Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '07

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul' daki Avrupa. Sultanahmet'in sokakları

İstanbul' daki Avrupa. Sultanahmet'in sokakları
 

İnsanlar nedense kendilerine yakın yerlerde görmesi gereken güzellikleri göremezler. Yıllar önce dil eğitimi için gittiğim İngiltere’de bir İngiliz ailenin yanında kalıyordum. Aile, turist olarak geldiği Türkiye’nin turistik yerlerinden, özellikle Kapadokya’dan ne kadar etkilendiklerini anlatıyordu. Fakat ben o zamana kadar Kapadokya’yı görmemiştim. Daha sonraki günlerde arkadaşlarla beraber bir hafta sonu İngiltere’nin kuzeyindeki York şehrine gitmiştik. Taşlar üzerine kurulmuş bu şehrin güzelliklerini yanında kaldığım aileye anlattığımda, biz orayı hiç görmedik dediler.

Sultanahmet’in arka sokaklarında bir butik otel işleten arkadaşıma giderken, aklımdan geçen düşüncelerdi bunlar. Uzun bir aradan sonra geçen hafta gezdiğim Sultanahmet’in değişen arka sokaklarının fotoğraflarını ve otelden görünen manzarayı resimlemek için bu defa fotoğraf makinemi de yanıma almıştım.

1965 ile 1972 yılları arasında lise ve akademi dönemimin geçtiği Sultanahmet, o yıllarda turist olarak sadece hippilerin gezdiği, ekonomik durumları parlak olmayan kişilerin oturduğu, geceleri sokaklarda tekin olmayan kişilerin dolaştığı bir semtti. Gündüz matbaa olarak çalışan işyerlerinin bazıları geceleri ise randevu evi olarak işletiliyordu.

Son 25 yılda ise Sultanahmet tamamen değişmişti. Tarihi yerleri dışında, eski evlerin çoğu, butik otel haline gelmiş, tamamen turistlere yönelik kafeteryalar ile lokantaların bulunduğu sokakları gördüğümde kendimi Paris veya Avrupa’nın herhangi bir şehrinde hissettim.

Sultanahmet camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarayı. Bunlar bilinen yerler. Bilinmeyen yerler ise Sultanahmet’in ara sokakları.

Ayasofya’yı sol tarafınıza alıp yolun bittiği yerden sağdaki yola girdiğinizde soldaki ilk yolda büyük bir otel göreceksiniz. Yıllarca Sultanahmet cezaevi olarak kullanılan yapı şu anda 5 yıldızlı bir otel. Four Seasons adlı otel, cezaevinin şimdiki adı. Otelin dışardan fotoğraflarını çektikten sonra içerdeki avluya giriyorum. Yıllarca birçok mahkumun volta attığı avlu şimdi çiçekler içersinde bir bahçe ve bir köşesinde camlı bir yapı var. Kış olması sebebiyle otel fazla kalabalık değil ama yazları doluluk oranı fazla. Müşterilerin tamamı yabancı. Daha sonra diğer sokakları gezerek, fotoğraflar çekmeye devam ediyorum. Butik oteller birbirinden güzel ve etraf tertemiz. Havanın yağışlı olmadığı zamanlar kaldırımlara atılan masalarda yazları yer bulmak zormuş. Burada esnaf ve otel sahipleri dışında sadece turistleri görebiliyorsunuz. Arkadaşımın butik oteline girip, balkondan manzara fotoğrafları çekiyorum. Asya yakası ve adalar arasında tankerler, ve yolcu gemileri ile diğer araçların geçişini denizin mavilikleri arasında zevkle izleyebiliyorsunuz.

Yerebatan sarayının arka tarafı da lokantalarla dolu. Hepsi tertemiz olan işyerlerinin çalışanları da eğitimli ve kaliteli insanlardan oluşmuş. Civarda ayrıca mozaik müzesi ile, turistik dükkanların bulunduğu uzun bir çarşı var.

Avrupa’yı görmek için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Bir gününüzü Sultanahmet’i gezmeye ayırırsanız, oralara gitmiş gibi olursunuz.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..