Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '09

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

Ivan Petrovic

Ivan Petrovic
 

2.Dünya Savaşı'na katılan askerler için yapılmış 'Zafer Anıtı'.


İvan Petroviç (1927- 2009).

Seksenli yaşlarının başında hayata veda eden İvan Petroviç, hastalığına rağmen belki bir süre daha yaşama tutunmaya devam edebilirdi. Eğer hastahanede yatarken nefesi daraldığında acile kaldırmak üzere sedyeye koymaya calışırken daha dikkatli olup kendisini düşürmeyecek iki hastabakıcı olabilseydi gene eğer Alman, Japon emekliler gibi yeterli maaş alıp deniz kıyısında bol oksijen ve güneşin sıcaklığını hissedebileceği yerlerde tatillerini geçirebilseydi, devleti ona gerekli saygıyı gösterip 200 dolar karşılığı maaşla adam gibi nasıl yaşanabileceğini sorgulayıp, hakettiği şekilde yaşayabilmesi için gerekli koşulları yaratabilseydi…

Dün; evinde başlayıp mezarlıkta sonlanan cenaze merasiminin faturası, yaklaşık altı aylık maaşına bedeldi. Devlete geçmişte yaptığı hizmetler dikkate alınarak(!) bu giderlerin ancak ve sadece dörtte biri askeriye tarafından karşılanmıştı. Hayatı boyunca her türlü yokluğu ve zorluğu yasamış olan, bir somun ekmek bulabildiği günlerde kendini şanslı olarak kabul edip daha kötü yarınlar için o ekmeği bile idareli olarak yiyen İvan Petroviç; son aylarında neredeyse yememiş içmemiş bizim ‘kefen parası’ dediğimiz cenaze masrafları için para biriktirmişti. Ölümünün ardından bile onuruna değer veren biri olarak. Kimseye muhtaç olmamayı ilke edinerek.

Şu anda mezarlığında yattığı şehrin hidro-elektrik santralinin temellerini atan birkaç kişiden birisiydi. Yoktan bir şehir yaratmışlardı. Kimya tesisleri ve ilaç fabrikası inşa etmek, çalışanlar için de konut yapımı olarak başlayan ve bugün yüz bin nüfuslu bir şehre ulaşan projenin kurucu önderlerinden biriydi O. Şimdi kendi yarattığı santralin elektriği ile hergün yüzlerce troleybüsün binlerce insanı taşıdığı, yollarında da Mercedes, Audi gibi Alman ya da Toyoto, Mazda gibi Japon
otomobillerine binen ‘Beyaz Ruslar’ dan hiçbiri cenazesinde yoktu hatta ölümünün bile farkında değillerdi, belki de yaşadığını, adını dahi duymamışlardı. Amerikalı Pop Star’ın ölümünü muhtemelen Mercedeslerinin radyolarında işitmis ya da evlerindeki büyük ekran Sony televizyonlarında izlemişlerdi ama yerel komünist gazetede çıkan 3X4 cm ilan, hiçbirinin dikkatini bile çekmemişti. 

''Yoldaş İvan Petroviç’i kaybettik, cenazesi ……..'' 


14 yaşında askere alındığında yıl 1941’di. O, çocuk haliyle savaşa gidiyordu. Her fotoğrafında bir elinde sigara diğerinde silah. Elindeki silahı; o günlerde hayatta kalmasını sağlarken, diğer elindeki sigara ise bugün ölümüne neden olacaktı.. Almanlarla, Japonlarla savaşmışlardı ama O, son anına kadar geçmişten sözederken hiç Ulus ismi vermez ‘Faşistler’ ile olan savaştan bahsederdi. Aslında savaşa karşıydı, canını yaktığı her insan için kendisini çok derin sorguladığını hissederdim, ideolojilerine inanmışlardı, belki de yanılmış olabileceklerini biran bile düşünmediler ne O ne de arkadaşları… Sadece hayata geçirmek konusunda istedikleri başarıyı elde edememişlerdi.

‘Ulusal bağımsızlığımız onurumuzdur’ diyen bir ülkenin; bugün elindeki tüm değerleri ve hatta topraklarını dahi yabancılara pazarlama çabası içindeki yoneticileri nasıl bizleri kahrediyorsa, tüm yaşamını çocukluğundan başlayarak ülkesini savunmaya ve geliştirmeye adamış insanların, bu değerlerin farkında olmayan gençlerinin, savaşın mağluplarının mallarına hayranlığı karşısında neler hissetmekte oldugunu tahmin edebiliyor musunuz?

Hemen hepsi seksenli yaşlarının sonlarinda, göğüsleri ülkelerine hizmetleri karşılığı almış oldukları madalyalarla dolu olan arkadaşlarının; güneşin altında daha uzun süre kalmalarına razı olamayan bir gencin, gönülsüzce çalışan askerlere işlerini daha hızlı yapmaları için verdiği rüşveti ne hiç biri görebildi ne de görseler bile ne olduğunu anlayabilirlerdi zaten. Çünkü onlar günümüzden başka bir zaman diliminde yaşamış insanların hala direnmeye çalışan son bireyleriydiler. 

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..