan başka bir şey yoktur.

Yaşamımızı tekrar bir düzene koymamız evrensel insan ilişkilerimizi tekrar canlandırmadan mümkün değildir. İşte bizim problemimiz budur..

/ZR3

 
Toplam blog
: 11
: 280
Kayıt tarihi
: 26.09.11
 
 

Sosyal gruplar ile ilgileniyorum. Yaşamım boyunca değişik kültürel gruplarda bulundum. Ekonomi, e..