Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '13

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Internet Haftası kutlanıyor.... Türkiye'de internet 20 yaşında...

Internet Haftası kutlanıyor.... Türkiye'de internet 20 yaşında...
 

Interneti 1993 yılında okulda (ODTÜ'de) ilk kullanan insanlardan biriyim. Bakıyorum bugün aradan tam 20 yıl geçmiş. 20 yılda internet hayatımızı derinden etkiledi ve değiştirdi. Şüphe yok ki daha da değiştirecektir. Ancak internete herkesin sahip çıkması gerekiyor. Bilgiyi tekelleştirmek isteyenlere fırsat vermemek gerekiyor. Çünkü önemli olan bilgi değil, bilginin harekete geçmesidir. Bilgi harekete geçerse değerlenir ve büyük değer üretir. İnternetin cazibesini artırmak için dünyada çalışan insanlar var. Bence internetin daha da cazip hale gelmesi için ülkede internet ücretlerinin çok komik seviyelere gelmesi lazım. Her geçen gün internet erişimi için ücretler düşüyor ama daha da düşmesi lazım. Televizyon, Radyo gibi herkesin ulaşabileceği bir araç olmalı. Bugün interneti çağdaş dünya bir insan hakkı olarak kabul ediyor. Ülkemizde de interneti daha geniş kesimlerin en verimli şekilde kullanması için uğraşanlar var. Bu insanlar her sene etkinlikler düzenliyorlar. 8-21 Nisan arası İnternet Haftası olarak kutlanıyor. Bu sene yine programlar yapmışlar ve bir duyuru yayınlamışlar.


Duyuru, bildirge şeklinde dolu dolu bilgiler içeriyor. Tarihe not düşmek ve internete katkı sunmak anlamında blogumda paylaşıyorum.


Internet Haftası Açılış Bildirgesi
__________________________________


Türkiye İnterneti 20. yaşına bitiriyor. Biz, Bilişim Sivil Toplum
Kuruluşları, Üniversiteleri, Okulları, Öğretmenleri, Ticaret ve Sanayi
Odaları, Barolar, kısaca tüm Türkiye olarak bunu kutlamaya çalışıyoruz.
Bu 16. internet haftası. Biz 8-21 nisan aralığını, bu 2 haftayı tüm
ülkeyi saran bir İnternet Şenliğine, Bilgi Toplumu, e-dönüşüm, e-türkiye
ve e-devlet kavramlarının geniş kitlelerle tanıştırıldığı bir İnternet ve
Bilişim Fırtınasına döndürmeye çalışıyoruz. Bu süre boyunca, her Türk
vatandaşı interneti konuşsun, interneti düşünsün, interneti kullansın ve
internet’ten nasıl yararlanabilirim, işimi nasıl geliştiririm, kendimi
nasıl geliştirebilirim diye araştırsın istiyoruz.

Dünya, İnternetin başını çektiği değişimin ortaya çıkardığı yeni toplum
biçimine, Bilgi Toplumuna doğru geçişin sancılarını yaşıyor. Bilgi
toplumu, bilginin bir üretim faktörü olduğu, bilim, teknoloji, ar-ge ve
inovasyonun temel zenginlik ve istihdam kaynağı olduğu, bağımsız ve
yaratıcı bireyin öne çıktığı bir toplum yapısını işaret ediyor. İnternet
Bilgi Toplumunun aracı, tetikleyicisi, taşıyıcısıdır. Bu nedenle tüm
dünyada ülkeler bütün vatandaşlarını geniş bir yelpazede internet
okuryazarı yapmaya çalışmakta ve internetden yararlanmasının yollarını
aramaktadır. Herkesin internete ucuz ve kolayca erişimini sağlamaya, tüm
şirketlerin iş süreçlerini internete uyumlu yapmaya, kamu yönetimini
internete taşımaya ciddi şekilde koyulmuşlardır.

