İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy anılıyor

İstiklal Marşı’nın kabul edilişi ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü 12 Mart 2007 yılında TBMM tarafından her bu günlerde kutlanması ve anılması bağlamında bir kanun çıkarıldı. Geçmişte olduğu gibi yine böyle bir günde tüm yurdumuzda özellikle liseli öğırenci ve öğretmenlerin hazırladıkları programlarla bu anma ve kutlama günü kutlandı. İstiklal Marşımızın 93. Yıl dönümü bütün yurtta kutlandı.

Geçenlerde de Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan böyle bir programı ben de Söke Endüstri Meslek Lisesi’nde izleme fırsatını buldum. Bu programı Cumhuriyet Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrenicileri tarafından hazırlanmıştı. Dört dörtlük bir programdı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra okul müdürü Levent Yıldız ve tarih öğretmeni Ahmet Öztürk günün anlamına uygun birer konuşma yaptılar.

Okullar arasında yapılan Mehmet Akif, Vatan ve Bayrak Konulu Şiir Yarışmasında yarışmada dereceye giren öğrencilere çeşitli ödüller verildi. Liseler arasında birincilik kazanan Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencilerinden Hasan Karaoğlan Mehmet Akif Ersoy’un ünlü “ Çanakkale Şehitlerine ” adlı şiirini ezberden okurken ( Vurgu, durak jest ve mimikler, şiirinin tamamının ezberden okunması, sözcükleri doğru olarak kullanması, telaffuz etmesi, heyecanı, okuyucunun şiire kattığı yorumu ve sahnedeki hâkimiyeti ) gibi unsurlar gerçekten başarılı olduğunu bir kez daha kanıtlandı ve şiiri okuyan öğrenci Hasan KARAOĞLAN izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı ve tebrik edildi…

Çanakkale Şehitlerine  “  adılı şiir hepimizin bildiği gibi heyecan dolu ve uzun soluklu bir şiirdir. Sevgili öğrencimiz H. Karaoğlan bu destanî şiirinin bir yerinde aynen şöyle diyordu:

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

 En kesif orduların yükleniyor dördü, beşi.

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya.,

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

………………………………………………………………

Kimi Hindu,,kimi yamyam,kimi bilmem ne bela,

Hani tauna da züldür bu rezil istila!

…………………………………………………..

Ey,bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi…

Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi,

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

“ Gömelim gel seni tarihe! “ desem, sığmazsın,

……………………………………………………………..

Ey şehitoğlu şehid, isteme benden makber,

Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber. ( 1 )

Daha sonra tüm öğrencilerin birlikte hazırladıkları tablo gerçekten göz yaşatıcı idi. Bu programı Cumhuriyet Anadolu Öğrenencilerine yakışır şekilde izledik ve alkışlardık… Emeği geçen tüm öğrenci ve öğretmenlerimizi yürekten kutluyor ve tebrik ediyorum.  

Mehmet Akif Ersoy ( 1873 - 27 Aralık 1936 )  Milli Mücadele günlerinde Anadolu’yu baştanbaşa gezmiş ve bu konuda birçok yerde etkili konuşmalar yapmış bir yurtseverdir. O yıllarda Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi TANRIÖVER  “İstiklal Marşı” için bir yarışma açıyor ve bu yarışmaya 724 şair katılıyor. Mehmet Akif Ersoy para almamak koşulu ile bu yarışmaya katılıyor. Dileği kabul oluyor. İstiklal Marşı 12 Mart 1921’de TBMM’de bizzat okunuyor ( istek üzerine üç kez okunuyor) ve ayakta alkışlanıyor. Türk Milletinin İstiklal Marşı oluyor. Mehmet Akif ERSOY’un  kaleme aldığı şiir   birinci geliyor.O yıllar bu yarışma için verilen 500 Türk lirasını da almıyor ve  Kahraman Ordumuza bağlı bir hayır kurumuna  armağan ediyor… Derler ki o zaman bu para ile Mehmet Akif Ersoy bu 500 lira ile Ankara’nın en güzel yerinden 50 dönüm arazi alabilirdi. Hatta Ankara’nın o soğuk ve ayaz günlerinde doğru dürüst bir paltosu dahi yoktu. Bunu Mehmet Akif’i yakından tanıyanlar anlatıyorlar…

Onu yakından tanıyan arkadaşı Hasan Basri Çantay’ da   “Akifnâme “ adını taşıyan eserinde: “ Üstad bütün hayatını yoksulluk ve ihtiyaç içinde geçirdi. Böyleyken halinden şikâyet ettiğini ne ben, ne de diğer yakınları hiç duymadık. Bununla beraber kendisi gayet cömert idi. Kesesinde kaç kuruşu varsa isteyene ve istemeyene dağıtırdı.” Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Emin Ersoy ise şöyle diyordu: “ Babam bu esnada beş yüz liraya cidden muhtaç bir adamdı. Fakirimi, parası yoktu. Lakin bilindiği gibi gönlü çok zengindi” diyordu.  İşte koca şair bu denli bir vatansever ve paraya, mala, mülke tenezzül etmeyen gerçek bir kahramandı… Koca şairi ve bu güzel vatanımızı kanlarıyla canlarıyla bizlere emanet eden Çanakkale ve kurtuluş savaşında vefat eden tüm şehitlerimizi rahmetle ve saygıyla anıyor, sözlerimi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün  “İstiklal Marşı” için söylediği şu veciz sözleriyle yazımı bağlamak istiyorum:

“ Bu Marş, bizim inkılâbımızı anlatır. İnkılâbımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak nede unutturmak lazımdır. İstiklal Marşı’nda istiklal davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır:

“Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet,

Hakkıdır; Hakk’a tapan milletimin istiklal.”

Benim bu milleten asla unutulmamasını istediğim mısralar işte bunlardır. Hürriyet ve İstiklal bu milletin ruhudur. İstiklal Marşı’nın bu pasajı asırlar boyunca söylenmeli ve bütün yar ve ağyar ( dost ve düşman ) anlamalıdır ki, Türk’ün her şeyi hatta en mahrem hisleri bile tehlikeye girebilir, fakat hürriyeti asla. Bu demektir ki efendiler: Türkün hürriyetine dokunulamaz ” ( 2 ) Elbette bunu herkes bilmeli ve anlamalıdır…

1-  Çanakkale Geçilmez / Şiir Antolojisi,

Fahri Ersavaş, İstanbul 2000

2-Bayrak Mücadelemiz ve İstiklal Marşı,

Yaşar Çağbayır, Ötüken Yayınları İstanbul 2009