İşte seçim oluyor. Kim seçiyor..?

Seçim öncesi partilere adaylar başvuruyor. Ondan sonrası malum… Haber şu..
“6 bin başvuru beklenen AK Parti'nin 15 milyon lira para toplayacağı tahmin ediliyor. 2 bin 500 başvuru bekleyen CHP'nin toplayacağı para ise 7 milyon olacak” Diğer partilere de bir o kadar aday başvuracak… Bir kere adaylardan toplanan paralar, partiye yazılacak sonra ne olacak… 

Sonra ne olduğu ne olacağı , görüyorsunuz besbelli… Parti başkanları oturuyor… Bu adayı sevmedim, bu adayı sevdim… diyerek, sergiden karpuz seçer gibi aday seçiyor… (tabii, listeler belli olduktan sonra bu gün uslu uslu oturan adaylar kıyameti koparacaklar; sistemi beğenmiyecekler “Haksızlık var, ” diyecekler… Konuşacaklar da konuşacaklar… 

Peki, seçimi kim yapıyor… Görüyorsunuz, asıl seçimi Parti Başkanları yapıyor. Seçimden bir iki gün önce oturuyor; listeleri eline alıyor.. İşte kaç kişi konması gerekiyor listeye 550 kişi, onları belirliyor… Biz de gidip onların seçtiği adayları onaylıyoruz. Asıl seçimi Parti Başkanı yapıyor. Her partinin aşağı yukarı oy oranı belli AKP %50 diyelim, CHP %25 diyelim (Aşağı yukarı üç beş oynayabilir…) ona göre her partiden TBMM’ne seçilecek aday sayısı bellidir… Ama seçen kim … Seçen Parti Liderleri..! Biz sadece onaylıyoruz. O kadar.. 

Bu gerçek bir Demokrasi değil, herkes görüyor; herkes biliyor ama… Özellikle adaylar, ancak liste kesinleştikten sonra buna itiraz ediyorlar; bağırıp çağırmaya başlıyorlar… Niçin listeleri, o partinin ilgili kentinin üyeleri belirlemiyor. Niçin Partinin Başkanı belirliyor… İşte Demokrasinin bittiği nokta burası… Buradan ötesi zaten bozuk… 

Demokrasinin gerçek bir demokrasi olabilmesi için bazı koşulları sayalım : 

1. Seçim aday listelerini Partilerin Başkanları değil, partinin kayıtlı üyeleri belirlemelidir. 

2. Listeler Meclisteki Milletvekillerinin yarısının kadın olacağı biçimde ayarlanmalıdır. 

3. Milletvekilleri milletin çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutmalıdırlar. 

4.Milletvekili dokunulmazlıkları sınırlandırılmalıdır. 

5. Partiler için %10 seçilebilme barajı kaldırılmalıdır. 

6. Seçim sistemi milletin eğilimlerine uygun olarak değiştirilmeli, yeni bir seçim kanunu çıkartılmalıdır. 

7. Demokratik bir sistemde “Güçler Ayrılığı” esastır. Yürütme, yasama ve yargı erkleri aynı partinin kontrolü altında olursa, o ülkede Demokrasi’den sözedilemez.
8. Demokrasi’de azınlık haklarına dikkat edilmeli; saygı gösterilmelidir. Ezilmemelidir. 

9.Meclis içinde ve bütün yurtta tarafsız hukuğun hükümranlığı sağlanmalıdır. 

10. Demokrasi tek partiyle , çift partiyle değil; ancak çok partiyle anlam kazanır. Bu imkanlar kaldırıldımı, demokrasi yara almış olur. Meclis düşün özgürlüğünü yansıtmalıdır.. 

İşte benim ayak üstünde düşünebildiğim bazı Demokrasi Koşulları. Kuşkusuz bu koşullara daha başka koşullar da ekleyebilirsiniz ve tartışabilirsiniz. Ama bir ülkede gerçek bir demokrasiden sözetmek için bu asgari koşulları sağlamak şarttır. 

Bizim oynadığımız oyun bir göstermelik oyundur. Demokrasi de bize özgü bir demokrasidir. Nelerin eksik olduğunu, yukardaki listeye bakarak anlayabilirsiniz. 

Bazı dini grupların insanlar üzerinde büyük etkiler yapabildiği; insan iradesinin ağaların , şeyhlerin gücüyle kontrol edilebildiği ülkelerde Demokrasinin tam olarak çalışabileceği söylenemez. Buna ek olarak insanların iradelerine etki eden bazı korku yaratan güçler varsa (Terör..!) insanlar nasıl olur da kendi öz iradelerini ortaya koyabilirler… 

Gidersiniz oy verirsiniz.. Fakat seçtiğiniz insanlar acaba sizin seçmek istediğiniz insanlar mı? Onları listelerde bulamazsınız.. 

Bu Demokrasi ve Seçim oyunu gidebildiği yere kadar gidecektir… Fakat millet artık bazı oyunları yutmuyor.. Çünkü görüyor ki zoka gelip sonunda kendi gırtlağına oturuyor… Seçim ha.. Kim kimi seçiyor?... Özgürce gidip seçebiliyor muyuz? İstediğimizi seçebiliyor muyuz? 

Demokrasi, çok önemli bir derstir.. Bence, herkesin ezber etmesi gereken bir derstir.. Çünkü bir çok şeyleri bize yanlış öğretiyorlar… Yeniden tartışmalı, görüşmeli ve karar vermeliyiz… Nedir bu demokrasi? Bir seçim nasıl olmalıdır? Ey millet , oturup biraz konuşalım…