Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '13

 
Kategori
İnternet
 

İnternet insan hakkı sayılır mı?

İnternet insan hakkı sayılır mı?
 

Faydaları ülkeler, insanlar ve kuşaklar açısından büyük ölçüde evrensel olan "internet"


Ekonomisi gelişmiş ülkelerde yol, su, elektrik ve temiz hava; temel ve asla kesilemeyecek insani ihtiyaçlardandır. Şimdi de buna ne eklenmiş biliyor musunuz?

İNTERNET.

Başka bir deyişle internet, su gibi, hava gibi temel insani ihtiyaçlar arasına girmiş bulunmaktadır. Örneğin, 1 Temmuz 2010 tarihli Vatan'ın haberine göre Finlandiya'da internet "insan hakkı" sayıldı. İletişim firmaları internet bağlantısından ücret almıyor.

Buna göre interneti; yol, su, elektrik gibi vatandaşlık hakkı olarak tanımlayıp hattın kesilmesini veya yüksek ücret uygulanmasını yasaklayan Kanun, Finlandiya’da yürürlükte…         

İnternet bağlantısını "vatandaşlık hakkı’ olarak kabul eden ülkeler arasına girmeyi kim istemez ki!

İlk yasayı çıkarıp yürürlüğe koyan ülke Finlandiya'da, telekomünikasyon firmaları tüm ülkeye en az 1 mega piksel hızında geniş bant internet bağlantısı sağlamak zorunda. Bununla da sınırlı değil: Yasa, internet erişimini "insan hakkı" olarak tanımladığından, firma veya mahkeme vatandaşların internet bağlantısını kesemiyor veya kesilmesi yönünde karar veremiyor.

Finlandiya, dünyanın en çok "çevrimiçi" olan ülkelerinden. Ülke nüfusunun yüzde 96’sı internet kullanıyor ve internet gündelik yaşamlarında vazgeçilmez bir unsur.

Ülkedeki "e-devlet" uygulamaları dünyada en sistematik ve düzenli işleyenlerden. Yasa ile henüz internet bağlantısı olmayan 4 bin haneye de firmalar zorunlu olarak hat çekmişler. Finlandiya hükümetinin, 2015 yılına kadar herkese 100 mega piksel hızında bağlantı sağlama hedefi belirlediğini yine Vatan'ın haberinden öğreniyoruz.

Faydaları ülkeler, insanlar ve kuşaklar açısından büyük ölçüde evrensel olan "internet" gibi ulusal mallara artık "Küresel kamusal mallar" adı veriliyor.

Kamu kaynaklarının dağılımı işlevinden kastedilen şey, devletin "üretici kaynakları" dağıtması faaliyetidir, başka bir deyişle üretim görevlerini kendisinin üstlenmesidir. Bu işlev piyasa mekanizmasının işleyişine, daha doğrusu işleyememesine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Bir toplumdaki gelir dağılımı, o toplumun refahını belirleyen en önemli faktör kabul edilir. Gelir dağılımının adil olmadığı bir ortamda satın alma gücünün yetersizliği nedeniyle kişiler daha az mal ve hizmet talep edecek, bu durumda piyasalar gelir düzeyi yeterli olanlar için üretimde bulunacaktır. Bunun sonucunda toplumun kıt kaynaklarının önemli bir bölümü lüks tüketim malı üretimine ayrılacak, toplumun çoğunluğunun refahını artırıcı temel mallar ve hizmetler üretilmeyecektir. En sonunda bu durum toplumda gelir dağılımının daha da bozulmasına, yoksulluğun artışına ve hatta çeşitli adalet arayışlarıyla birlikte sosyal ve siyasal istikrarsızlıklara neden olabilecektir.

Demek istediğim bilişim teknolojilerinin, dünyada toplumun refahını artırıcı temel mallar ve hizmetler arasına girmiş olduğudur. Hatta elin oğlu bunu gelir dağılımında yoksulluğun azaltılması, adalet, sosyal ve siyasal istikrar arayışında insan hakkı olarak görmektedir. Darısı başımıza! … 

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..