İşte 4+4+4 ve imam derste!

12 Eylül 2010 da uygulamaya koyduğumuz ‘İleri demokrasi’ ve çıkarttığımız 4+4+4 Eğitim Sistemi kanunumuz ilk meyvelerini vermeye başladı!

Öylesine erken oldu ki, daha yasayı Cumhurbaşkanı onaylamadan,  4+4+4 sistemi hemen uygulamaya konuldu. Yasayla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı hiçbir düzenleme yapmadan, bakanlığa yaranmak isteyen eğitimciler, yasayı bile tam olarak bilmeden hemen uygulamaya koydular.

Bu uygulama ile toplumun belli kesimleri üzerinden dinin sömürülmeye devam ettiği görülüyor.

Biliyorsunuz bu güne kadar AKP iktidarı onlarca kere ‘Alevi Çalıştayı’ yaparak, Alevileri ne kadar sevdiğini(!) göstermişti. Ancak onca çalıştay’a rağmen, bir türlü olumlu adım atılmayıp, Alevilerin sorunlarının çözümü konusunda bir gelişme yaşanmadı.

Bırakın Alevilerin sorunlarının çözümü için adım atmayı, Sivas’ta insanları diri diri yakanların bir kısmına ‘Zaman Aşımı’ uygulandı. Ve sanıkları savunan avukatlar iktidar partisinde önemli görevler üstlendiler.

Bu kez kullanılanlar; ülkemizin belli bölgesinde yaşayan ve her Aşure ayında ülke gündemini işgal eden ‘Caferiler!

Dedik ya 4+4+4 uygulaması erken başladı diye. Nerde, nasıl başladı bir bakalım.

Manisa’nın Turgutlu İlçesi'nde eğitim veren Gazi İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş, okul müdüründen izin alarak Caferi İmam Bayram Dalga'yı derse davet etmiş.

 Hz. Hüseyin Camii İmamı Bayram Dalga, 7'nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlatmış. 

Çocuklar dersin ardından İmam Bayram Dalga'ya çiçek vermişler. (Görüyor musunuz misafirperliği?)

Okul müdürü Ercan Çifçi, gerekçe olarak ta; farklı kültürler, ırklar ve dinler arasındaki hoşgörü ve diyalogun tesisinin, insanlar arasındaki şiddet ve çatışma ortamının önlenebilmesi için faydalı olacağını düşündükleri için böyle bir uygulama yaptıklarını gösteriyor.

Böyle bir olayın basına servis edilmesi ile ülke gündemini nasıl meşgul ettiği görülüyor. İmam’ın ders verme yeteneği, bilgi, tecrübe gibi kriterlerin hiç önemi olmadığı görülüyor.

Bundan böyle cami imamlarının okullarda normal derslere de girmeye başladıklarını görürsek, hiç şaşırmayalım. Zaten amacın bu olduğu açık değil mi?