İstanbul'a Da Vinci Köprüsü

500 Yıllık Gecikmeyle Yapılan Tarihi Köprü

Daha önceki yazılarımda Akşemseddin'in Fatih'e İstanbul'u aldırtmasından sonrada devreye girip İstanbul'da bulunan kitapları bilerek ve kasıtlı olarak İtalya'ya yollattığını belirtmiştim. Bunu yapma sebebinin Avrupa'da Katolik bağnazlık ve cehaletin papalık tarafından sömürüsüne engel olmak için 2000 yıllık ROMA tarihi kayıtları anlamına gelen eserler İtalya'da rönesansı asıl başlatan unsur olduğunu açıklamıştım.

Bizde ve Dünya'da İstanbul'un alınışının neden bir çağı açıp diğer çağı kapadığı konusunda doyurucu bir bilgi verilmesinden hep kaçınılmıştır. Oysa İstanbul'un alınması değil burada bulunan kültürel mirasın İtalya'ya yollanması bir çağı açıp başka bir çağı kapamıştır.

Bu kitapları inceleme ve kendi eklemeleriyle yedinden üreten adamlardan en önemlisidir Da Vinci.

Avrupa'da Papalığa karşı Protestanlığın ve Papalık baskılarına karşı İlimünati'nin serpilmesine işte bu kitaplar destekçi olmuştur. Bu sayede Avrupa Dinsel özgürlükleri, demokrasi ve insan haklarını, Hrisityanlığı orjinaline yakın anlaşılması adına Kutsal Kitap odaklı olmaya iten ve destekleyen unsurlar bu kitaplardı.

Da Vinci İstanbul dan aldığını İstanbul'a vermek adına bu köprü projesini çizmiş olabilir.

Zira İstanbul'dan gelen kitaplarla Avrupa aydınlanması sağlanmıştı, şimdi Avrupa ve Da Vinci'nin gerisin geriye bir kadir şinaslığı olacak şekilde bu köprü inşa edilmelidir.

Bu köprü Da Vinci adıyla inşa edilirse şurası iyi bilinmeli ki İstanbul'un Da Vinci ve Avrupa'ya değil Avrupa ve Da Vinci'nin İstanbul'a vefa borcu vardır. Bu köprüyü aslında 3. Köprü ile desteklemeli ve İstanbul Boğazına yapılacak 3. Köprünün adı işte bu anlamlı durumu hatırlatmak adına DA VINCİ köprüsü olmalıdır.

Elbette benim bu tavsiyeme kimse kulak asmayacak yine. Ya da birileri kendininmiş gibi meydanlarda sunacaktır şayet toplumsal bir tepki gelmeyeceğini düşünürse.

Bununla beraber halkımızın %70'nin muhafazakar ve gelenekçi olduğu düşünülürse benim bu teklifimin uygulanabilirliği neredeyse imkansızdır. Oysa bu yapılmış olsa İstanbul'un var olan değeri daha da katlanır ve aynı zamanda Türklerin Akşemseddin'in vizyonuyla (yollanan kitaplar yüzünden) Avrupa'ya yaptığı dolaylı katkıyı hatırlatmak için mükemmel bir anıtta olacaktır.

Mimarlık ve mühendistlikten anlamam ama şayet 3. Köprü Da Vinci'nin projesinden esinlenerek ve benzetilerek yapılırsa işte o zaman iş daha mükemmel hale gelir.

Ne diyelim Allah Anadoluda bulunan gelenekçi insanımıza evrensellik ve Akşemseddin vizyonu versin, kendini ilerici gören ve inanca mesafeli duranlarımızada samimi adalete sahip bilgi ve yargı nasip etsin...

Bu köprü sadece Haliç'e değil, 3. Köprü projesi olarak yapılmalı. Da Vinci bugün yaşasaydı ve yapılabileceğine inansaydı böyle olmasını isterdi. En azından kesinlikle 3. Köprünün adı Da Vinci Köprüsü olmalı.

Çünkü İstanbul'dan İtalya'ya giden Roma Bizans kitapları ilk kültürel köprü oldu. Da Vinci ise bu kitapların Avrupa'ya taşınmasına köprü oldu. İşte 3. Köprü'de bunun ifadesi olacaktır. Avrupa ve Asya kültürlerini birbirine daha sıkı bağlayacaktır. O köprüden özellikle geçmek isteyen bir yığın batı Avrupalı gelecektir. Köprüler sadece üzerinden gelip geçmek için değil aynı zamanda kültürü ve sanatı içinde barındırır ve bir şehrin sembollerindendir. Bu sayede nasıl ki Boğazın suları Haliç'e taşınacaksa aynı zamanda Haliç'in kültürel mirası, İstanbul'ul tarihe ve Avrupa'ya katkısı Da Vinci 3. Köprüsü üzerinden Boğazdan dünyaya taşınacak evrensel bir mesaj olarak tün dünyaya gösterilecektir. En önemlisi İstanbul dünyanın en önemli şehri olduğunu kendi eliyle tescilleyecektir. Umarım bu yazdıklarımı Hükümet'te ki konuyla ilgili olanlar ve Başbakan'ın danışmanları okurlar.

Umarım en azından birileri bazı politikacılar bunu düşünürler...

Saygılarımla

Ayhan Özcimbit

Not: Aşağıdaki linkiokuyunuz

http://83.66.140.25/turkler--katoliklere-tercih-edilir-aksemseddin-vizyonunun-gerceklesmesi-sonucudur/Blog/?BlogNo=349178