Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '10

 
Kategori
Spor
 

İspanya Almanya'yı ezdi...

İspanya Almanya'yı ezdi...
 

Turnuvanın en kötü Almanya’sı kendisini kelimenin tam anlamıyla ezen İspanya’ya boyun eğerek üçüncülük karşılaşmasıyla yetinmek zorunda kaldı. İngiltere ve Arjantin’ karşı dörder gol atan takımın bu Almanya olduğuna inanmak çok zordu. Belki de durmaksızın hücum eden İspanya’nın yorulacağı, konsantrasyonunu yitireceği ve araya sıkıştırılacak bir golle de finale uzanmayı taktik olarak seçmişti Löw.

Kuşkusuz kötü bir düşünceydi ve çok şükür bu Dünya Kupası oynamayanı hep cezalandırdı. Almanya da dersini almış oldu.

İspanya gol sıkıntısı çeken bir takım olmasa zaten Almanya bu yarı final maçını açık farkla da kaybederdi. Hatta 1-0’dan sonra ikiye bir pozisyonda Pedro egosunu yenebilmiş olsa topu ayağında ezmek yerine Torres’e uzatabilse belki sonuç bu kadar da az olmayacaktı.

İspanya gol sıkıntısı çektiği için finale kadar hep 1-0’larla yetinmek zorunda kaldı. Bosque, Villa’ı tek santrfor oynatıp Torres’i kenara alarak başlamıştı maça. O bile Almanya’nın bu kadar ezik bir futbol oynayacağını tahmin edememişti sanırım. Yoksa büyük bir ihtimalle maçı kazandırmış taktik olduğu yanılsaması uyandıran bu tercihi kullanmak yerine maça yine aynı dizilişle çıkardı. Villa çok yetenekli ve golcü bir oyuncu ancak santrafor oynayacak kadar değil.

İspanya’ya finali getiren golün sahibi Puyol maçın ilk çeyreğinde o kafanın provasını yapmış ancak kalenin oldukça yukarısından gitmişti top. İkinci deneme ise Almanya’yı bitiren çok sert bir şuta dönüştü.

Almanya’nın bu karşılaşmada çok iyi defans yaptığını iddia edenler de olacaktır. Kuşkusuz futbolda defans yapabilmek de meziyettir. Belki de bu İspanya’ya bu kadar direnebilecek yegane takımdı Almanya. Araya bir de gol sıkıştırabilirdi. Ancak pas trafiği ile insanın başını döndürüp sarhoş eden İspanya’nın bu maçı kaybetmesi hiç adil olmazdı.

Gözlerimiz bir önceki maç yerinde oturamayan Angela’yı çok aradı. Yayıncı kuruluş tribünleri göstermek yerine bu sefer kamerasını sahada tuttu. Oysa protokolde İspanya kraliçesi vardı ve giyimi ile çok gösterişliydi. Onun gol sevincini izlemek çok isterdik.

Finalde bir klasik Avrupa temsilcisi ve kendisi Avrupa kıtasında olsa da ruhu Latin olan İspanya var.

Sanırım Güney Amerikalılar İspanya’nın finale çıkmasıyla az da olsa bir teselli bulmuşlardır.

Önceki gün Kupa’nın Hollanda-İspanya finalini arzuladığını yazmıştım. Kupa amacına ulaştı. Bundan sonrası artık keyifle izlenecek bir final oldu.

Yarı final mücadeleleri içinde en gösterişli futbolu İspanya oynadı ve sanki favori durumuna geldi.

Finali sonra konuşalım.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..