İnternet, bireyi öne çıkarmanın yanında, geniş kitlelerin iş birliğine,
beraber üretimine, deneyim ve bilgi birikimini, kişisel bilgi ve
meraklarını paylaşmayı mümkün kılmıştır. İnternet hiç kimsenin tahmin
edemediği biçimde gelişmekte, sıradan yurttaşa bunları fazla teknik beceri
gerektirmeden, kolay, ucuz ve hızlı yapma ortamı sağlamıştır. 3G gibi
mobil teknolojiler, ve gelişen bilişim teknolojileri ise bunu insana her
an sürekli olarak sunmaktalar. Dünya yurttaşları da buna olumlu cevap
vermişlerdir. Web 2.0 servisleri, özellikle Sosyal Ağlar, wikipedia, Linux
ve Açık kaynak dünyası, açık ders malzemeleri, açık erişim, açık donanım,
açık kitap, açık paatent, açık bilim, açık ilaç geliştirme projeleri bunun
örnekleri arasındadır. Geniş kitleler, internete erişim, açıklık, katılım
ve refahtan pay istemekteler.

Dünya’da 2.4 milyar internet kullanıcısı, 908 milyon kayıtlı bilgisayar,
246 milyon alan adı, 650 milyon web, trilyon ölçüsünde web sayfası,
milyonlar ölçüsünde video ve 200+ milyon civarında kişisel web/blog
olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de ise 30-35 milyon civarında kullanıcı, 7
milyon bilgisayar, 333 bin Türkiye içinde, 1.262M Türkiye dışında alan adı
var. Halkımızın, %38’si interneti düzenli kullanıyor, İnterneti
kullananlar %47.4; %52.8’i ise interneti kullanmıyor, hiç kullanmamış .
Evlerin %48’inde internete erişim var, bu kırsal kesimde %28'e düşüyor..
Erkerkler %58 kadınlar %37 internet kullanıyor. Kentlerde oran %57 olan
kullanım kırsalda %27'ye düşüyor. Kadınlarda ise oran kentde %46.3 ve
kırsalda %16.3. Sosyal ağlar ve yurttaş temelli içerik hızla gelişiyor.
Facebook’a kayıtlı kullanıcı sayısı 1 milyarı aştı; günde 612 milyon kişi
ziyaret ediyor; bir ay içinde mobilden bağlanan sayısı 680 milyon.
Twitter’da 500 milyon kullanıcı söz konusu, aktif kullanan 200 milyon;
günde 340 milyon tweet ve 1.6Milyar sorgu var. En çok izlenen kişi Lady
Gaga/Justen Bieber, 36 milyon civarında. Linkedin 125 milyon civarında.
WordPress 64 milyonu aşmış durumda. Facebook’ta 500 bini aşkın uygulama
var. Yurttaş fotoğraflarının toplandığı Flicker’de 6 milyar'ı aşkın foto
var. Youtube üzerinden günde 1 milyarı epey aşkın sayıda video izleniyor.
Video pazaranın %40'i youtube’ta. Her dakika 30 saatlik video youtube’a
yükleniyor.

İnternet, hic kimsenin tahmin edemediği bir şekilde gelişiyor. Biz
arkadan geldiğimiz için işin özünü yakalayamıyoruz. Ama, pek çok kişinin
eğlence ortamı olarak algıladığı sosyal ağlar, bir tanıtım, örgütlenme,
eğitim, pazarlama ve haberleşme, buluşma ortamı olmuştur. Hiç bir büyük
kurum, devlet, firma, proje buralarda olmama lüksüne sahip değildir.
Artık kurumların sosyal ağdaki temsilcisi, kurumun en yetenekli
elamanlarından biri olmak zorunda; hem kurumu, hem iletişimi, haklka
ilişkileri, reklamı hem de internet iyi bilmek zorunda. Bloglar, kurumlar
için bile, hem politikaları açıklama, hem kamuoyuna hesab verme, hem de
kendini anlatma ortamı olmaktadır. İnternet, bilgiye dayalı, geniş
kitlelerin katılımı ile hayata geçen yeni bir toplum biçiminin nüvesini
taşıyor, ortam ve araçlarını sunuyor.

