Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

İstismar gazeteciliği, illüzyon...

İstismar gazeteciliği, illüzyon...
 

Görsel internetten alıntı


“Şehit  babasının yırtık ayakkabısı yürek burktu” haberleri eskimiş mekap görüntüleri ile medyada  okurun/vatandaşın belleğine kazındı.

 

Basınımızda haberciliğin geldiği noktadada iki yüzlülüğün resmi, şehit babası üzerinden istismar olarak değerlendirdiğim haber üzerine bir çok yorum yapıldı;

 

anlayan varsa tabi.KONUŞSAM TESİRİ YOK SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL....

 

“YATI, KATI, PARASI , PULU OLAYDI , ZATEN ÇOÇUĞU ASKERE GİTMEZDİ ALIRDI HERHANGİ BİR SAĞLIK RAPORU BEDELLİ BİLE GÖNDERMEZDİ NE KADAR ÜZÜCÜ ....”

 

Rencide edici olduğu doğru ama rencide olacak olan bizleriz.
Tam bir Türkiye gerçeği işte ...'Kara çadır is'mi tutar Martin tüfek pas mı tutar Ağlayanım anam bacım Elin kızı yas mı tutar. Tarlalarda biter kamış Uzar gider vermez yemiş Şol Yemen'de can verenler Biri Memet biri? Memiş. Yemen yolu çukurdandır Karavanam bakırdandır.

Zenginimiz bedel verir Askerimiz fakirdendir.'

 

“Yayınlansın da herkes sadece doğuda yoksulluk var edebiyatından kurtulsun. Aylarca Dink' in delik ayakkabısıyla ajitasyonlara boğulduk unutmayın...”

 

Kandaşım neden verdiniz bu haberi? Yalan söylüyorsam gök girsin kızıl çıksın ki istemsiz gözyaşları döküldü gözümden... Geçen akşam annemle de konuştuk da hep dikkat ettim zaten gariban insanların evlatları şehit düşüyor kalantor insanların çocukları değil. Özellikle mi seçiyorlar bu garibanları? Ankara'da dayıları yok diye mi sürülüyorlar yağının önüne?

 

Yazının başında verdiğim linkten çıkan sonuçlara göre gelişigüzel ulaşabildiğim yorumları aldım. Amacım yapılan haber üzerine vatandaşın duygusal tepkileri üzerine ahkam kesmek değil, takdiri okura bırakıyorum.

 

 

“Şehit  babasının yırtık ayakkabısı yürek burktu” manşetine egemen olan gazetecilik(!) anlayışı/bakışı yazının girişinde de yazdığım gibi riya ve istismar. Yıllardır devam ediyor...

 

Şırnak’ta şehit düşen Yıldırım Kuzucular’ı  memleketi Şarkışla’da son yolculuğuna uğurlanırken fark eden medya; her nedense  ülkede gençlerin işsizliğini, üç kuruşa çalışmak zorunda olduğu ekonomik düzeni, hayatın olağan akışına ters edinilen servetleri, yolsuzlukları, asgari ücreti, vb. her türlü olumsuzluğu şehit babasının yırtık mekap ayakkabıları kadar yurttaşa göster(e)miyor!

 

Bu ülkede gerçekten gazetecilik yapmak yürek istiyor; haksızlıkları, adaletsizlikleri, yolsuzlukları.. dillendirenler, haber yapanlar o kadar az ki.

 

Medya dediğimiz aslında görmemize, anlamamıza, öğrenmemize sınır çizen, belleklerimizi prangalayan uzun metrajlı, gerçek algımızı körelten illüzyondan/filmden ibaret. Öyle olduğu için şehit babasının ayakkabısını gören okur Şarkışla’yı herhalde İstanbul’un bir ilçesi sanıyor;“Yayınlansın da herkes sadece doğuda yoksulluk var edebiyatından kurtulsun. Aylarca Dink' in delik ayakkabısıyla ajitasyonlara boğulduk unutmayın...” diyebiliyor...

 

Offf! Sonuç yerine “Adı Mehmet’ti, mutsuzdu, asgari ücret yüksekti” başlıklı ekim 2007’de yazdığım blogu öneriyorum...

http://blog.milliyet.com.tr/adi-mehmet-ti--mutsuzdu--asgari-ucret-yuksekti---/Blog/?BlogNo=70222

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..