Ülkemizdeki gelişmeler dağınık, çelişkili, ve mehter yürüyüşünü
hatırlatıyor. Ülkemizin 2006-2010'u kapsayan, bir Bilgi Toplumu stratejisi
ve eylem planı vardı; eylemlerin çoğu yapılmadı ve işin daha ilginci
toplum böyle bir stratejinin varlığının farkında değildi. Şu anda yenisi
katılımcı bir şekilde yapılma sürecinde. Geçikmiş ama olumlu bir süreç.
Kamu’da, profesyoneller arasında, üniversitelerde, okullarda, büyük
şirketlerde yaygın internet kullanımı var. E-devlet, finans, sağlık, medya
gibi başarılı sektörlerimiz var. Ama KOBİ’lerde, tarım sektöründe, kırsal
kesimde, dar gelirli kesimlerde gidecek çok yolumuz var. Ülkemizde,
internet konusunda heyecanlı kesimlerde var; bihaber kesimlerde .
Geçikmeli de olsa 3G ülkemizde var, cep telefonları internete erişim
aracı olarak yagınlaşmaya başlamıştır. Ama Türkiye gemisinin rotasını
Bilgi Toplumuna döndürdüğünü söyleyebilmek mümkün değil. Serbestleşmede
epey yol aldık gibi, ama pazar payları epey geri olduğumuzu gösteriyor.
Geniş bant internet 20 milyona ulaştıa (6.6 DSL, 1.9Bilgisayrdam Mobil,
10.2 Cep Telefonu,.5 Kablo, .65 Fiber), ama yeteri kadar yaygın değil ve
pahalı. I.T.U’nün 2011 verilerine göre Bilgi ve İletişimin maliyeti
sıralamasında 161 ülke arasında ucuzlukta 65.. sıradayız; sabit de 81.,
GSM’de ise 97. sıradayız. Avrupada 38 ülke içinde 31. yiz. Yine ITU'nun
IDI (ICT Gelişme indeksi) de Avrupa içinde 36/37 konumdayız, sadece
Arnavutluk bizden kötü. İnternet ve telekomda KOBI’ler yaşam savaşı
veriyor. Bilişim alanında insan gücü açığı ve açığı kapatacak öğretim
üyesi açığı had safhada. Ülkemizde internet konusunda bir dağınıklık ve
koordinasyonsuzluk söz konusu.

Uluslarası indekslerde en iyisinde bile ilk 50. ye giremiyoruz. 2 yılda
bir yayınlanan Birleşmiş Milletler e-devlet indeksinde 59, 76, 69 dan
sonra bu sene 80. sıradayız. Basın özgürlüğünde son 2 yılda 148 ve 154
sıradayız. Dünya Ekonomik Forumu sıralamasında uzun süren gerilemenin
ardından 2007 seviyene tekrar yükseldik ve 52. olduk. Aynı rapor, ülkenin
interneti ekonomide kullanımda geri kaldığını, bunun ise yurttaşların
bilgi teknolojileri yetkinliğinin yetersizliğden kaynaklandığını
belirtiyor. İnsani gelişme indeksinde, toplumsal cinsiyet eşitliğinde,
demokrasi indeksinde oldukça geriyiz: 90, 121, ve 88.
Bütün e-devlet çalışmalarına rağmen, halkımızın %20'si bir e-devlet
hizmetini kullanıyor. İnternet kullananların %45', e-devlet hizmetleirni
kullanıyor. AB içinde belirlenen 22 hizmetin sunulmasında ortalamadan daha
iyiyiz. Ama, kullanımda parçalı bulutlu bir konundayız. Gazete okuma,
oyun, film muzik indirmede ortalamın üstünde, ama ürün hakkında bilgi
alma, iş aram, e-devlet kullanımda en kötüler arasındayız. E-ihale
konusunda sınıfta kalmış duumudayız..

İnternet Yasakları ise ülkemize zarar vermeye, suçsuz vatandaşımızı
cezalandırmaya devam ediyor. Filtre, Phorm ve yasaklar ile adaletsizlik,
başını kuma gömme ve kendimize zarar vermeye devam ediyoruz. Zararlı
içerikle mücadele, demokratik bir hukuk devletine yarışır bir şekilde,
yurttaş temelli olmalı, devlet eğitim, destek ve uygun yazılımları
sağlamalıdır. Hiç bir bilimsel temeli olmayan, kamuoyuna kapalı, hukuki
temeli olmayan bürokratik çözümler yerine, yönetişim ve özgürlük öncelikli
makul çözümler peşinde koşmalıyız.

İnterneti; kalkınmamız, dünya ile bütünleşmemiz, ülkemizde bilim ve
teknolojinin gelişmesi, demokrasimizin gelişmesi, ve ülke içinde
bütünleşme çabalarının merkezine koymalıyız. İnternet projesi, muasır
medeniyet projesidir. En az GAP ve AB projeleri kadar önemlidir. Bir
seferberlik ruhuyla konuya yaklaşmalıyız. Uygun bir vizyonla, doğru
siyasal sahiplenme, partiler üstü çerçeve, katılımcı, saydam ve esnek
yapılarla yeniden örgütlenmeli; kısa, orta ve uzun vadeli Eylem Planları
hazırlamalı ve el birliği ile hayata geçirmeliyiz.

Yurttaşın Bilgi Teknolojileri yetkinliğini kazanması hayati önemdedir.
MEB, temel bilişim derslerini zorunlu ve kapsamı geniş olarak tekrar
koymalıdır. Bu dersler, marka ve ürün temelli olmaktan çıkmalı, kavram
temelli olmalı; Ulusal İşletim Sistemi Pardus’a en azından eşit sans
tanımalıdır. Bilgi Okur yazarlığı, işin etik, estetik, mahremiyet,
güvenlik ve bilişim suçları boyutlarını kapsamalıdır. Lise ve
Üniveristelerde, kendi alanı ne olursa olsun, tüm öğrencilere kelime
işlemicisi, hesap tablolamanın ötesinde temel bilgisayar bilimi
kavramları; programlama, ağ, veritabanı, bilgi sistemi gibi dersler
verilmeli, ve öğrencilerin bilişimin neler yapabilecegini ve tehlikelerini
kavramaları sağlanmalıdır. Ayrıca, Bilişim sektörünün ülkemiz için
öncelikli bir sektör olması gerektiğinden, bilişim uzmanları yetiştirmek
ulusal hedeflerimizden biri olmalıdır.

Ülkemiz gündemine Fatih Projesi vardır. Bu çok önemli, maliyetli ve çok
riskli bir projedir. Bunun için katılım ve saydamlık şarttır. Bütün
tarafların diyalog içinde bu projede hata yapmadan hayata geçirmek için
dayanışma içinde olması gereklidir. Projenin yönetimi ve gelişimi,
bizleri endişye şürüklemektedir. Bu projenin tüm ülkeyi bir pilot poroje
haline getien görüntüsü, dünya ölçüşünde başarısız bir proje olması
ihtimalini gündeme getirmktedir. Projenin, bilimsel bir şekilde,
üniversite, Sivil Toplum, v eözel sektörle birlikte saydam ve katılımcı
bir şekilde yönetilmesini gerekli görüyoruz.

İnternet, insanlığın gelişmesinde önemli bir aşamayı temsil etmektedir.
İnternet, dünya ile bütünleşmek, AB’ye girmek isteyen, özgür bireylerin
oluşturduğu, çok renkli ve çok sesli bir Türkiye için vazgeçilemez bir
araçlar bütünüdür. Gelin, İnterneti kalkınmamızı hızlandırmak,
demokrasimizi geliştirmek, ortak aklımızı oluşturmak, bireyler olarak
kendimizi geliştirmek, birlikte üretmek için kullanalım.

İnternet Yaşamdır!

Alternatif Bilişim Derneği
Bilgisayar Mühendisleri Odası
Elektrik Mühendisleri Odası
Internet Teknoloji Derneği
Linux Kullanıcıları Derneği
Pardus Kullanıcıları Derneği
PHP Geliştiricileri Derneği
Tıp Bilişim Derneği
Türkiye Bilişim Derneği
Türkiye Kütüphaneciler Derneği


 

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..